.
Epeyce yıl oldu, (10 yıldan fazla) amcamın kızlarına bir gün, "bağdan biraz üzüm alın gelin hadi" demiştim. Biraz sonra ellerinde bir kaç salkım üzümle geldiler. Küçük taneli, koyu kırmızı renkli bir üzüm. "Bula bula, o kadar üzümün içinde bu üzümü mü buldunuz" demiştim. Sonra tadına baktım, çok güzeldi. "iyi ki bunu bulmuşsunuz" dedim. Hatta o zamanlar, akşamüzeri işten çıkmadan önce Erdal'a telefon ediyor, "o üzümlerden biraz kes ve dolaba koy, ben gelinceye kadar soğusun" dediğimi bile hatırlıyorum. 3-5 asma falan vardı sanırım o üzümden. 20 yıl önce ilk parsel tesis edilirken, değişik bir çeşit olsun diye aşılanmışlar. Çekirdeksiz üzümün pembe-kırmızı olanı.
.
.
Yukarıdaki fotoğraftakiler henüz tam kırmızılaşmamışlar.
Tadı güzel olan bu üzümün pazarda satımı zordu. İnsanlar onun çekirdeksiz kırmızı üzüm olduğunu bilmiyorlar, gelişmemiş, iyi olgunlaşmamış bir kırmızı üzüm sanıyorlar ve almakta tereddüt gösteriyorlardı. Sonra bu asmaların yerine başka üzümler aşılandı ve şimdi bir tek yukarıdaki asma kaldı...
Tadı güzel olan bu üzümün pazarda satımı zordu. İnsanlar onun çekirdeksiz kırmızı üzüm olduğunu bilmiyorlar, gelişmemiş, iyi olgunlaşmamış bir kırmızı üzüm sanıyorlar ve almakta tereddüt gösteriyorlardı. Sonra bu asmaların yerine başka üzümler aşılandı ve şimdi bir tek yukarıdaki asma kaldı...
.
Müge ve Şiraz üzümleri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder