26 Ocak 2013 Cumartesi

Yalı Beldesinde, Şarap Seminerinde Yapılan Şarapların Tadım ve Değerlendirme Toplantısı

Yaklaşık üç ay önce Yalı Beldesi Belediye salonunda, Erhan (Yürüt) abinin öncülüğünde bir şarap yapımı semineri düzenlemiştik. Bu daha çok, bir seminerden öte, şarap ve şarap yapımı hakkında sohbet gibiydi. Bu esnada, bağda kalan son neferiye üzümlerle küçük bir de uygulama yapmıştık.   

Bu uygulamada saplarından ayırıp parçalayarak, Erhan abinin nezaretinde fermentasyona bırakılan üzümlerin fermentasyonları tamamlandı ve içmek için henüz erken de olsa bir şarap çıktı ortaya. Sadece 4 şişe olan bu uygulama şarabını korumaya çalışmaktansa, bir daha toplanalım ve "işte o üzümlerden yaptığımız şarap" diyelim dedik. Dedik ve toplandık...

Hem bu 4 şişelik, küçük parti uygulama şarabının tadına baktık ve üzerinde konuştuk, hem de kendimizin başka şaraplarımızı tattık, sohbet ettik... 

Üzümler saplarından ayıklanırken ve elle ezilirken çekilmiş fotoğraf kullanılarak, Füsun (Yürüt) abla tarafından, o dört şişe şaraba yapılan etiket.

Toplantı, Yalıçiftlik sahilinde bulunan ve Yalı Belediyesi tarafından işletilen Yalı Balık Restaurant'ta yapılacaktı ancak önceki gece esen lodos camları kırmış, içeriler su olmuştu. Temizlenmeye ve tamir edilmeye henüz başlanabildiği için toplantı yeri de değişti. Toplantımız yine, Belediye Başkanımız İsmail Altındağ'ın ev sahipliğinde Yalı Belediyesinde gerçekleşti.

Lodos şiddetini yitirmiş de olsa, yine de oldukça büyük dalgalar vardı. Yalıçiftlik'teki denizi pek böyle görmemiştim. Hafif şiddetteki bu lodosta bile ürkütücüydü... "Acaba bu havada denizde olmak nasıldır" diye düşünmeden edemiyor insan :) Sakin havada, turkuaz rengi ve durgun haliyle ne kadar çekici ve güzel oluyorsa, böyle havada dalgaları ve kararan rengiyle bir o kadar korkutucu oluyor...   

15 Ocak 2013 Salı

Bodrum Rotary Kulübü Meslek Hizmet Ödülü

Bodrum Rotary Kulübü 2012-2013 yılı Meslek Hizmet ödülleri Doria Otelde düzenlenen toplantıda törenle sahiplerine verildi. Beni de bu ödül için uygun görmüşler. Ben ödülü almak için gittiğimde, başka ödül alacak kişi ya da kişiler var mı, varsa kimler, bu konuda bir bilgi sahibi değildim. Ancak, orada çok güzel bir sürprizle karşılaştım. Rotary Kulübü tarafından iki kişiye Meslek Ödülü verilmesi kararlaştırılmış ve bu ikinci kişinin de Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon olduğunu öğrendim. Ve bu da bir tesadüf, hem de çok hoş bir tesadüftü…Çünkü, onun benim hayatımda çok özel bir yeri vardır… Bu ödüle layık görülmek ve almak ne kadar güzelse, onla beraber almak ayrıca güzeldi… 

Bodrum Rotary Kulübü Başkanı Dr. Muzaffer Buyruk yaptığı açış konuşmasında, bu yıl meslek hizmetleri komitesi tarafından yapılan çalışma sonunda, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ile Pınarlıbelen köyünde bağcılık yapan Mehmet Vuran’ın seçildiğini açıkladı ve ardından ödül törenine geçildi.

Törende, meslek hizmet ödülü sahiplerine, yani Sayın Başkanım ve bana, Bodrum Sağlık Vakfı engelli öğrencilerinin seramikten ürettiği özel plaketler verildi. Çalışmarımızı, üretimimizi farkettikleri için ve beni bu ödüle layık gördükleri için Bodrum Rotary Kulübüne çok teşekkür ediyorum…

İnternet sitelerimden, yazıp çizdiklerimden dolayı ben daha çok biliniyorum ve ön plana çıkmış durumdayım. Her ne kadar bu ödül bana verilmişse de, ilgilenmekten, içinde çalışmaktan, gezip dolaşmaktan çok zevk aldığım bağlarda, başta babam ve Erdal olmak üzere, bütün ailemin büyük emeği vardır…

Zeytin, Üzüm ve İncir, antik çağlardan beri çok önemli olmuş bitki ve ürünlerdir. Bunların içinde, hem önemi bakımından hem de sıra sıra asmaların oluşturduğu bağların görsel güzelliği bakımından üzümün yeri bir başkadır benim için. Bunun için de her zaman, yaklaşık 30 yıl önce bir tesadüf sonucu başladığımız Bağcılığa, "iyi ki başlamışız” diyorum. 

Karaova topraklarında yapılan tarımda bir zamanlar tütün ve tahılın çok büyük bir yeri vardı. Bir takım gelişmeler sonucu tütün tarımı sona erdi. Ve tütün çabuk unutuldu. Neredeyse daha düne kadar tütün üreticiliği yapılırken, şimdi öyle bir hava var ki, sanki üzerinden bir asır geçmiş gibi. Bunda, tütün tarımının çok zor olmasının etkisi büyüktür. Bu bakımdan, hiç kimsenin tütün yetiştirmeyi özlediğini sanmıyorum. Bir bakıma, isabet oldu da denebilir. Ama, geçmişte en büyük geçim kaynağı olmasından dolayı hakkını da teslim etmek gerekir. Tahıl tarımı da geçmişe göre oldukça azalmış durumdadır. Netice itibarıyla, arazilerin hatırı sayılır bir bölümünde ciddi bir tarımsal faaliyet yoktur. İşte, bizim bu ürün dönüşümünü gerçekleştirip, bağcılığa geçmiş olmamız ve bunu da başarılı bir şekilde devam ettiriyor olmamız, bu bakımdan önemlidir…

14 Ocak 2013 Pazartesi

Bağ Budamaya Başladık

Budama; asmalarda büyüme ve gelişme ile verimlilik ve kalitenin dengeli bir şekilde düzenlenerek, bağlardan sağlanan yararın en üst düzeye çıkarılması amacıyla, canlı toprak üstü organları, özellikle bir yaşlı dallar ve sürgünler üzerinde gerçekleştirilen kısaltma, çıkarma ve seyreltme gibi işlemlerdir. İşte, şimdi bu işlemleri yapmanın zamanı geldi. 

Baba bağcı iş başında. İş başında diyorum ama, o bunu bir iş olarak görmüyor. Çünkü, budamayı çok severek yapıyor...

Fotoğrafta görülen kovanın içindeki kapta "çamaşır suyu-su" karışımı var. Bir asmadan diğerine geçilirken budama makası bu karışıma daldırılarak, budanan asmada herhangi bir hastalık varsa, bunun diğer asmaya taşınması ve bulaşması riski en aza indiriliyor.

Son bir kaç yıldır budamayı mümkün olduğunca Ay takvimine uyarak yapmaya çalışıyoruz. Bugünlerde biraz ara vereceğiz.
   
Hava çok soğuksa ve "don riski" varsa budamaya ara veriyoruz. Çünkü don, bıraktığımız gözlerin bulunduğu çubuklarda donmaya ve zarar görmelerine neden olabilir.

Bağ budama ile ilgili video ve bilgilere bu blogta arama yaparak ulaşabilirsiniz.

8 Ocak 2013 Salı

Bodrum Golf ve Tenis Kulübü / Acıbadem Bodrum Tenis Kış Ligi

1995 yılında tayinim çıkıp Bodrum’a geldiğimde hiçbir tenis kulübü yoktu Bodrum’da. Tenis oynamak için kort bulmak problemdi. Mevcut kortlar da otel ve tatil köylerinin kortlarıydı. Kayda değer bir tenis faaliyeti yoktu, turnuva(lar) yoktu. Ben, nerde tenis oynayabilirim diye düşünür ve araştırırken Mehmet Kocadon’la tanışmıştık. Sonra da onların otelindeki kortlarda beraber tenis oynamaya başlamıştık. Haftanın 3-4, bazen 5 günü mesaiden sonra oynuyorduk. Kışın da Bursa’da Üniversite’nin kortlarında genellikle arkadaşım İlker Sagay’la oynardık.

Daha sonraları (1998’di sanırım) Bodrum Tenis Kulübü kuruldu. O da fazla uzun ömürlü ol(a)madı. İlk turnuvalar da bu kulüpte düzenlenmeye başlanmıştı benim bildiğim kadarıyla. Yaz dönemine denk gelen turnuvada ben de oynamıştım. Final oynadığım bu turnuva, Bodrum’da oynadığım ilk ve son turnuvadır. Yaşadığım trafik kazasından bir hafta öncedir. Eylül’ün son haftası 1999.

2000 yılından sonra tenis kortları, oynayanları artmaya başladı, kulüpler kurulmaya başladı. Bodrum Golf ve Tenis Kulübü de Bodrum’da spor ve turizmin hizmetine yeni girmiş bir tesis. Açılışı yaklaşık 3 ay önce yapılan ve ilk defa bugün gittiğim, Bodrum Ortakent’teki Bodrum Golf ve Tenis Kulübünü çok beğendim. Çok güzel bir tesis. 10-15 yıl öncesine kadar Bodrum'da tenis oynayacak yer bulmakta bile zorlanırken, şimdi ise Bodrum'un uluslararası standartlarda tenis tesisine sahip olması çok sevindirici. Hem bir Bodrumlu hem de tenisi çok seven bir kişi olarak, bu tesisin Bodrum'a kazandırılmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum...  

Bugün, sponsorluğunu Bodrum Acıbadem Hastanesinin üstlendiği, Acıbadem Bodrum Kış Tenis Liginin basın toplantısı vardı. Mehmet Kocadon başkanım beni de davet etmişti. Ben aslında yanlış anlamışım, açılış maçı olacak sanıyordum. Meğer basın açıklaması yapılacakmış. Biraz da geç kalmıştım, kulübe varınca gördüm ki beni bekliyorlar.

Basın toplantısına Bodrum Kaymakamı Dr. Mehmet Gödekmerdan, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Acıbadem Bodrum Hastane Direktörü Beril Öngen, Kulüp Direktörü Tacettin Pendik, Kulüp Genel Müdürü Caner Tuna, eğitmenler ve basın mensupları katıldı. 

200 sporcunun, erkekler, kadınlar, yeni başlayanlar, master erkekler ve master bayanlar olmak üzere 5 ayrı kategoride mücadele edeceği Acıbadem Bodrum Kış Tenis Ligi Mayıs ayı sonuna kadar devam edecek. Acıbadem Bodrum Hastanesine, tenise verdiği destekten dolayı çok teşekkürler...

Ayrıca, Kulübün engelli tenisine (tekerlekli sandalye tenisi) yönelik projeleri de var…


Basın açıklaması ve Acıbadem Bodrum Kış Tenis Ligi haberleri ile ilgili bazı gazete ve haber siteleri ; bodrumdabugün, kenttv, bodrumhabermerkezi  

Çıkan haberlerde benden engelli tenisçi olarak bahsediliyor. Buna açıklık getireyim; şu an aktif tekerlekli sandalye tenis oyuncusu değilim. 2005-2006 yıllarında biraz başlar gibi olmuştum, ama daha sonra bazı sebeplerden dolayı buna devam etmemiştim. Önümüzdeki günler ne gösterir bilmiyorum ama, tesisi gördükten sonra, verilen/verilecek destekleri gördükten sonra tekrar başlamayı deneyebilirim diye düşündüm. Bakalım, bu düşüncenin bir yere varıp varamayacağını, varırsa nereye varacağını ilerleyen zamanda göreceğiz.

1 Ocak 2013 Salı

Yeni Bir Yıl, İyi Bir Yıl

SEVGİLİ DOSTLAR,
YENİ YILINIZI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLAR,
2013'ÜN HER ŞEYİN YOLUNDA GİTTİĞİ, İYİ BİR YIL OLMASINI DİLERİM... 

Aşılanmış bir asmanın toprak altından çıkan filizi ve yeni bir başlangıç...

Bu filmi kaç defa izlediğimi saymadım ama çok oldu :) Ve, geçen yıl, ondan önceki yıl ve ondan önceki yıl olduğu gibi, bu yeni yıla girerken de "yine" izledim. Her yılımız, iyi bir yıl olsun...

Bu filmin CD'sini İstanbul'dan, (nur içinde yatsın, rahmetli) sevgili Devlet abla göndermişti. Çok sevdiğimi öğrenince bana sürpriz yapmış, içine de şöyle bir not yazmış(tı); "Süper! Harika... Tenis var, Bağ var, Şarap var. Tam senin filmin. İstediğin kadar seyret. Ben en çok da  Bay Dufo'nun her an dans eden hanımını sevdim. İyileşirsem bir tane de kendime arayıp bulucam. Devlet. 10 Ocak 2009

Çocukluğunu Fransa'nın güneyinde Provence'de büyük amcasının Chateau'sunda üzüm bağları arasında geçiren, büyük amcasıyla şarap tadan, şarabın inceliklerini öğrenen Max Skinner (Russell Crowe), çocukluktan sonraki yaşamına İngiltere'de devam eder ve orada, hızlı konuşan, hayatı hızlı yaşayan, para piyasalarını ters yüz eden acımasız bir borsacı olur. Günün birinde büyük amcasının öldüğünü ve Chateau'nun da ona miras kaldığı haberini alır. Miras işlemlerini halletmek ve Chateau'yu satmak için sadece iki günlüğüne Provence'e gider. Gidiş, o gidiş...