Olgunlaşma sıraları geldikçe yerel armut çeşitlerimizi yazıyorum, fotoğraflarını çekiyorum. Daha önce de dediğim gibi, düzenli tesis edilmiş bir armut bahçesi yok buralarda. Armutlar tarla başlarında, yol kenarlarında, tarla sınırlarında münferit olarak bulunurlar. Dolayısıyla düzenli bakımları yapılmaz, hatta hiç bakımları yapılmaz. Hal böyle olunca ne ilaçla, ne de gübreyle tanışıklıkları yoktur. Zaman içinde yaşlanan ağaçların yerine yenileri aynı sayıda gelmediği için, hem armut ağaçları hem de armut çeşitleri yok olma yolundalar. Yabanilerinin (yani çöğürler) üzerine bu çeşitleri aşılamak suretiyle, çeşitlerin kaybolmasının önüne geçmek gerekiyor, ama armut aşısını bilen de, bunu yapan da yok gibi bişey.
Yukarıda "Küçük Nifili Armudu" nun fotoğrafı, aşağıda da dün yaptığımız armut aşısının fotoğrafları var.
Daha önce de yazdığım gibi çöğürler tarla sınırlarında, orda burda kendiliklerinden yetişirler. Yukarıdaki çöğür de bağın sınırında çıkmış kendiliğinden, biz de ileride aşılarız diye kesmemişiz ve büyütmüşüz. Aslında aşısı çok geç kalmış, daha gençken yapılmalıydı aşısı. Aşı kalemlerini koymak üzere, Erdal çöğürün dallarını kesiyor. Babam da aşı kalemlerini hazırlıyor.
.
Babam aşı kalemlerini hazırlamakta...
Dal kesilmiş ve aşı kalemleri yerleştirilmiş. Anaç kalın olduğu için 4 tane kalem konulmuş.
Aşı kalemlerinin konulması bitmek üzere. Erdal da bir taraftan bir nevi aşı macunu olan karışımla aşı yerini kapatıyor.
.
Aşı işi tamamlanmış durumda. Anaç çok kuvvetli olduğu için bu aşı kalemleri muhtemelen çok hızlı gelişeceklerdir ve bir aksilik olmadığı taktirde seneye bu sürgünlerden bir kaç armut alırız.
.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder