
Pemra Özgen'in oyunu hakkındaki (naçizane) düşüncelerim :
Backhand'lere çoğunlukla "slice" vuruyor. Bu, bir vuruş çeşitliliği (ya da silah diyelim) olarak kullanılırsa iyi ama mecburiyet halini alırsa nereye kadar? Daha oyunun başında bu durum dikkatimi çekince, vuruşları ikinci oyundan itibaren saymaya başladım. Birinci set ikinci oyundan itibaren 97 backhand vuruş yaptı. Forehand vuruşları saymadım ama, bazı backhand pozisyonlarında topu forehand'ine alarak vurduğu da dikkate alınırsa sanırım forehand vuruş sayısı da 120-130 civarındadır. Bunların çoğu da zayıf vuruşlardı. Gelelim backhand vuruşlara; bu 97 backhand vuruştan 83'ü backhand slice, ancak ve ancak 14'ü normal klasik backhand vuruşları idi. Ki bu 14 vuruşun neredeyse tamamına yakını da zayıf vuruşlardı.
Güçlü klasik bir backhand vuruşu olmadan başarılı olmak çok zor. Olan yok mudur, vardır. Mesela Steffi Graf başarılı olmuştur, hem de efsane olmuştur. O da backhand'ine gelen toplara daha çok "backhand slice" vururdu. Ama o Steffi Graf :) Veee, istisnalar kaideyi bozmaz. Haa, siz de bir istisna olabiliyorsanız, ne ala...

Maçın anlatanı ve yorumlayanı, Pemra'nın topu oyunda tutması gerektiğini söylemelerine rağmen, bu zayıf vuruşlarla bunun doğru olmadığını, bir an önce "winner" lar üretme yoluna gitmenin daha doğru olacağını düşündüm.
Tesadüf ki, Garrigues de alçak "backhand slice" toplara vurmayı sevmiyordu. Bu yüzden ilk başlarda biraz zorlandı. Zaten bunun neticesinde birince seti de kaybetti.
Servisleri oldukça başarılı.
Oyun çeşitliliği var ama devamlılığı yok.
Biraz da rakibinin oyununu bozan bir oyunu var, bu her zaman işe yarar mı, sanmıyorum.
Forehand'ine gelen zor topların bazılarına, kurtarmak için son bir hamleyle "forehand slice" vuruşlar yapıyor. Zor pozisyonlarda yapılan bu vuruşlar omuzda ciddi sakatlanmalara neden olabilir. (Amatör olarak tenis oynamış olan) Ben böyle bir sakatlanma yaşamıştım. Ayrıca, bu tarz vuruşlar bir profesyonelin yapacağı vuruşlar değil. Bu vuruşları daha çok amatörlerde görüyoruz.
Kısa topların bazılarını gerçekten kısa olarak mı atıyor, yoksa ancak oraya kadar mı gidiyor, bu konuda ikilemde kaldığım bazı vuruşlar oldu.
Bu maça sabaha kadar devam etselerdi, Pemra başka set alabilir miydi bilmiyorum. Çünkü oyunu çözülmüş, kondüsyonu düşmüştü, mental açıdan da inişteydi.
Pemra Özgen, WTA Tour turnuvalarında 2. tur oynayan ilk (ve tek) Türk tenisçisi. Şimdi buna sevinmeli miyiz, üzülmeli miyiz? Koskoca 70 milyonluk Türkiye'den başarılı bir tenisçi çıkaramamışız. Neyse, söylenecek çok şey var... Biz yine bu konudaki ümitlerimizi korumaya devam edelim. Grand slam olmasa bile, klasik WTA turnuvalarında turlar geçen tenisçilerimiz olmasının hayallerini kuralım. Çünkü tenisi seyretmek güzel, kendi oyuncumuzun maçını seyretmekse bir başka güzel ve heyecanlı... Bunu yaşattığı için Pemra'ya teşekkürler, Turnuvada emeği geçenlere teşekkürler...
.
.