27 Mart 2010 Cumartesi

Evde Şarap Grubu Mart-2010 İzmir Tadım Toplantısı



Ve bir Evde Şarap grubu tadım toplantısı için daha İzmir'deyiz. Bizim takımdan Erdal eksik, bu sefer gel(e)medi. Daha önceden tanışık olduğumuz arkadaşları tekrar görmek güzel, yeni arkadaşlar tanımak güzel.



Bodrum'dan gelen grup, yani bizler :) Ben, Rıdvan abi ve Kadir abi. Artık Bodrumlu olan Erhan abi ve eşi Füsun hanım. Ve ilk defa katılan Ömer bey ve Sinan bey.



Her zaman olduğu gibi şaraplarımızla da bir poz verelim dedik :) Bu ay içerisinde İstanbul'da gerçekleşen Wines of Turkey (WOT) ve Veritas, Masters Of Wine (MW) kör tadımlarında ön plana çıkan ve en yüksek puanları alan İzmir bölgesinin şarapları ve grup üyelerinin yapmış olduğu şaraplar, grubumuzun moderatörlerinden Nejat bey ve ben.


Can Ortabaş, Ayhan Güleyen ve Grubun moderatörlerinden Nejat Kutup.

İlk bölümde derece almış şarapların tadımı yapıldı. Bu şaraplar;

MW 2010''da, Anadolu Üzümlerinde Yapılan Kırmızı Şaraplar kategorisinde en yüksek puanı alan Urla Şarapçılık Boğazkere 2009 (88 puan) ve ikinci yüksek puanı alan Doluca Kav Tuğra Kalecik Karası 2008 (87). Uluslararası Üzümlerden Yapılan Kırmızı Şaraplar kategorisinde ikinci olan Urla Şarapçılık Nero d'Avola / Urla Karası 2009 (88), üçüncü olan Sevilen 900 Cabernet Sauvignon 2007 (87). Kupaj Kırmızı Şaraplar kategorisinde birinci olan Prodom (Sevilen) Syrah-Cabernet Franc-Petit Verdot 2007 (91) şarapları ile WOT 2010' da 88 puan alan Pendore Boğazkere 2008. MW ve WOT'da tadımı yapılan ve puanlanan şarapların tamamının listesi için tıklayınız.

Hepsi de çok güzel şaraplardı, ama ben Urla Şarapçılık Boğazkere 2009 ve Urla Şarapçılık Nero d'Avola / Urla Karası 2009'u biraz daha fazla beğendim.



Toplantımıza katılarak, bizlerle, bağcılığa başlama hikayesini, bağcılık ve şarapçılık hakkındaki düşünce ve tecrübelerini paylaşan, bize tadımını yaptığımız şaraplarını anlatan ve bunu samimiyetle ve açık yüreklilikle yapan, Urla Şarapçılık ortaklarından Sayın Can Ortabaş'a çok teşekkürler...



Ödüllü şaraplardan sonra sıra bizim şaraplarımıza geldi.
Keskin bir geçiş oldu da diyebiliriz :)
Grup üyelerinin şarapları da kendi içinde değerlendirildiğinde, iyi şaraplardan, ne iyi ne kötü şaraplara (nasıl değerlendirme ama), oradan kötü şaraplara uzanan geniş bir yelpazede epeyce çok şarap tattık.




.
Fotoğraf çekme işini hep Erdal yapıyordu daha önce. Bu toplantıda o olmadığı için, çok fotoğraf çekemediğim gibi, benim fotoğrafım da bol bol çekil(e)medi :)
.


Şarapların tadımı ve yemek faslı bittikten sonra grup üyeleri de birer ikişer dağıldılar. Bizler, yani yukarıdaki grup en sona kalanlarız. En son birazcık daha sohbet, son bir fotoğraf ve yolcu yoluna...

Güzel bir gün ve güzel bir yolculuktu...
.
.

20 Mart 2010 Cumartesi

Asma Fidanı Dikimi



Daha önceden bize gelen ve toprak altına gömülü olarak beklemiş açık köklü 110R Amerikan asma anaçları.



Fidanlara dikim budaması yapıldı. Fidandaki sürgünlerinden en kuvvetli olan bir veya ikisi seçilerek iki göz üzerinden kesilir. Diğer sürgünler tamamen temizlenir. Dip köklerden yaralı kökler var ise bunlar tamamen kesilir çıkarılır, diğer kökler de 5-6 cm uzunlukta olacak şekilde kısaltılır.





.
Dikim budaması yapılmış olan fidanlar.

.



Arazide ölçüm yapılarak dikim yerleri belirlendi ve derinliği diz boyu, bu da yaklaşık 50 cm kadardır, genişliği de 40 cm civarında olan çukurlar kazıldı. Çukurlardan çıkan üst topraklar bir yana, alt topraklar bir yana yığıldı. Çukurun en altına bir avuç (tek avuçla) 15-15-15 kompoze gübre serpiştirildi.

.


.

Bu gübrenin üstüne 15 cm kadar yükesklikte yanmış çiftlik gübresi ve üst toprak karışımı konuldu. Organik madde içeriği çok yüksek olan bu toprak hem köklerin iyi gelişmesini sağlayacak hem de, en alta konulan kompoze gübrenin köklerle direkt temasını önleyecek.



Yakınımızda olduğu için, biz ağaç altlarından alınmış bir miktar orman toprağı da kullandık. Asmalar çukurun ortasına gelecek şekilde yerleştirilerek dibine bu karışım topraktan atıldı ve daha sonra sıkıştırıldı. En son olarak da biraz can suyu verildi.


Bir çok kaynakta dikim tahtası kullanılması gerektiği yazmakla birlikte, biz şimdiye kadar hiç bir dikimde bunu kullanmadık. Ve bağdaki bütün sıralar da çok muntazam. Bu biraz da tecrübeyle alakalı.


Eğer fidanlar daha erken dikilseydi, olumsuz hava şartlarından korunması için üzeri 5 cm kadar kalınlıkta yumuşak bir toprak tabasıyla örtülecekti. Ancak dikim yaptığımız gün itibarıyla olumsuz hava şartlarını geride bıraktığımızı düşündüğümüzden ve havaların ılık gittiği için, fidanların üstü örtülmedi, uç kısımları açıkta bırakıldı. Eğer bunlar aşılı fidan olsaydı, dik büyümeleri için diplerine bir herek dikilecekti. Ancak bunlar anaç oldukları için herek dikilmedi, herekleri önümüzdeki yıl aşıları yapıldığı zaman dikilecek.

17 Mart 2010 Çarşamba

Garova'da Yeni Asmalar Dikiliyor



Benim isteğim üzerine bağı biraz daha genişletmek için, bağın kenarındaki küçük boş bölüme asma dikiyoruz. Buna minik bir bağ tesisi de diyebiliriz. 110R Amerikan asma anaçları (aşıyı gelecek yıl kendimiz yapacağız) geleli epeyce oldu, şimdiye kadar dikilmeleri gerekiyordu ama hava yağmurlu, işler yoğun derken birazcık geç kaldık.



Arazinin bu kısmı epeyce meyilli olduğu için, önce bir düzeltme sonra da küçük bir teraslama yapıldı. Asmaların dikileceği yerlerin ölçümünü ve fidan dikimini baba bağcı yapıyor. Çukurlar da elle kazılıyor.
Fotoğrafta pek seçilemesem de, oralarda bir yerlerde ben de varım :) Hava güneşli olmasına rağmen hafif esinti biraz üşütüyordu. Olsun, biraz üşüsem de, ben de orada olmalıydım...



Baba bağcı yorgun. "Sen kazma kürek işlerine dokunma, işin ölçme-biçme, dikme, programlama kısmını yap sadece" desek de, dinleyen kim? Biraz tez canlıdır da kendisi :)



Bağcı Erdal olmasa da bu işler olmaz tabi...
.
.

13 Mart 2010 Cumartesi

Asmalar Filizleniyor



Asmalar filizleniyorlar. Her yıl olduğu gibi, bu yılın da ilk asma filizleri çok erkenci bir üzüm çeşidi olan ve bağda az miktarda bulunan Trakya İlkeren'den.
.
.

5 Mart 2010 Cuma

Milas, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Fuarı



Milas, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Fuarı. Bunun başında bir de "1." ibaresi var. Bundan da, bu fuarın ilk olduğu ve devamının gelmesinin planlandığı anlaşılıyor. Umarım öyle olur. Çünkü gördüğüm kadarıyla ilgi epeyce yüksekti. Faydalı olacağını düşünüyorum. Ayrıca, bir fuarın bir şehri nasıl hareketlendirdiğini de gördüm...



Krom nikel paslanmaz gıda tankları olur da dikkatimi çekmez mi hiç :) Bunlar öncelikli olarak zeytinyağı için yapılmış olmakla birlikte şarap için de kullanılabilirler.



Bağcılık ve sera malzemeleri standı. Asma dallarını bağlama iplerine bakıyoruz.



Bir çok stand vardı. Hangi birini yazsam ki, bu da güzel standlardan birisi. Datça Köy Ürünleri standı.



Muğla Tarım İl Müdürlüğünün standı. Muğla'da yetiştirlen bir çok ürün var bu standda.



Bir toprak frezesi ya da diğer bir adıyla çapa makinası. En fazla kullanıldığı yerlerden birisi de bağcılıktır. Sıra aralarının işlenmesinde kullanılır.



Fuarda "Kadın Çiftçiler Bilgi Yarışması" yapıldı. 2004 yılından itibaren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılan "Kadın Çiftçiler Yarışıyor" bilgi yarışması çerçevesinde, her ilde yarışmalar yapılarak il birincileri belirlenmekte ve daha sonra il birincileri bölge birinciliği için, bölge birincileri de Türkiye birinciliği için yarışmaktadırlar. Bu yılın Muğla yarışması Fuarla aynı zamanda, fuar etkinlikleri içerisinde Milas ilçesinde yapıldı. Bodrum, Dalaman, Datça, Fethiye, Ortaca, Köyceğiz, Marmaris, Muğla Merkez ile Milas, Ula ve Yatağanlı kadın çiftçiler yarıştı. Her takımın 2 bayandan oluştuğu yarışmada, Yatağan birinci, Bodrum ikinci, Ula üçüncü oldu. 09.03.2010 tarihi itibarıyla ekleme : Yatağan'ın diskalifiye olduğu, yerine bölge birinciliği için Bodrum'un yarışacağı bildirildi.



Milas Tarım İlçe Müdürlüğünde çalışan, Liseden arkadaşım Durmuş kardeşimle de görüştük. Görüşmekle kalmadık, çok güldük, çook...





Bodrum Tarım İlçe Müdürlüğünden gelen arkadaşlar ve Bodrum'dan gelen "Kadın Çiftçiler Yarışıyor" yarışmasının yarışmacı arkadaşları. Ben de bu Müdürlüğün malülen emekli memuru :) Hep beraberiz...

Zeyinyağı Standları



Bizim buralarda zeytinyağı dökme olarak satılır. Ve ben de bu yörede, daha doğrusu Muğla ilinde diyeyim, markalaşmış zeytinyağı olduğunu düşünmüyordum, bilmiyordum. Bugün gördüm ki, meğer ben bilmiyormuşum :) Durum o kadar da kötü değilmiş. Fuarda epeyce zeytinyağı standı vardı; Menteşe Som, Labranda, Olive Farm, Milas Zeytinyağı (Zeybekler), Selene, Altınoran, Yalın, Totolive ve tabi bir de Tariş Zeytin'in standı vardı.
.
.

Menteşe SOM "Butigue Olive Oil"



Osman Menteşe beyin butik zeytinyağı üretimi konusunda yaptıklarını duymuş, onun zeytinyağının İtalya'da aldığı ödülü okumuştum. Geçen yaz, Çömlekçi köyünde İşmen bağları bağbozumunda da tanışmış, sohbet etmiştik kendisiyle. Bugün de fuarda böyle güzel bir standda zeytinyağlarını gururla sunarken karşılaştım...



Menteşe SOM "Butigue Olive Oil" tadım masası. Sol tarafta sadece memecik zeytininden elde edilmiş yağ, sağ tarafta da üç zeytinin karşımından elde edilmiş yağ var. Her iki yağ da güzel ama memecikten elde edilmiş yağ çok daha güzel. Ve bir not : Muğla'daki zeytin ağacı varlığının içinde memecik zeytini en fazla yer tutan çeşittir.



Ne kadar güzel bir afiş. İşte bizim zeytinyağımız bu şekilde değerini bulmalı...



Menteşe SOM memecik zeytininin yağı çok güzel demiştim ya, bu uluslararası bir ödülle de tescillenmiş. Bu ödül ve hikayesini okumak için tıklayınız.


İşte, altın sıvı bu şişelerin içinde...
.
Ufak butik işletmesinde ürettiği Sızma Zeytinyağı (Extra Virgine Olive Oil), İtalya'da yayınlanan L’Extravirgine 2007 ve 2008 kataloglarında dünyanın başka seçilmiş zeytinyağları ile birlikte yer alan A.Osman Menteşe'nin, "Değişik Tadlar Buketi ve Sağlık İksiri Zeytinyağı" başlıklı yazısını okumak için tıklayınız.