7 Ekim 2012 Pazar

Bağın Bekçileri Son Üzümler: Nefer, Neferiye, Neferge, Nifirge, Nifirne, Asker

Bağdaki üzümler toplandıktan, bağbozumu tamamlandıktan sonra, bağda üzüm biter mi? Bitmeez.. Bağın bekçileri, son üzümler vardır çünkü...


Bunlar; dalların uç kısmına yakın yerlerde (sonradan) oluşan sapı uzun ve az sayıda taneden oluşan küçük salkımlardır, daha doğrusu salkımcıklardır. Bu salkımcıktaki taneler genellikle ana salkımdaki tanelerden daha küçük olurlar. Kabukları nispeten daha incedir. Çekirdek sayısı normaldekinden daha fazladır. En son üzümler oldukları için de, yurdun değişik yerlerinde bu durumu ifade edecek isimlerle anılırlar, bilinirler. Asker, Nefer, Neferiye, Neferge, Nifirne, Nifirge olarak adlandırılırlar ve hepsi de aynı şeyi ifade eder.


Nefer, Neferge, Nifir v.b. gibi isimlerle anılan bu son üzümler her zaman küçük salkımlar şeklinde olmazlar, bazıları nerdeyse ana salkım büyüklüğündedirler.


Yukarıdaki ilk iki fotoğraf Shiraz/Syrah 'ların neferleri, onların altındaki son fotoğraf da bir Zinfandel neferi.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Adakarası

Adakarası : Avşa Adası, Erdek ve Balıkesir yöresinde yetiştirilen bir üzümdür. Özellikle de Avşa adasıyla özdeşleşmiştir. Salkımları kanatlı, konik yapıdadır ve salkımdaki tanelerin dizilişi sıktır. Salkım iriliği ortadır. Olgunlaşma zamanı Eylül sonudur. Güzel kırmızı rengi olan, yumuşak ve hoş içimli bir şarap verir. Şarabında % 12 - 13 alkol olur. (Standart Üzüm Çeşitleri Kataloğu - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı)





























Ben de, 2005 yılında deneme amaçlı olarak bağa aşıladığım şaraplık üzüm çeşitlerinin arasına Adakarasını da almıştım. Diğer çeşitlerin kimilerini beğenmediğimden, kimilerini de az miktardaki değişik üzüm çeşitleriyle uğraşmak zor olacağından, yeniden aşı yaparak şaraplık üzümleri iki çeşide indirdim. Adakaralarını ise yeniden aşılamak için kesmeye kıyamadım. Ama işin duygusal olan bu boyutunun yanında bir başka boyutu daha var;


Burası sıcak iklimli bir yer. Başka yerlere göre üzümler daha erken olgunlaşıyorlar. Bu durum sofralık üzüm için bir avantaj iken, şaraplık üzümde bir dezavantaja dönüşüyor. Olgunlaşma sürecinin uzunluğu tercih edilen, istenilen bir durum. İklimi değiştiremeyeceğimize göre, üzüm çeşidi seçimini iyi yapmalı. Erkenci olan bir çeşit burada yetiştirildiğinde, iklimden dolayı daha da erkenci duruma geleceğinden, bunun önüne geçmek için geç olgunlaşan üzümleri tercih etmek doğru olacaktır diye düşünüyorum. Bu durumda, olgunlaşma zamanı orta ya da orta-geç arası bir zamana çekilebilecektir. Olgunluğu geciktirmenin bir yolunun da, bağı sulamak olduğu söylenir ki, bu, benim tercih etmeyeceğim bir yoldur. Bizim bağda az miktarda mevcut olan ve hiç sulanmayan Adakarası üzümlerimiz (yıllara göre değişmekle birlikte) Eylül’ün 8-15 leri civarında bağbozumu olgunluğuna geliyorlar.  Adakarası’nın memleketi Avşa adasındaki hasat zamanının Eylül sonu olduğu düşünülürse, buradaki Eylül’ün ikinci haftası hiç de yabana atılacak bir zaman değildir.


Adakarası herkesin bildiği ve çok tercih edilen bir üzüm çeşidi değil. Ama hem yerli bir çeşit olması, hem de bu iklimde nispeten daha geç bir olgunlaşma zamanına sahip olması bakımından (kendi açımdan) üzerinde durulması gereken bir çeşit.


Bir de, bir itirafta bulunayım; Adakarası şarabının rengi açık oluyor, ben de buna epeyce bir takılıyordum. Çünkü, koyu renkli bir şarap istiyordum. Ama artık rengine o kadar da takılmıyorum, o eskidendi :) Her üzüm koyu renk şarap verecek diye bir şey yok.