tag:blogger.com,1999:blog-24938448438852359352024-03-06T11:35:20.834+03:00Garova Bağları GünlüğüMehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.comBlogger445125tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-20844914660996807282023-04-21T11:17:00.003+03:002023-04-21T11:22:48.312+03:00Bulgaristan Tv Kanalı İçin Çekilen The-Bechalor Programının Garova'daki Çekimlerinden<div><br /></div><iframe frameborder="0" height="270" src="https://youtube.com/embed/kzL8Wchsq0k" width="480"></iframe>Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-86342852467439543642020-06-09T23:39:00.000+03:002020-06-10T11:04:09.553+03:00"Üç Cümle Yazın Bugün" Dedi<div style="text-align: justify;">
Evet, işlerim çok fazla... Evet, vakit bulamıyorum ama yine de sevgili blogumu bu kadar ihmal etmemem gerekiyor(du)...</div>
<br />
<img border="0" data-original-height="1321" data-original-width="1080" height="599" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHBdq9deVZO64qstofbFdpCO2WUNgfobGK0-aDMnztDKpIuZoDgLJL33Ceg0AGcZ_S42bYT2Czz7Q0vTWwSAmh_fHOCCUP9HSroOqbipvJdrp1KowjPUzhKIstKa4RVyOFq8KqbIwlJf0/s640/garova+vineyards_sunset.jpg" width="490" /><br />
<div style="text-align: justify;">
Bugün telefonum çaldı ve gayet kibar bir hanımefendiyle bağlarımızla ve işle ilgili epeyce konuştuk. Sonra, "Garova Bağları Günlüğü" Bloguma bakmış ve "Sizin blog çok güzel... okuyacak çok şey var, ancak, onu da aldım listeye." şeklinde bir WhatsApp mesajı geldi. Uzun zamandır bişey yazmadığımı, bugün - yarın derken hep kaldığını yazdığımda, bu defa da, " Bence yazmak için çok iyi bir gün bugün. Üç cümle yazın bugün. Sonra isterseniz unutun! (o sizi bırakmayacak ki sonra)" mesajı geldi. Sonrasında, eski yazıları da okumuş olacak ki, bir başka "Blogunuz çok güzelmiş" mesajı daha...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ara ara bunun gibi konuşmalar, mesajlar oluyordu, hatta, bu yazıyı yazmak için açtığımda, altı ay önceki yazıdan sonra, yorum olarak "<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: "arial" , "tahoma" , "helvetica" , "freesans" , sans-serif; font-size: 13px; text-align: justify;">Dönüşünüze çok ama çok sevindim. Sizden öğrenecek çoook şeylerimiz var, unutmayın bizi." </span>yazmış Ecehan. Kusura bakma, çok geç gördüğüm için...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bütün bunların üstüne, her ne kadar üç cümleyi geçmiş de olsam, Garova Bağları Günlüğü'me bişeyler yazmaz mıyım hiç!.. Hadi bakalım, Garova'da akşam güneşinde çekilmiş bu fotoğraf eşliğindeki, adı üç cümle olan, kendi üç cümleyi aşan bu yazı, Blogum için yeni bir başlangıç olsun...</div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-54138205476056658382019-12-08T01:31:00.002+03:002019-12-08T02:34:18.995+03:00“Bağın İçine Girip Budayasım Gelipduru!"<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYWcxqvV9Z9jCCw_QIrMazohCJoxjTswXOuHQOgya_u6wffeHOhXiFn0ctp4jHBRx1q4ngeJ2fFDuZA6X2E6REIJSfEfNVMfB60eaqWlq-kVcy5k6SZHVmbsN4xglqWAVfNKDARZcdqCs/s1600/1.Bodrum+Tar%25C4%25B1m+%25C3%2587al%25C4%25B1%25C5%259Ftay%25C4%25B1_mehmet+vuran.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="540" data-original-width="960" height="275" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYWcxqvV9Z9jCCw_QIrMazohCJoxjTswXOuHQOgya_u6wffeHOhXiFn0ctp4jHBRx1q4ngeJ2fFDuZA6X2E6REIJSfEfNVMfB60eaqWlq-kVcy5k6SZHVmbsN4xglqWAVfNKDARZcdqCs/s320/1.Bodrum+Tar%25C4%25B1m+%25C3%2587al%25C4%25B1%25C5%259Ftay%25C4%25B1_mehmet+vuran.jpg" width="490" /></a></div>
<br />
<span style="background-color: white; color: #1c1e21; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><span style="background-color: white; color: #1c1e21; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;">3-4 Aralık 2019 tarihlerindeki "1.Bodrum Tarımsal Kalkınma Çalıştayı" nın ardından Milas Bakış gazetesinde A.Kemal Kaşkar tarafından bir değerlendirme yazısı kaleme alınmış. Yazının tamamı </span><span style="background-color: transparent; color: #1c1e21; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px;">“Bağın İçine Girip Budayasım Gelipduru!" başlıklı ve, </span></span><span style="background-color: white; color: #1c1e21; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;">ben ve Garova'yla ilgili bölümü de aşağıdaki şekilde;</span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: "lato"; font-size: 15px; text-align: justify;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: "lato"; font-size: 15px; text-align: justify;">Saat 10’a doğru Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın salona girmesinin hemen ardından başladı çalıştay.</span><br />
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
…<br />
Sunuş-açılış konuşmalarının ardından yapılan panelden notlarla sürdürmek istiyorum. Onların başında da Mehmet Vuran geliyor. Vuran, ailecek gerçekleştirdikleri ‘Garova Bağları’ deneyimini yine içtenlikli ifadelerle paylaştı katılımcılarla …</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Karaova Bağbozumu Şenlikleri’nden tanıyorum, tanışıyoruz kendisiyle … Pınarlıbelen’in ‘Karanlık mevkii’nden … ‘Karanlık’ derken, ‘ışıksız-güneşsiz-akşam/gece vakti’ anlamında değil … “Yöremizde çok yaygın şekilde dağda bayırda yetişen bir tür yabani lavanta olan Karabaş otuna Karaova’da ‘karan’ deriz biz” diyor Vuran ve doğup büyüdüğü yerin, Karan’ın çok olduğu yer anlamında ‘Karanlık’ olarak adlandırılıp anıldığını söylüyor … Söke Ziraat Teknik Lisesi’nden mezun olup Ziraat Teknisyeni olarak Tarım Bakanlığında işe başlamış. Üç yıl sonra, 20 yaşında uzun dönem olarak askere gitmiş. Dönüp tekrar işe başladıktan bir yıl sonra tayini Bodrum’a çıkmış. Aynı yıl, Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne başlamış. Hem çalışıp hem okuyarak okulu bitirmek üzereyken, geçirdiği trafik kazası yüzünden omurilik felci olmuş …</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
“Kalan 3 derslik bölümü ertesi yıl tekerlekli sandalye ile giderek bitirdim ve mezun oldum” diyor Vuran ve ardından malulen emekli oluyor. Kazadan ve malulen emekli olduktan bir süre sonra bağcılık ve ardından şarapçılık … “İkinci hayatımın dönüm noktalarından biri” diye değerlendiriyor onları Mehmet Vuran …</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Yeğeni, “Amca ne anlatacaksın sen o toplantıda” diye sormuş o gün sabah … “Daha küçük; burada anlatacağım başarı öyküsünün büyük anlamını sonra sonra farkedecek, anlayacak” diye sürdürüyor sözlerini …</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Bodrum 1. Tarımsal Kalkınma Çalıştayı’nın ilk günü yapılan panelde yaptığı konuşma, aynı zamanda Dünya Engelliler Günü olan 3 Aralık’a da denk gelince çok daha dokunaklı, etkili bir konuşma oldu. Gerçi o, nerde ve ne zaman konuşsa, kendine özgü ‘sahiciliği’ ile etkiliyor insanları … Abartısız, süssüz …</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Yıllar önce Bodrum pazarına kasalarla üzüm götürdükleri ilk gün bir kilo bile satış yapamadıklarından bahsediyor. “Babam bana, ‘satıp gelirsiniz’ deyip gitmişti. Sonraki gün ben yine satamamıştım ve ben de yılgınlıkla kardeşime ‘satıp köye gelirsin’ demiştim ve kardeşim, nasıl başardıysa satabilmişti … Sonraki yıllarda, pazarda üzüm satıcılarının, ‘Siz üzümlerinizi bitirin de biz de satabilelim’ dedikleri noktaya geldi iş …” diyor yüzünde gülümseme …</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Ve “insan yaptığı işi severek yapmalı” vurgusunun peşine, Ocak ayından itibaren bağı budamaya başladıkları bilgisini ekleyip geçen yıl Aralık ayının sonlarına doğru pencereden dışarı bakan babasının, “Bağın içine girip budayasım gelipduru” sözlerini paylaşıyor … “Bir tür ‘aşk’ bu” derkenki haliyle tavrıyla, onca mutsuz-umutsuz insanlarla kuşatılmış günlük yaşamımızda adeta bir ada: İçinde bir iş yapmanın, başarmanın saadetiyle ‘Mutluluğun Resmi Adası’ …</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #444444; font-family: Lato; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Yazının tamamı için, <a href="http://www.milasbakis.com/2019/12/06/bagin-icine-girip-budayasim-gelipduru/?fbclid=IwAR0yb5nTzI1Z9qcsjQStfj0wxIeH0V7LyIvFAXUp1RBRLLgm1d-0FLpDHRk" style="background-color: transparent;">http://www.milasbakis.com/2019/12/06/bagin-icine-girip-budayasim-gelipduru/?fbclid=IwAR0yb5nTzI1Z9qcsjQStfj0wxIeH0V7LyIvFAXUp1RBRLLgm1d-0FLpDHRk</a> bağlantısına tıklayabilirsiniz...</div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-33783870932240387282019-12-05T00:50:00.000+03:002019-12-08T01:24:25.353+03:001. Bodrum Tarımsal Kalkınma Çalıştayı<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
3-4 Aralık 2019 tarihlerinde, Bodrum Belediyesi tarafından "1.Bodrum Tarımsal Kalkınma Çalıştayı" düzenlendi. Birinci gün öğleden önce yapılan açılış konuşması ve akabindeki konuşmalardan sonra, öğleden sonra iki çalışma grubu tarafından kapalı toplantılar gerçekleştirildi. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFW__FjjfdfuT0ridehrzXwjiJIdTO0bam6lRBmYWCjcMSFrgZzY9s58ZaRQWUlgOWbS_yh_H9xAmskuSHf6Ayo1QOWjkbOkbT1UYKPA3bOefNuNc0w31xRNH8jzZI9FSsZ5cIXrs4H2M/s1600/bdrum_belediyesi_i_tarimsal_kalkinma_calistayi_duzenliyor_h28546_8bbc6.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="656" height="195" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFW__FjjfdfuT0ridehrzXwjiJIdTO0bam6lRBmYWCjcMSFrgZzY9s58ZaRQWUlgOWbS_yh_H9xAmskuSHf6Ayo1QOWjkbOkbT1UYKPA3bOefNuNc0w31xRNH8jzZI9FSsZ5cIXrs4H2M/s320/bdrum_belediyesi_i_tarimsal_kalkinma_calistayi_duzenliyor_h28546_8bbc6.jpg" width="320" /></a></div>
İkinci gün Çalıştayın sonuç bildirgesi (Karaova'da) Mumcular'da Bodrum Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü önünde Belediye Başkanı Ahmet Aras tarafından okundu.<br />
<br />
<br />
<br />
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #222222; font-family: "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin-bottom: 10px; overflow-wrap: break-word;">
28 maddeden oluşan Çalıştay sonuç bildirgesi şöyle:</div>
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #222222; font-family: "Open Sans", Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 15px; margin-bottom: 10px; overflow-wrap: break-word;">
1. Bölgede Tarımsal Üretim Kooperatifi (Kırsal Kalkınma Kooperatifi ) kurulacak ve içinde Kadın üretiminin desteklenmesi ile ilgili yerel küçük işletmeler kooperatifin ana hedefinde bulunacaktır.<br />
2. Ekolojik turizm, Kırsal turizm konusunda çalışmalar yapılacaktır.<br />
3. Arıcılık ve arı yetiştirme merkezi kurulacak üreticiler apiterapi ve apiturizm konusunda desteklenecektir.<br />
4. Tarımsal atıkların(budama artığı dal vs.)geri dönüşümü yapılarak kompost gübresi üretilecek ve çiftçilere dağıtılacaktır.<br />
5. Tarımsal ürünlerin pazarlanmasına Belediye olarak destek verilecektir.<br />
6. Gençleri tarıma çekmek için çalışmalar yapılacaktır.<br />
7. Tıbbı aromatik bitkiler ve bunlardan üretilen uçucu yağ üretimi desteklenecektir.<br />
8. Bodrumda bitki ve hayvansal ürün üretimi ile ilgi bilgiler oluşturulacaktır.<br />
9. Bodrum Hal’inde Üretici Birliklerine ürün satışı konusunda kolaylıklar sağlanacaktır.<br />
10. Tarım üretim konusundaki örnek işletmeler desteklenecektir.<br />
11. Üniversite öğrencilerini desteği ile sosyal medya üzerinden Bodrum Markalı Ürünlerin pazarlanması için çalışmalar yapılacaktır.<br />
12. Bölgelere göre üretim planlamaları yapılacaktır.<br />
13. Belediyenin yetkisinde bitkisel ve hayvansal üretim merkezlerine ve ürünlere eko üretim güvencesi ile Yeşil bayrak sertifikası verilerek kalite güvenlik sistemi kurulacaktır.<br />
14. Bodrum markalı butik ürünler üreten işletmeler desteklenecektir.<br />
15. Gıda A.Ş.’ nin tüzüğü kooperatiflerle ortak çalışmalara yapılacak şekle dönüştürülecektir.<br />
16. Yağmur suyu hasadı için göletler oluşturulacaktır.<br />
17. Bağcılık ve şarap üretimi desteklenecektir.<br />
18. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin bölgedeki etkileri tespit edilecektir.<br />
19. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin (örneğin ,süt, et ,zeytin ,mandalina) işlenmesi ve paketlenmesi ile ilgili tesislerin kurulacaktır.<br />
20. Tarım ve turizm envanterinin yenilenmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılacaktır.<br />
21. Envanterden sonra üretim ve ürünle ilgili öncelikler ve hedef kitleler belirlenecektir.<br />
22. Kooperatif üyesi üreticilere pazarlarda öncelik sağlanacak ve pazarlama ile ilgi alternatif sunulacaktır.<br />
23. Kooperatif bünyesinde ortak makine parkı kurulacaktır.<br />
24. Bodrum bölgesi Endemik Bitkileri ile ilgili çalışmalar yapılacaktır.<br />
25. Bölgemize adapte olabilecek katma değeri yüksek ürün üretimi konusunda yeni çalışmalar planlanacaktır.<br />
26. Bütün tarımsal üretimler ve ürünle ilgili Üreticiye Sertifikalı Eğitimler düzenlenecektir.<br />
27. Arazi büyüklüğü 5 dönümün üzerinde olan mandalina bahçeleri, zeytinlikler ve üzüm bağları gibi alanlara sadece kırsal turizme yönelik 750 m2 yi geçmeyecek konaklama tesisi yapılabilmesi için gerekli imar planlama çalışması yapılacaktır.<br />
28. Belediyenin önderliğinde yerelden yetkin ve bilimsel kişilerden oluşan danışma ve çalışma grubu oluşturulacak ve stratejik plan ortaya konulacaktır.</div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-29316257251889643052019-01-21T20:41:00.000+03:002019-01-22T12:06:09.721+03:00Garova Bağları<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Eveeeet, çoook uzun bir aradan (ayrılıktan) sonra, küçük bağımızın ve düzenlenmekte olan yeni yerimizin ve mahzenimizin kısa bir videosuyla tekrar sevgili bloguma dönmüş bulunuyorum. Umarım buradaki yazılarımın / paylaşımlarımın devamı gelir... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/nyAOnSp8mH8/0.jpg" frameborder="0" height="407" src="https://www.youtube.com/embed/nyAOnSp8mH8?feature=player_embedded" width="490"></iframe></div>
<br />
Bir zamanlar bloglar oldukça fazla takip ediliyorlardı. Daha sonra araya Facebook girer gibi oldu, derken en öne İnstagram geçti. İnstagram hem çok pratik hem de, fotoğraf paylaşıp fotoğrafın altında fotoğrafla ilgili bilgilerin ya da bir konu hakkındaki fikirlerin paylaşılabildiği güzel bir ortam. Ancak, görüyorum ki bir çok kimse o yazıları okuma zahmetine katlanmıyor, jet hızıyla fotoğrafa bakıp, belki bir beğenme tıklaması atıp ekranı kaydırmaya devam ediyor. Bunla kıyaslandığında Bloga girip okumak biraz daha zahmet gerektiriyor. Sanırım bu durum da blogları (artık) daha özel bir mecra haline getiriyor. Gerek blog içerisinde gerekse internet ortamında arama yaptığınızda eski yazılara (bilgilere) ulaşabilme imkanınızın olduğu, yazıların daha düzenli bir şekilde arşivlendiği bir yer blog. Suya yazılmış yazı gibi değil.... Onun içindir ki, buraya (da) yazmaya devam etmem gerektiğini düşünüyorum...<br />
<br />Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-43657038331556760752016-04-14T15:31:00.004+03:002016-04-18T16:20:52.492+03:00My Way / Garova Bağ Yolu(m)Bu yolu da, bu yolda olmayı da çok seviyorum. Tam buranın dokusunu yansıtıyor. Etrafında başta incir ağaçları olmak üzere, diğer ağaçlar, bir tarafında bağ, hemen yolun kenarında kuru taş duvarlar... Tıpkı, Ege'de bir yerin olması gerektiği gibi... Buradan bağı izlemeyi, buradan etrafı izlemeyi, buradan kuş seslerini dinlemeyi, dedim ya, burada olmayı seviyorum...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB2pNyfEJ0yk4hfKYyWZfiC0VI2kOyI24FVKaFn56Y1QQ1B08be5HSWMjDO8Sj4KETASZXhMgUx-EvNb12SeLI8niWuAePg_avEKHq1QkcpiKop1tMxPnkRl3qZI9xWW1wfwIz4D1LpHs/s1600/garova+yolu_my+way.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB2pNyfEJ0yk4hfKYyWZfiC0VI2kOyI24FVKaFn56Y1QQ1B08be5HSWMjDO8Sj4KETASZXhMgUx-EvNb12SeLI8niWuAePg_avEKHq1QkcpiKop1tMxPnkRl3qZI9xWW1wfwIz4D1LpHs/s1600/garova+yolu_my+way.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Ve bu kocaman Palamut ağacı, sen buraya ne çok yakışıyorsun bir bilsen... Kendin ayrı bir güzelsin, gölgen ayrı bir güzel... İyi ki varsın, iyi ki burdasın... Ve ben, iyi ki senin gölgendeyim...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-17162932914384632222016-03-21T23:23:00.003+02:002016-03-21T23:28:10.581+02:00Garova'da Kirişlikler. Latince İsmiyle "Asphodelus aestivus"<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><b>A</b></span>kdeniz iklimi bitki örtüsünün ve dolayısıyla buranın hakim bitkilerden birisi olan, Latincesi "<i><b>Asphodelus aestivus</b></i>", bizim buradaki yöresel adıyla "<b>kirişlik</b>" bitkisi. Çayırlarda, otlaklarda, tarla kenarlarında, yol kenarlarında, işlenmeyen tarlalarda ve benzeri daha birçok yerde bol miktarda çıkarlar.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6-r2c46nGGkdVI1S9MBIWShYtXR2x8AXdDvyOv9dCp8pbWOCRhyphenhyphen08vaJT6Av7pAIQ__34QesMMs3zvDZ114hfvm4jHVB_T19SMgxHuMC6yjr9kvjkopFRm2HDygbi9YxXGrVcQC_29pw/s1600/Asphodelus+aestivus_kiri%25C5%259Flik.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6-r2c46nGGkdVI1S9MBIWShYtXR2x8AXdDvyOv9dCp8pbWOCRhyphenhyphen08vaJT6Av7pAIQ__34QesMMs3zvDZ114hfvm4jHVB_T19SMgxHuMC6yjr9kvjkopFRm2HDygbi9YxXGrVcQC_29pw/s1600/Asphodelus+aestivus_kiri%25C5%259Flik.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Garova’da Şubat ayı sonları Mart ayı başlarında çiçek açmaya başlayan kirişlikler bir nevi Baharın habercisi gibidir. Her yerde çok yoğun bir şekilde çıkarlar, hatta, bazı yerleri kirişlik tarlası zannedebilirsiniz...</div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-28447856198577582892016-01-31T02:11:00.001+02:002016-01-31T02:16:51.406+02:00Budama Zamanında Tellerde Kalan Kuru Asma Sülükleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>S</b></span>arılıcı bir bitki olan asma, bir desteğe tutunmayı sülükleri vasıtasıyla yapar. Dallar sülükleriyle tellere tutunabilirler, ama bazen de tutunamazlar. Ya da zamanında tutunamazlar, bu arada esecek sert rüzgarlar dalların kırılmasına sebep olabilir. Gelişigüzel yönlerde karmaşık bir şekilde büyümeleri de iyi değildir. Tellerin arasında değil de, dışında büyüyen bir dal ise zaten hiç bir yere tutunamayacağından, zamanla salkımların ağırlığıyla aşağıya sarkacaktır. Bütün bunların önüne geçmek için, dallar tellerin arasına alınarak tele bağlanırlar. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7g5Xqv22BkO8whEo53duxXDvSUdoEFqRAjTBym1TpjlzSl6GCSnDjRO4gY2YGuqOuqYQ3rMdUCm0UrELhghMLt4UuPFXBF9l7geaX9Ai2Nt3JNMv5QhpSvW87tCLtSxfp3Zq2ltXuyfE/s1600/asma+s%25C3%25BCl%25C3%25BCkleri.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="646" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7g5Xqv22BkO8whEo53duxXDvSUdoEFqRAjTBym1TpjlzSl6GCSnDjRO4gY2YGuqOuqYQ3rMdUCm0UrELhghMLt4UuPFXBF9l7geaX9Ai2Nt3JNMv5QhpSvW87tCLtSxfp3Zq2ltXuyfE/s400/asma+s%25C3%25BCl%25C3%25BCkleri.jpeg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Ne demişler, “kendi işini kendin yapacaksın…” Ne olur ne olmaz, tutunmayı garantiye almak için işte bu şekilde kendileri de bu işi yapıyorlar. Hem de bu kadar sıkı. Bunlar da, budamadan sonra tellerde kalan kuru asma sülükleri. </div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-37984623864192936012015-11-07T15:19:00.001+03:002015-11-28T20:06:03.296+02:00Kaki, Trabzon Hurması, Cennet Hurması, Cennet Elması, Japon Elması. Nasıl Kurutulur?<b><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Ü</span></b>lkemizde en fazla isim karışıklığı yaşayan meyvelerden biri de herhalde bu meyvedir. Bir sürü isimle anılıyor. Anlaşılması için bazen birkaç ismini birden söylemek gerekiyor. Bilimsel olarak bakılacak olursa; Plantea (Bitkiler) aleminin, Magnoliophyta (Kapalı tohumlular) bölümünün, Magnoliopsida (İki çenekliler) sınıfından, Ericales takımının, Ebenaceae (Abanozgiller) Familyasına ait, Diospyros cinsinin, D.kaki türüdür. İkili adı Diospyros kaki’dir. <b>Kaki</b> ismi buradan gelmektedir ve uluslar arası anlaşılırlığı ve bilinirliği olan ismi de budur.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-_0rZ_qR8pBPsXNLMjWkbqcKgSQnYcBCqB5cO9a5P8d0VIR5ah9vD9a3eYgaf9uIlLBmLJzKOCChshCXtXMdD107tr06yNT4nu40kLe6SPDaCLE8qwblngmbirMPnYJLiwPS9rdKUqjk/s1600/Diospyros+kaki.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="507" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-_0rZ_qR8pBPsXNLMjWkbqcKgSQnYcBCqB5cO9a5P8d0VIR5ah9vD9a3eYgaf9uIlLBmLJzKOCChshCXtXMdD107tr06yNT4nu40kLe6SPDaCLE8qwblngmbirMPnYJLiwPS9rdKUqjk/s400/Diospyros+kaki.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Anavatanı Çin ve Japonya olan Kaki, ilk olarak Trabzon, Artvin civarında yetiştirilmiş ülkemizde. Şimdi de en çok Trabzon civarı olmak üzere, Kuzey Anadolu'da, sonra Hatay civarında ve Antalya dolaylarında yetiştirillmekle birlikte, ülkemizin hemen hemen her yerinde yetişebilmektedir. Burada yetişmesinden de anlaşıldığı üzere, hem Trabzon'da, hem de yurdun başka yerlerinde (mesela Bodrum'da) gayet güzel yetişiyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikdyt0d0MN9Eh_w3u7u2di1zlCam5vi1WX5JZ2J03GipSLQeQSO7e5lWQPd9AtuxX8N3P_VRKaW9_xTXi36NcLYJHwIGjp-iC_0ulSNoOr0UJ5F3se704NXt54rSaC0i31gPIZ3LUpSQs/s1600/kaki.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="451" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikdyt0d0MN9Eh_w3u7u2di1zlCam5vi1WX5JZ2J03GipSLQeQSO7e5lWQPd9AtuxX8N3P_VRKaW9_xTXi36NcLYJHwIGjp-iC_0ulSNoOr0UJ5F3se704NXt54rSaC0i31gPIZ3LUpSQs/s400/kaki.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Kışın yaprağını döken, 4-6 m kadar boylananbilen bir ağaçtır. Sarımsı beyaz çiçekleri Haziran ayında açar. Meyveleri sonbaharda olgunlaşır. Portakal rengindeki meyveleri şekerli ve tanence zengindir. Olgunlaşmamış meyveler ise aşırı tanenlidir. Vitaminler ve karbonhidratça zengin, sağlık açısından faydalı bir meyvedir…</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHce-iZrv-ltiz7dH-xsfrZBzrOZpo2XXr9UER7CgyXWPGogyLwVIfEdGox525Or7HAMDKqyXbDFljMbK2bYyqZsAaDf92c1ysP6dwRHp_yGCLXdqk_Sv1bNefear5PIgdiYEkCHt5QNw/s1600/T_Hurma_1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="321" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHce-iZrv-ltiz7dH-xsfrZBzrOZpo2XXr9UER7CgyXWPGogyLwVIfEdGox525Or7HAMDKqyXbDFljMbK2bYyqZsAaDf92c1ysP6dwRHp_yGCLXdqk_Sv1bNefear5PIgdiYEkCHt5QNw/s1600/T_Hurma_1.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Kaki için, daha önce (2008 yılında) blogumda (yani burada) yazmış olduğum yazıya ve fotoğraflara da bir göz atmak isterseniz, <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2008/10/trabzon-hurmas-m-cennet-elmas-m.html" target="_blank"><span style="color: red;">tıklayınız</span></a>.</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Gelelim asıl mevzumuz olan kurutulmasına, nasıl kurutulduğuna. Geride kalan birkaç yıldır, bu meyveden biraz kurutmayı denemeyi konuştuk hep Cevat abiyle. Ben evvelki yıl 3-5 meyveyle deneme yaptım, ama başta kurutma yeri çok doğru olmadığından ve başka bazı sebeplerden, deneme başarısız oldu. Bu yıl <a href="http://etrim.blogspot.com.tr/" target="_blank"><span style="color: red;">Cevat</span></a> abiyle bir denemede daha bulunalım dedik. </div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgKjtciuVlW2fA0Ije715C80a3qnWiiHxghm0FBAbRpgFKW2nRVYCV6REHDpIsdSLKWsIKNUqjhllUv6of-fecl00yEbftxZri2p1dD_HTOrVMfPBwQk6EKiKpX8yWcoCHczXFhXaBjEU/s1600/kaki_.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="350" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgKjtciuVlW2fA0Ije715C80a3qnWiiHxghm0FBAbRpgFKW2nRVYCV6REHDpIsdSLKWsIKNUqjhllUv6of-fecl00yEbftxZri2p1dD_HTOrVMfPBwQk6EKiKpX8yWcoCHczXFhXaBjEU/s400/kaki_.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Yeşilden turuncuya dönmeye başlayan, sert meyveler, sapının bir kısmı üzerince kalacak şekilde toplanır. Sap önemli, sap mutlaka olmalı.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNBKJKsCnpFqTyKYJbHYx-v6jiNBuQx6UrOh7JEpUHtk0MpSAbEr-NTl1ldv2W1T57Cb1_ltfopMPlG1gfzjMLw5eTvwVgwanMkdCRmF35g97uOAa7VhEZrxrYudhFLAauejHNHG1W6Wg/s1600/_kaki.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="354" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNBKJKsCnpFqTyKYJbHYx-v6jiNBuQx6UrOh7JEpUHtk0MpSAbEr-NTl1ldv2W1T57Cb1_ltfopMPlG1gfzjMLw5eTvwVgwanMkdCRmF35g97uOAa7VhEZrxrYudhFLAauejHNHG1W6Wg/s400/_kaki.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Kabuklar soyulur.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDIkS-Eg4ll74QR9N6E4bIUMOcbbdOZlrzMGhkoMXqF2B55njrc8tRsodRvrX2rdA9Mcu6aVybnVujynJMsR9Xo5_0VOcs2v74KDmC43dQPIHixwp6PbhJ7_BQtjSKW0-8RZrLhYB7K28/s1600/kaki_sap_ip.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="273" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDIkS-Eg4ll74QR9N6E4bIUMOcbbdOZlrzMGhkoMXqF2B55njrc8tRsodRvrX2rdA9Mcu6aVybnVujynJMsR9Xo5_0VOcs2v74KDmC43dQPIHixwp6PbhJ7_BQtjSKW0-8RZrLhYB7K28/s400/kaki_sap_ip.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Sapından iple bağlanır. Sap önemli demiştik ya, işte bunun için önemli. Bağlayıp asabilmek için.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRjoLulvzC121TQXFIGMusTuxcPVkFVU0yBfhLKBzSaCvxEExWKLV20Znw_N_eFyli9wkhFGSI9_3nM3p9-PINNfsWfOQDsAwtBa92d-T9IrDGtfXMiQ_J6aBzw5MgFpIS8esgC9oP-Fk/s1600/kurutulan+kaki.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="273" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRjoLulvzC121TQXFIGMusTuxcPVkFVU0yBfhLKBzSaCvxEExWKLV20Znw_N_eFyli9wkhFGSI9_3nM3p9-PINNfsWfOQDsAwtBa92d-T9IrDGtfXMiQ_J6aBzw5MgFpIS8esgC9oP-Fk/s400/kurutulan+kaki.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Yağmurdan korunaklı, güneş alan, hava sirkülasyonu olan bir yerin (mesela bir balkon) ev şartlarında az miktarda meyve kurutma için uygun olduğu söylense de, kurutma için biz daha güzel bir yer bulduk. Cevat abinin serası. İçerisi sıcak, karşılıklı pencerelerden hava sirkülasyonu da var, bu pencerelerdeki sinek telleri içeriyi sineklerden de koruyor. Olacak bu iş, kurutacağız.</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Japonlar buna, yani kurutulmuş Kaki’ye <b>Hoshigaki</b> diyorlar(mış). Hoshigaki güzel bir isim, hoş bir isim ama, burası Bodrum, ben de Japon olmadığıma göre, buraya uyan bir isim bulayım dedim ve <b>Gurugaki</b> dedim…</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Kurutulmasını anlatan videolar ; </div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="276" src="https://www.youtube.com/embed/3XeylrewDmM" width="490"></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="276" src="https://www.youtube.com/embed/Voy2GNh3AYs" width="490"></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<b>Gurugaki'nin içine Ceviz konularak hazırlanması ;</b></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="276" src="https://www.youtube.com/embed/E0KudVD-0Ig" width="490"></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-42479785609386535812015-08-27T18:59:00.000+03:002015-08-27T18:59:16.087+03:00Garova'nın Shiraz / Syrah'ları<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bundan 10 yıl önce, daha çok benim isteğim üzerine bağa bir miktar şaraplık üzüm aşılamaya karar verdiğimizde, Tarım Bakanlığının 1997 basımı olan ve içinde Türkiye’de yetiştirilen yerli ve yabancı üzüm çeşitlerinin bulunduğu “Üzüm Çeşit Katalogu” ndan, iklim isteklerine, nasıl şarap verdiklerine, hastalıklara dayanımlarına hassasiyetlerine vs. bakarak bazı şaraplık üzümler seçmiştim. Onların içinde Shiraz yoktu. Çünkü o kitapta Shiraz yoktu. Çünkü, kitabın basıldığı yıldan önce Türkiye’de Shiraz yetiştirilmiyormuş. Üstüne, o zamanlar ben de bu konuda fazla bilgi sahibi olmayınca, Shiraz 1 yıl gecikmeli olarak ertesi yıl aşılandı.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZLPrl52KuSJjhV21O_Wa1ypVlwf1wSaT2UK2jPhV6ebDl6SByHoWZxLiTL-iUplA5AtIC_o2dwQjUWruqMCkMvo3lKhyphenhyphenJjAwS9SybKT0iLIVT873CJcZY3suMMyOev2JJyFWYZr0J7Zo/s1600/shiraz_syrah.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="485" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZLPrl52KuSJjhV21O_Wa1ypVlwf1wSaT2UK2jPhV6ebDl6SByHoWZxLiTL-iUplA5AtIC_o2dwQjUWruqMCkMvo3lKhyphenhyphenJjAwS9SybKT0iLIVT873CJcZY3suMMyOev2JJyFWYZr0J7Zo/s320/shiraz_syrah.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bugün itibarıyla Türkiye'de birçok bağda Shiraz yetiştiriliyor. Bu güzeller de, Garova’daki az miktardaki Shiraz’larımızdan...</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIT5i62rJj62WbjLXMQ7ueLSyfzeCmW3aZFFuOW4-H3F9nYJi_mMSwJrb0AuTopSjSuFHB8qp0y2fXsLDYsZTxzbAAK0vZE6vT0MHgf7MZAlEJx7qU0f8bxIQpUExKvOKI1pfI8c0xFO8/s1600/syrah_shiraz_wine+grape.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="538" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIT5i62rJj62WbjLXMQ7ueLSyfzeCmW3aZFFuOW4-H3F9nYJi_mMSwJrb0AuTopSjSuFHB8qp0y2fXsLDYsZTxzbAAK0vZE6vT0MHgf7MZAlEJx7qU0f8bxIQpUExKvOKI1pfI8c0xFO8/s320/syrah_shiraz_wine+grape.jpg" width="485" /></a></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-78677259688107275472015-08-16T17:02:00.002+03:002015-08-16T17:05:03.206+03:00Cardinal Üzümü / Cardinal Grape<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><b>B</b></span>iz, yaklaşık 30 yıl önce ilk parsel bağı kurduğumuzda, küçük bir alan (bağ) olmasına rağmen buraya birçok üzüm çeşidi aşılanmıştı. Perlette çekirdeksiz, Alphonse Lavalle ve Cardinal ana çeşitler olmak üzere, bir miktar erkenci Uslu üzümü ve sanırım çok azar miktarda olmak üzere 1-2 çeşit daha vardı. Bu çeşitleri kim önermişti, neye göre seçmiştik, şimdi hatırlamıyorum. Ama bunların içinde iyi ki Cardinal varmış. Çünkü Cardinal hakikaten çok güzel bir üzüm. Birgün yerini alabilecek güzellikte bir üzümle tanışır mıyım bilmiyorum. Öyle bir üzümle tanışıncaya kadar –şimdilik- onu tek geçerim...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidMZ3Af0l5dKxhmzcuJ4KVCI-TyH7brUUpWiBp0LALh-dOBuezEnNSuH9JDxdVaBoydPmsVdsczqvmLvy_RbU9OqXJR3D5_IBWA7CEo71p-ye9j15K8viaKOPM7QuZEtaJtdIwTXBcAO0/s1600/cardinal+grape.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="485" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidMZ3Af0l5dKxhmzcuJ4KVCI-TyH7brUUpWiBp0LALh-dOBuezEnNSuH9JDxdVaBoydPmsVdsczqvmLvy_RbU9OqXJR3D5_IBWA7CEo71p-ye9j15K8viaKOPM7QuZEtaJtdIwTXBcAO0/s320/cardinal+grape.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Zaman içerisinde bu eski parseldeki diğer üzüm çeşitleri tekrar aşılanarak Alphonse ve Cardinal oldular. Cardinal üzümü E.Synder ve F.Harmon tarafından 1939 yılında Kaliforniya'da Flame Tokay ve Alfonse Lavallee üzümlerinin melezlenmesi sonucu ıslah edilmiş bir çeşit. Ülkemizde Ege, Marmara ve Akdeniz Bölgelerinde yetiştiriciliği yapılmaktadır. İri taneli erkenci bir sofralık üzümdür. Tanenin rengi ilk başlarda pembemsi kırmızıdır, ama bu renk yanıltıcı olmasın, bu renkteyken bile tatlı ve aromalıdır. Zaman ilerledikçe taneler siyaha dönük koyu kırmızı bir renk alır. Daha da tatlanır ve aroma kazanır. Yuvarlak ve iri (biraz basık oval) olan tanelerin ağırlığı 6-9 gramdır ve 2 - 4 adet çekirdek ihtiva ederler. Salkımları dallı konik bir yapı gösterir, iridir ve seyrektir. Literatür bilgisinde salkımları için "iri" (500-600 gram) deniliyorsa da salkım büyüklükleri yetiştirme şartlarına (sulanıp sulanmama, bakım, gübreleme vs.) göre değişebilir.</div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-30810005567866589622015-07-24T15:09:00.000+03:002017-04-04T16:36:38.598+03:00Pembe Çekirdeksiz ÜzümPembe çekirdeksiz üzüm. Bağımızda sadece bir tek asma olarak mevcut. Epeyce yıl evvel, benim daha çalıştığım zamanlarda, birgün, kuzenlere "bağdan birkaç salkım üzüm getirin de yiyelim" demiştim. Onlar da gitmiş bu pembe çekirdeksiz üzümden iki salkım alıp gelmişlerdi. Ben de, bu üzümü pek bişeye benzetemediğimden, "koca bağda bula bula bu üzümü mü buldunuz" demiştim.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyp5097QF4ovmrFv1eJUtHqiZ2tVI145xGyq4tPiP6KRV8_ceVANod0xtjHFsCN040l3fY7YazPMKvhbXEDLDBaSSLBTApDfDaP_9ekoJI7SKYywR99XbvGRRYqo23vjXyko0FxVvNJik/s1600/11218886_10153143311175787_4651663582272505737_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="485" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyp5097QF4ovmrFv1eJUtHqiZ2tVI145xGyq4tPiP6KRV8_ceVANod0xtjHFsCN040l3fY7YazPMKvhbXEDLDBaSSLBTApDfDaP_9ekoJI7SKYywR99XbvGRRYqo23vjXyko0FxVvNJik/s320/11218886_10153143311175787_4651663582272505737_n.jpg" width="485" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
O zamanlar bağla ilgilenecek fazla vaktim olmuyordu, ve benim, bağda böyle bir üzüm olduğundan haberim bile yoktu. Fakat, yedikten sonra çok beğendim ve o gün bugündür de çok beğenirim... Tadı güzel olan bu üzümün pazarda satımı zordu. İnsanlar onun çekirdeksiz kırmızı üzüm olduğunu bilmiyorlar, gelişmemiş, iyi olgunlaşmamış bir kırmızı üzüm sanıyorlar ve almakta tereddüt gösteriyorlardı. Sonra, zaten 3-5 asmadan ibaret olan bu asmaların yerine başka üzüm aşılandı ve şimdi bir tek asma kaldı. Ayrıca, ilk parsel bağı kurduğumuz zaman, değişik çeşitlerden epeyce üzüm dikmişiz. Küçük bir bağda, botanik bahçesi gibi bir çok çeşitte üzüm yetiştirmek, ticari bir yetiştiricilik için doğru değil(miş)... </div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-24955289381020125512015-07-14T13:59:00.001+03:002017-04-04T16:38:47.362+03:00Bir Zamanlar... Bağın Bekçisi<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Eskilerden bir fotoğraf. Tarih 30.07.2005 Bir gün akşamüzeri evden çıktım, bağın içine gittim. Sonra, bağın içinden yolun kenarına doğru gittiğimde, babamı gördüm sandım. Halbuki ben çıkarken babam evdeydi. Ama nasıl olur dedim, biraz önce evde bırakmıştım. Meğer oraya bir korkuluk gibi bişey yapmış. Ya da bekçi diyelim. Nasıl derseniz artık. Üzerine de çalışırken giydiği gömleklerinden birini giydirince ben o sanmışım. Fötr desen, o da uyuyor...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWpBMTjH7OjAs5s1OxJFM3umflM3nQZZY51KF8cuPCR63IvteJnvI0ucrC9kW1Qz678o9IxIIPeyXjpHjRZLCvLod9-IjJR_I6TztK-p5oA7x__iPeFt-cKfuDAd3PTatm1dFvSKxosn4/s1600/11059458_10153123825170787_2284391914079779389_o.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="485" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWpBMTjH7OjAs5s1OxJFM3umflM3nQZZY51KF8cuPCR63IvteJnvI0ucrC9kW1Qz678o9IxIIPeyXjpHjRZLCvLod9-IjJR_I6TztK-p5oA7x__iPeFt-cKfuDAd3PTatm1dFvSKxosn4/s320/11059458_10153123825170787_2284391914079779389_o.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bütün yaz boyunca, yoldan gelen geçenler, jeep safariye çıkan turistler ona selam vererek geçtiler. Bazıları kamerayla çektiler. Çaktırmadan çok meşhur olmuştu bizim korkuluk…</div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-7173572195020318752015-06-05T14:47:00.000+03:002015-06-05T16:06:17.271+03:00Harman... Eski Günlerdeki Gibi...Bodrum Karaova Yeniköylü Çelik lakaplı Mustafa Bacaksız besteleyerek dile getirdiği <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=82" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Bodrum Hakimi</span></a> (Hakime Hanım) türküsünde şöyle der;<br />
<br />
Bodrumlular erken biçer ekini,<br />
Feleğe kurban mı gitti Bodrum Hakimi<br />
......<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkExpcCcLTqqb9nXnOx6LweIrXXvk4RGjmLGfrmNgDBt-zMnw0q2MNsZh0wXZTd7u9kajHv0WfEGzEZeKmKGzzhr0fOWy5DUveXt6Q3JHqfVgRI26hDN-9SSklAB6gZ9BlUlGYu8-cILw/s1600/bugday+tarlas%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="270" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkExpcCcLTqqb9nXnOx6LweIrXXvk4RGjmLGfrmNgDBt-zMnw0q2MNsZh0wXZTd7u9kajHv0WfEGzEZeKmKGzzhr0fOWy5DUveXt6Q3JHqfVgRI26hDN-9SSklAB6gZ9BlUlGYu8-cILw/s400/bugday+tarlas%25C4%25B1.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Artık Bodrum’da pek ekin de kalmadı, kalanlar da daha bir erken biçilir oldu... Nerde o eski, buğday, arpa, yulaf dolu tarlalar... Nerde o emek dolu, insan dolu tarlalar... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="275" src="https://www.youtube.com/embed/yr1vGa7T1No" width="490"></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Geçtiğimiz hafta içinde, 25 dakika kadar süren küçük bir harman dövdük. Küçük bir mercimek harmanı. Ben de oradaydım ve benim için de nostaljik bir durum oldu. Onun için diyorum eski günlerdeki gibi diye. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="http://www.bodrumbaglari.com/foto/buyuk/227.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.bodrumbaglari.com/foto/buyuk/227.jpg" height="321" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Barış Manço şarkısında; “Arpa buğday yan yana orak istemez / Yağız at şahlandı mı, dur durak dinlemez / Sen de bana git diyorsun amma / Senin bana gönlün var gibi gibi…” diyor.</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Yukarıdaki fotoğrafın yılı 1987 ya da 1988 dir. Biçilen de yulaf, demek ki orak istiyormuş. Eski günler... Sağ ön taraftaki elinde orakla dikilen Erdal, sağ arkada hasır şapkalı mavi gömlekli olan benim, benim önümdeki büyük hasır şapkalı olan da babam. </div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Önceleri orakla biçilen ekinler sonraları orak makinalarıyla da biçilmeye başlandı. Biçilen ve “deste” halinde olan ekinler daha sonra tarlanın içinde uygun bir yere toplanır ve “patoz” vasıtasıyla tane ile saman ayrılırdı. Bunun adı “harman dövmek” tir. Haziran ve Temmuz aylarında etraf gece gündüz traktör ve patoz sesinden geçilmez, patoz sayısı fazla olmadığından herkese sıra çabuk gelmezdi. Sıra geldiğinde de saati tam olarak ayarlamak çok zordu. Günün ortasında hava aşırı sıcak olduğundan sabah ya da akşamüzeri başlanırdı harmana genellikle. Kimi zaman uzun sürer, gün ışığı yetmezdi. Ay ışığı ve traktörün ışığında gece saat birlerde, kimi zaman sabaha karşı, saatlerce harman dövdüğümüz günleri hatırlıyorum.</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Günümüzde ise, zaten az ekilen buğday, arpanın çok büyük bir bölümü <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2010/05/hep-bag-hep-bag-biraz-da-tahl-hasad.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">biçerdöğerlerle hasat ediliyor.</span></a> </div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="http://www.bodrumbaglari.com/foto/buyuk/228.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://www.bodrumbaglari.com/foto/buyuk/228.jpg" height="364" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Daha eskilerde ise biçilen ekinlerin harman yerlerine taşınıp, “döven” lerle çatma dövüldüğünü ve rüzgarda yabalarla savrularak tane ve samanın ayrıldığı günleri de ucundan, köşesinden biraz hatırlarım. Harmanlar, harman yerinde dövülürlerdi. Dövülen harmanlar (ekinler) rüzgarda savrulacağı için harman yerlerinin devamlı rüzgar alan yerler olması gerekirdi. Harmanların içine toz, toprak, taş falan karışmaması gerekirdi. Tarlanın içi bunu sağlamaya uygun olmadığından, biçilmiş olan ekinler harman yerlerine taşınırlardı. Harman yerleri, sürülmezdi. Bol, düzgün ve sık çimenli bu yerler, çimenlerin kurumasıyla sert ama halıya benzer temiz bir zemin oluştururlardı. Çocukluğumuzda futbol oynamaya en müsait yerler olan buralar asıl olarak hasattaki işlevleri nedeniyle önemliydiler. Şimdi hiç harman yeri kalmadı. Kalmasının bir anlamı da yok aslında ama yine de bir iki tane kalsaydı keşke diyorum… </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Web sitemdeki <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=80" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">bu yazının daha genişini</span></a> okumak isterseniz tıklayabilirsiniz.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-33159696021463631742015-04-22T19:42:00.001+03:002015-07-06T17:51:44.040+03:00Feromon Yayıcılarla Çiftleşmeyi Engelleme Tekniğiyle (Lobesia botrana) Salkım Güvesinde Biyoteknik Mücadele<div style="text-align: center;">
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>G</b></span>eçen yıl bağda salkım güvesi mücadelesinde feromon yayıcılar kullanmak istemiş ama yayıcıları almakta geç kaldığımız için bunu hayata geçir(e)memiştik ve sadece konuşmada kalmıştı. Bu yıl vaktinde aldık ve geçtiğimiz hafta içerisinde yayıcıları bağa astık...</div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjmkvNpz7ruyL0ld0OTNTdaS5IqcSF6kkTK-5ehQMJR5yEW8ojw6U6ykNZkWcMHvbcyKipfVTG8FkUjaWvLSkFZpHAAGr8kzHOISxsLCUVmu0-4hbcA3Wg3MOjGucdNAPh8JCF9JrVvx8/s1600/feromon+tuzak+isonet+l.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="170" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjmkvNpz7ruyL0ld0OTNTdaS5IqcSF6kkTK-5ehQMJR5yEW8ojw6U6ykNZkWcMHvbcyKipfVTG8FkUjaWvLSkFZpHAAGr8kzHOISxsLCUVmu0-4hbcA3Wg3MOjGucdNAPh8JCF9JrVvx8/s1600/feromon+tuzak+isonet+l.jpg" width="220" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi281c2dIPoxkiP1JD7oIy82l-8_Ge2IHImP-0qt0lxM78-FmUSy8Nvv08xgvz6zF6LieIbv8BbBLOeRcBU9gIw-0lOqlJwTWng0uE_Oa2aQ6trz2ZkkK6k2JpwQWhCghkT53XkS3kfOwA/s1600/feromon+tuzak_isonet+l.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="170" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi281c2dIPoxkiP1JD7oIy82l-8_Ge2IHImP-0qt0lxM78-FmUSy8Nvv08xgvz6zF6LieIbv8BbBLOeRcBU9gIw-0lOqlJwTWng0uE_Oa2aQ6trz2ZkkK6k2JpwQWhCghkT53XkS3kfOwA/s1600/feromon+tuzak_isonet+l.jpg" width="220" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bağlara musallat olan hastalık ve zararlılardan külleme, salkım güvesi, mildiyö ve ölü kol ile başarılı bir şekilde mücadele edildiği taktirde hastalık ve zararlıların en önemlileri bertaraf edilmiş sayılabilir.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxrIaxi5jNibR5GyJcY6v41WzXHLzcqN0QEsiz2Ut7Lr4nH9QBIhoD5w6N0bgBeWvnfNQ4db7TlPlb_RRixMwf7_F9yeBDSfLxAiaGFZFyTrX5vRLWwjd4NP5Mr-xeHxeikl6EXZVSMj0/s1600/salkim+guvesi.jpg" rel="nofollow"><span style="color: red;"><strong>Salkım güvesi</strong> <strong><em>(Lobesia botrana)</em></strong></span></a> ile mücadele ilaçlama ile yapılacaksa, ilaçlama dönemlerini tespit etmek için, Tahmin-Uyarı sisteminden yararlanılmalıdır. Tahmin-uyarı istasyonlarının hitap ettiği bağ alanı içerisinde, ilk yumurta ve ilk larva çıkışı saptanır ve bağda ilaçlama yapılması gereken zaman tespit edilir. <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0Iyey2R89SJG_OyR7X0gItXb3DYAjo4y0627q9ykWGNck2gwm-J4moGRDbN8FW1WrQ96xWX1lWjnzTNQbPTchX0mRRkRIMQd79PO9pIDWg9fvEqGGX1c3Cov4aDS8itv1motFb5Xifyc/s1600/tuzak_2.jpg" rel="nofollow"><span style="color: red;">Tahmin-uyarı için eşeysel çekici tuzaklar</span></a> kullanılır.</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgijKzbOEnlGLr_XagL8WOazH6Qua5dvIwS9nulNF3X_UykWTxvbX35MaCsGWuz-WSLNr3f4DU52oso4f1e_IOZvEFaULPVU81R_HrhhVyBnG03lbHPkCJNihN9oGmwf7rv2kR2xE3C0bc/s1600/salk%C4%B1m+guvesi_feromon+tuzak_lobesia+botrana.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="270" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgijKzbOEnlGLr_XagL8WOazH6Qua5dvIwS9nulNF3X_UykWTxvbX35MaCsGWuz-WSLNr3f4DU52oso4f1e_IOZvEFaULPVU81R_HrhhVyBnG03lbHPkCJNihN9oGmwf7rv2kR2xE3C0bc/s1600/salk%C4%B1m+guvesi_feromon+tuzak_lobesia+botrana.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Feromon Yayıcılarla Çiftleşmeyi Engelleme Tekniğiyle (Lobesia botrana) Salkım Güvesinde Biyoteknik Mücadele kullanılan feromon yayıcılar yukarıdaki fotoğraftaki gibi, doğrudan güneş ışığına maruz kalmayacak şekilde yerden yaklaşık 1 m. yüksekteki dala (uygulama 1-2 m yüksekliğe olabilir), fazla sıkılmadan gevşek bir şekilde dolanırlar. Güneşe maruz kalan demir teller üzerine uygulama yapılmamalıdır. Etkisi en az 150 gün süren (150 gün koku yaymaya devam eden), Çiftleşmeyi engelleyen feromon tuzaklarla, yılda bir kez uygulama ile sezon boyu kontrol ve aynı zamanda çevreci, güvenli ve ilaçsız bir çözüm sağlanmış olur... En yaygın olarak kullanılan feromon yayıcılar; <a href="http://www.sumiagro.com.tr/tr/content/?id=69" target="_blank"><span style="color: red;">SUMI AGRO İsonet L</span></a> ve <a href="http://www.agro.basf.com.tr/agroportal/tr/tr/crop_protection/crop_protectionproduct_catalogue/product_details_14594.html" target="_blank"><span style="color: red;">BASF Rak 2 Pro</span></a> </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="color: red;"><a href="http://www.dailymotion.com/video/xuyq5n_salkim-guvesi-feromon-tuzak_animals" target="_blank"><span style="color: red;">Çiftleşmeyi engelleme tekniği, dişi böceklerin çiftleşme çağrısı olarak salgıladığı feromonun yapay olarak üretilip yayıcılarla belirli bir alana dağıtılması sonucu yoğun bir koku bulutu oluşturulması ve böylelikle erkeklerin dişilere çiftleşme amacıyla ulaşmasının engellenmesi olarak tanımlanabilir.</span></a> </span><span style="color: #444444;">(</span><a href="http://www.dailymotion.com/video/xuyq5n_salkim-guvesi-feromon-tuzak_animals" target="_blank"><b><span style="color: red;">video</span></b></a><span style="color: #444444;">)</span></div>
<br />
<b>Bunun yanısıra,</b> salkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından asmanın iç ve alt kısımları daha uygun olduğu için asmayı askıya almak, budama ve <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2012/06/bag-hastalk-ve-zararllaryla-mucadelenin.html" target="_blank"><span style="color: red;">aralamayı asmanın iç kısmını havadar tutacak şekilde yapmak</span></a>, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine önem vermek gibi kültürel önlemler zararlının faaliyetini azaltmak ve yapılan mücadelede başarı sağlamak bakımından yararlıdır. Bu kültürel tedbirler aynı zamanda mantari hastalıklarla mücadele için de çok önemlidirler.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhaWOUHGN62oNOGLA76iE5vlXy66-UnwHtnNtpJs53RV5gHBLo5bSsZyAeSESVJvXHjVeOwAB4VloqeuN6miPD71EdTn00_8sX1ZEe1-A8OXYeVeojCTH13kT9jbYXg0U8HUGOh6FRaKts/s1600/salk%C4%B1m+guvesi+feromon+tuzak.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="122" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhaWOUHGN62oNOGLA76iE5vlXy66-UnwHtnNtpJs53RV5gHBLo5bSsZyAeSESVJvXHjVeOwAB4VloqeuN6miPD71EdTn00_8sX1ZEe1-A8OXYeVeojCTH13kT9jbYXg0U8HUGOh6FRaKts/s1600/salk%C4%B1m+guvesi+feromon+tuzak.jpg" width="220" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJMLkX12xgi84mleg-R6h-4q9ScRU-aybpg5put7p0awLKQlULrnUqdl0aXpRFxrDJyUb_NmgF5ESoDVHB9ICso3IEefFy5EdpqK3xOyupPC-c7fBJI3Qwr0njGpjI6HtAFMEn79NSJJM/s1600/garova+salk%C4%B1m+guvesi+mucadele.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="122" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJMLkX12xgi84mleg-R6h-4q9ScRU-aybpg5put7p0awLKQlULrnUqdl0aXpRFxrDJyUb_NmgF5ESoDVHB9ICso3IEefFy5EdpqK3xOyupPC-c7fBJI3Qwr0njGpjI6HtAFMEn79NSJJM/s1600/garova+salk%C4%B1m+guvesi+mucadele.jpg" width="220" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Evet, bu arkadaşlar da bizim uygulayıcılar :) Bağcı birader Erdal ve eşi Nadire.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b><span style="font-size: x-small;">NOT : Kırmızı yazılar bağlantıdır, bakmak için üzerine tıklayınız.</span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı <a href="https://www.tarim.gov.tr/GKGM/Belgeler/Bitki%20Sa%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20Hizmetleri/bitki_sagligi/entegre_mucadele/006_ba%C4%9F%20entegre%20m%C3%BCcadele%20teknik%20talimat%C4%B1.pdf" target="_blank"><span style="color: red;">Bağ Entegre Mücadele Teknik Talimatı</span></a>ndan Salkım Güvesi ve Mücadelesi hakkında geniş bilgi edinebilirsiniz... </div>
<strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">SALKIM GÜVESİ </strong><strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;"><em><span style="font-size: 12.1549997329712px;">(Lobesia botrana)</span></em>Tanımı ve Yaşayışı :</strong><br />
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">● </span><span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12.1549997329712px;">Erginlerin kanat açıklığı 10-12 mm, boyu 6 mm kadardır. Olgun larva ise 9-10 mm boyundadır. Larvanın vücut rengi genellikle sarımsı yeşildir. İlkbaharda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta kelebekler görülür. Dişiler yumurtalarını çiçek tomurcuklarına, çiçeklere ve çiçek saplarına, koruk ve meyvelere bırakır. Yeni çıkan larva bir süre dolaştıktan sonra çiçek kılıflarını delip, tomurcuk veya çiçek içine girer ve beslenir. 2. döl larvaları korukta, 3. döl larvaları da bağın olgun üzüm döneminde zararlı olurlar. Genellikle 3 döl verir.</span><br />
<br style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;" />
<strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">Zarar Şekli :</strong><br />
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">● </span><span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12.1549997329712px;">Tomurcuk ve çiçek devresinde; larva, tomurcuk ve çiçek içinde beslenir ve bu anda salgıladığı ipliklerle tomurcuk ve çiçekleri birbirine bağlayarak çilkimleri küme haline getirir. Zarara uğrayan tomurcuk ve çiçekler dökülür. Seyrek taneli salkımlar oluşur. Koruk ve olgunlaşma döneminde larva tanenin içinde beslenir. Bu beslenme bir tane içinde olmayıp, birden fazla tanede larvanın yer değiştirmesiyle olur. Olgun tanede beslenmede yer değiştirme daha sık olduğundan bir larvanın zarar verdiği tane sayısı bu devrede daha fazladır. <strong>Ayrıca olgun tanelerden akan şekerli su saprofit mantarların çoğalmasına da neden olur ve meydana gelen zarar kolaylıkla görülür. Zarar görmüş üzümlerdenyapılan şarapların kalitesi düşük olur.</strong></span><br />
<br style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;" />
<strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">Zararlı olduğu bitkiler :</strong><br />
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">● </span><span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12.1549997329712px;">Esas konukçusu asmadır. Defne, orman asması, hünnap, böğürtlen konukçuları arasındadır.</span><br />
<strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">Mücadele Yöntemleri :</strong><br />
<strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">Kültürel Önlemler :</strong><br />
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">● </span><span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12.1549997329712px;">Salkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından asmanın iç ve alt kısımları daha uygundur. Bu nedenle asmayı askıya almak, budama ve aralamayı asmanın iç kısmını havadar tutacak şekilde yapmak, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine önem vermek zararlının faaliyetini azaltmak bakımından yararlıdır.</span><br />
<br style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;" />
<strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">Biyoteknik Mücadele (Çiftleşmeyi Engelleme Tekniği) :</strong><br />
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">● </span><span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12.1549997329712px;">Çiftleşmeyi engelleme tekniği, dişi böceklerin çiftleşme çağrısı olarak salgıladığı feromonun yapay olarak üretilip yayıcılarla belirli bir alana dağıtılması sonucu yoğun bir koku bulutu oluşturulması ve böylelikle erkeklerin dişilere çiftleşme amacıyla ulaşmasının engellenmesi olarak tanımlanabilir. Bu yöntemin uygulanacağı bağ ya da bağ topluluğu geleneksel bağların ortasında kalıyor ise en az 16 ha, köşesinde kalıyor ise en az 12 ha büyüklüğünde olmalıdır. Birinci dölün ilk kelebekleri eşeysel çekici tuzaklarda yakalanınca her biri 172 mg feromon içeren Isonet-L yayıcıları, sıra arasının ortalama 3 m olduğu bağlarda; bağın içerisine sıra üzerinde 6.5-7 m de bir (1 yayıcı/21-22 m²), kenarlarda 2 m’ de bir sürgünlere asılmalıdır. Bu yöntem, Isonet-Lyayıcıları ile 600-650 adet/ha olacak şekilde uygulanabilir. Kenar uygulaması ve ağaçlar dahil hektara 750 adet’ten fazla yayıcı asılmamalıdır. Yayıcılar asılırken; bağda yapraklanma arttığında bu yayıcıların gölgede kalacak olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca, bağın içinde veya kenarında eğer ağaçlar varsa, olası çiftleşmeleri engellemek için her ağacın dallarına çepeçevre 2 m’ de bir, yerden 2 m yüksekliğe yayıcı asılmalıdır. Uygulama alanına 80 m’den daha yakın bir mesafede başka bir geleneksel bağ varsa, o bağ da 30 m derinliğinde 21-22 m²de bir yayıcı asılarak tampon uygulaması yapılmalıdır. Yanyana birden fazla bağda uygulama yapılması durumunda; iki bağın arası 5 m den az ise aralarındaki kenar sıralara 2 m de bir yayıcı asmaya gerek yoktur.Mesafe 5-10 m arasında ise iki bağın arasındaki kenar sıralara 5 m de bir yayıcı asılmalıdır. Salkım güvesi’ nin 1. dölüne ait bulaşma oranı %5’in üzerinde ise ÇE yöntemi ile birlikte yararlıların da desteklenip korunması için 1. döle karşı biyolojik bir preparat kullanılarak başlangıç popülasyonu düşürülmelidir.</span><br />
<br style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;" />
<strong style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">Kimyasal Mücadele :</strong><br />
<span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.3000001907349px; line-height: 20.0200004577637px;">● </span><span style="background-color: white; color: #242424; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12.1549997329712px;">Salkım güvesi ilaçlama zamanına karar vermede Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri tarafından yürütülen Tahmin-Uyarı Sistemi’nden yararlanılmaktadır. Buna göre Tahmin-Uyarı istasyonlarının hitap ettiği bağ alanı içerisinde beklenen ilk yumurta ve ilk larva çıkışı Tarım Kuruluşları tarafından saptanır ve üreticinin bağda ilaçlama yapması gereken günler ilan edilir. İlaçlamada düşük basınçlı sırt veya motorlu pülverizatör kullanılır. Kullanılan ilaçların özellikle salkımları kaplayacak şekilde uygulanmasına özen gösterilmelidir.</span>Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-38537074588954623132015-04-08T14:00:00.001+03:002015-04-24T16:57:31.302+03:00Garova'da Bahar Ve Toprak İşleme Zamanı<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><b>K</b></span>ıştı, soğuktu, hatta en soğuk günlerde bazı sabahlar <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2015/01/bodrum-buz-tuttu.html" target="_blank"><span style="color: red;">açıktaki suların buz tuttuğu</span></a> günlerdi derken, budamaydı derken, bahara geldik... Havalar ısınıyor, doğa uyanıyor. Her yer çiçek çiçek... Yapraklanan, çiçeklenen ağaçlardaki arıların kanat seslerinin oluşturduğu uğultular inanılmaz... Kuşlarsa ayrı bir alem. Onların cıvıltılı senfonileri olmadan bahar mı olur... <br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="276" src="https://www.youtube.com/embed/-K8IAAZzuyI" width="490"></iframe><br />
<br />
Bağda yeni sezonun işleri budamayla başlıyor. Ve budamaya bir başladık mı gerisi çok çabuk geliyor. Ben hep, "budamaya başladık ya, hasat da geldi sayılır" diyorum. Çünkü, budama, hemen ardından Bordo bulamacı verilmesi, kırılan direklerin tamiri, tellerin gerdirilmesi, derken zaman çabuk geçiyor. İşte şimdi toprak işlemeye geldik. Hele filizlenme başladıktan sonra, yok oburların alınması, fazla sürgünlerin alınmasıydı, sürgünlerin tellere bağlanmasıydı, yeşil budamaydı derken zaman daha da çabuk geçiyor...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG7iVVCiIvMAFMNDymMdEzd-6-SJs_u2K24YABTN0jEQrbpES3sUvWixqKxnCgB6D-wLyoMQOW9ispqeALbovwHUj7V_iXfqKBv6X0LKeDYCO92Hl8gqZPp6Qym9mE1vPNHNbcWOlnx5w/s1600/garova+bahar+toprak+i%C5%9Fleme.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG7iVVCiIvMAFMNDymMdEzd-6-SJs_u2K24YABTN0jEQrbpES3sUvWixqKxnCgB6D-wLyoMQOW9ispqeALbovwHUj7V_iXfqKBv6X0LKeDYCO92Hl8gqZPp6Qym9mE1vPNHNbcWOlnx5w/s1600/garova+bahar+toprak+i%C5%9Fleme.jpg" height="270" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Önce bağ pulluğu ile başlıyoruz toprak işlemeye. Ve bu işleri de Erdal yapıyor. Geçen yıllardaki <a href="http://garova.blogspot.com/search/label/ba%C4%9Fda%20toprak%20i%C5%9Fleme" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">yazılarda</span></a> da yazdığım gibi, bağda bizim toprak işleme yöntemimiz bu şekilde. Başka alet-makina ve yöntemler de kullanılabilir tabi ki... Mesela sıra araları, bağda toprak işlemede en çok kullanılan makinalardan birisi olan <a href="https://www.google.com.tr/search?q=rotavat%C3%B6r&hl=en&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ei=ry1MUa2IGImO4gSwmIDIBg&ved=0CAcQ_AUoAQ&biw=1366&bih=643" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">rotovatör</span></a>le (çapa makinası) işlenebilir, sıra araları dar olan bağlarda daha küçük <a href="https://www.google.com.tr/search?q=%C3%A7apa+makinas%C4%B1&hl=en&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ei=di1MUYioA-yL4gTIyIHgBQ&ved=0CAcQ_AUoAQ&biw=1366&bih=643" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">çapa makinaları</span></a> kullanılabilir, çok yamaç ve teraslı bağlarda daha başka şekilde yapılır, Fransa'dan bu <a href="http://www.youtube.com/watch?v=2LPGMH8TPoQ" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">örnek</span></a>lerde olduğu gibi, <a href="http://www.wineterroirs.com/2011/11/olivier_cousin_vigneron_in_anjou.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">hayvanlarla (at) çekilen pullukla</span></a> işleme yapılabilir, vs. vs...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieJoFDS3xonfItnGTkAJsk4JPUjwimMPdkRhrk4RsDlcIYRCNhPKB5qZJIbS7tQekdQJEi2pILsAL9ytV29QaMEmX2n1IKfqYjRdKmKsRRkTF_VDfGKL8rFTgnhW5oFNrXV_7dh6ygb1w/s1600/garova+bahar.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieJoFDS3xonfItnGTkAJsk4JPUjwimMPdkRhrk4RsDlcIYRCNhPKB5qZJIbS7tQekdQJEi2pILsAL9ytV29QaMEmX2n1IKfqYjRdKmKsRRkTF_VDfGKL8rFTgnhW5oFNrXV_7dh6ygb1w/s1600/garova+bahar.jpg" height="270" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Hava güzel... Bağ güzel... Bağda olmak çok güzel... Seviyorum ülen burayı. Her yer papatya. Etrafı kaplayan kokuları ayrı bir güzel, varlıkları ayrı bir güzel... Ama bu yıllık bu kadar, buraya kadar sevgili papatyalar, müsaadenizle bizim toprağı işlememiz gerekiyor. Seneye tekrar görüşmek üzere... Bağımıza kattığınız, ömrümüze kattığınız güzellikler için çok teşekkürler... </div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-71604547379402978012015-01-10T23:09:00.000+02:002015-04-22T14:36:08.463+03:00Bodrum Buz Tuttu<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>G</b></span>eçen kış pek soğuk olmamıştı. Ilıman bir kış geçirmiştik. Bu kışın şimdiye kadar olan bölümü de, biz bunu çok doğru bulmasak ve istemesek de, ılıman geçiyordu. Ta ki geçen haftaya kadar. Geçtiğimiz hafta içinde epeyce soğuk günler yaşadık. Garova'da sıcaklık -7 lere kadar düştü. Ondan önceki yıllarda da soğuk geçen kış mevsimleri olmuştu. Tabi burada "soğuk geçen" derken, kış mevsimi için daha düşük bir ortalama sıcaklıktır bahsedilen. 2004'de soğuk olmuş <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2009/01/bodrumda-kar-yad.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">kar yağmıştı</span></a> mesela, o da böyle değildi, bu kadar da soğuk değildi. Geçtiğimiz hafta olan biraz farklıydı. Açıktaki sular, güneş görmeyen ya da az gören yerlerdeki sular dondu ve 3 gün, hatta bazı yerlerde 4 gün çözülmedi... En çok zarar gören de çiçekler oldu. Bizim ve çoğu kimsenin evinin bahçesinde çiçek kalmadı nerdeyse...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeTYe8wWJAbUFCkaugfAsplP26K21XMnCpdEVCol0prv87fqEvcyeBWb7ceC88hWzhaHoletgCD3GnF0GpeNp0EgLlBAfB_H1xgkpDbN6tYyF-tGVOfOzsmLm_xNI_Fnja-Pdyojs062E/s1600/winter_buz.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeTYe8wWJAbUFCkaugfAsplP26K21XMnCpdEVCol0prv87fqEvcyeBWb7ceC88hWzhaHoletgCD3GnF0GpeNp0EgLlBAfB_H1xgkpDbN6tYyF-tGVOfOzsmLm_xNI_Fnja-Pdyojs062E/s1600/winter_buz.jpg" height="651" width="485" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bu fotoğraf, 4 km uzağımızda Çiftlik mahallesinde Hulusi (Gönül) abinin orada bu sabah çekilmiş bir fotoğraf. Bahçedeki çeşmenin borusu patlayınca akan sular işte böyle donmuş. Ama güzel donmuşlar. Eğer donacaksan böyle donacaksın, biraz estetik olacak.... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bağlar açısından, budama öncesinde böyle soğuk bir kaç gün görmeleri iyi oldu... </div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-87419602103156056062014-12-22T23:38:00.003+02:002015-01-02T16:34:42.590+02:00Kaliforniya'dan Fotoğrafçı Misafirimiz<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;"><b>B</b></span>odrum'a tatile gelen Brian ve arkadaşı Sevtap hanım, Bodrum'da <a href="https://www.facebook.com/gambilya.dogalmutfak?fref=ts" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Gambilya Doğal Mutfak</span></a>'ı işleten Selahattin (Erkanlı) abiyle tanışmışlar. Klasik Bodrum tatilinin dışında çevreyi de görmek istediklerini söyleyince, Selahattin abi de onlara yardımcı olmuş ve bu tarafa doğru yola çıkmışlar, <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2014/11/blogumda-erhan-yurut-yazp-bir-arama.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Kızılağaç'ta Erhan abilere</span></a> uğramışlar, sonra da buraya geldiler...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9aQTO6lGgObBO1ZWcVV7WXh3rYmIUugZUvw35F0fywy2kAO7qpwrZMu3yzublhYT8EDO4uYACbsF5hlB1vO12-rwUbhfRo6DUvVx_BDMFTiBmryd8fcy5JF2OC-Pim1fzf0W7WUd9YTs/s1600/california_misafir.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9aQTO6lGgObBO1ZWcVV7WXh3rYmIUugZUvw35F0fywy2kAO7qpwrZMu3yzublhYT8EDO4uYACbsF5hlB1vO12-rwUbhfRo6DUvVx_BDMFTiBmryd8fcy5JF2OC-Pim1fzf0W7WUd9YTs/s1600/california_misafir.jpg" height="165" width="220" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYZIky-lDzBycusfRCOK8f1vc_lsHlKZ29owuvWrcjrmQf1cTohvWh0cmhp7YZMUPqZC8Ne9j4aOV5EFbPV8qMHUdqPVv5EuqKkCNorn3Hik-C7_9VifaJWEXuv4SzMS3R1QBN43h1aQI/s1600/guest_california.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYZIky-lDzBycusfRCOK8f1vc_lsHlKZ29owuvWrcjrmQf1cTohvWh0cmhp7YZMUPqZC8Ne9j4aOV5EFbPV8qMHUdqPVv5EuqKkCNorn3Hik-C7_9VifaJWEXuv4SzMS3R1QBN43h1aQI/s1600/guest_california.jpg" height="165" width="220" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Brian ve Sevtap hanım, Kaliforniya'dan geliyorlar. Benim için, güzel bağlar ve şaraplar diyarı. Web sitelerini, facebook sayfalarını takip ettiğim epeyce bağ ve şaraphanenin ve <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2010/07/2010-yl-zinfandel-uzumleri.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Zinfandel</span></a>'in memleketi... Haliyle, Kaliforniya söz konusu olunca daha bir dikkat kesiliyorum...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Brian Tramontana profesyonel fotoğrafçı ve aynı zamanda öğretmen. Onun da <a href="http://www.briantramontana.com/" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Blogu</span></a> var. Ve artık, birbirimizin bloglarını takip edeceğiz. Malum, konu bol olunca biz de epeyce sohbet ettik, sonra o bir kaç fotoğraf çekti. Sonra, gitmeden önce bir hatıra fotoğrafı, biraz da ayaküstü sohbet ve ziyaretin sonu... </div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-5593649961592632332014-12-02T23:19:00.001+02:002014-12-07T12:12:07.822+02:00Kale Dağı, Theangela Gezisi ve Yürüyüşü<b><span style="background-color: white; color: #990000; font-family: Times, Times New Roman, serif; font-size: large;">Y</span></b>aklaşık bir buçuk ay kadar önce (18.10.2014), bir Pazar günü öğleye doğru, bahçeye çıktığımda Kale Dağından atlayan yamaç paraşütçülerini görmüştüm. Hava da güzeldi. Cevat (Karaman) abiyi aramış ve "hadi, işin yoksa Kale Dağına çıkalım mı?" demiştim. O da "tamam" demişti. Kısa bir süre sonra beni almaya geldi ve hergün eteklerinde olduğumuz dağın tepesine doğru yola çıktık... <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE5exc_I-SH5L8G07nmpkHFoavUH57Cknc9q3NWsTNiAcFqTqJzrev_bG3YvDGwgdJWtFCf53qwbq3fXu7Dt07zPpmSVh6aVFRzl06BGUShmmTeRoK87f4L9X-8LSd0OZ01PCmCOUIJxc/s1600/karaova+ve+mehmet+vuran.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE5exc_I-SH5L8G07nmpkHFoavUH57Cknc9q3NWsTNiAcFqTqJzrev_bG3YvDGwgdJWtFCf53qwbq3fXu7Dt07zPpmSVh6aVFRzl06BGUShmmTeRoK87f4L9X-8LSd0OZ01PCmCOUIJxc/s1600/karaova+ve+mehmet+vuran.JPG" height="194" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Kale Dağı, <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=31" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Yalıçiftlik</span></a> tarafıyla, <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=11" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Karaova</span></a> tarafını ayıran bu yörenin en yüksek dağı. Yüksekliği 530 m civarında. Gökova Körfezini, Güvercinlik Körfezi ve Didim tarafını, Bodrum Akyarlar tarafını gören etrafa hakim bir nokta. Bu yüzden üzerinde "yangın gözetleme kulesi" var. Dağ aynı zamanda antik bir yerleşim yerine de ev sahipliği yapıyor. Zirvenin Doğu ucunda Bodrum yarımadasının en eski halklarından olan <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=listele&altkategoriid=20" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Lelegler</span></a>'in kenti <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=77" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Theangela</span></a> var. Belki de bu dağın adına, buradaki kuru duvar olarak yapılmış olan kentin dış sur duvarlarından dolayı Kale Dağı denilmiştir... </div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8HyRSoMnAsqw3MnH8gpgPBaeCsg9OZnjJCNKVSpGAH4J2SvKzlGB35MU6hIKXVT0H87k7o4_S-o6C40WCX3xv57GlaTGFt8yOGY3Tpue8Hr1kTD40iPFGLpaQvM_1KqDBlv48ObMorAs/s1600/theangela_karaova.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8HyRSoMnAsqw3MnH8gpgPBaeCsg9OZnjJCNKVSpGAH4J2SvKzlGB35MU6hIKXVT0H87k7o4_S-o6C40WCX3xv57GlaTGFt8yOGY3Tpue8Hr1kTD40iPFGLpaQvM_1KqDBlv48ObMorAs/s1600/theangela_karaova.JPG" height="100" width="133" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheQgIA8KQbKIfSQPdd-JikdcKE_Oq9QimHSsF3UkHGVkK_9-74fnvwmm0K090hG_nvxuBeUKErmAiNcirnRCv8EX5UXQk7GbtPL9frcb5HXrAepASgsRgDYCWlP8cEl3FhDNAQYTxDNa8/s1600/da%C4%9F+%C3%A7ile%C4%9Fi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheQgIA8KQbKIfSQPdd-JikdcKE_Oq9QimHSsF3UkHGVkK_9-74fnvwmm0K090hG_nvxuBeUKErmAiNcirnRCv8EX5UXQk7GbtPL9frcb5HXrAepASgsRgDYCWlP8cEl3FhDNAQYTxDNa8/s1600/da%C4%9F+%C3%A7ile%C4%9Fi.jpg" height="100" width="133" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj86j3tees4Kb6zbLIA9u_v9ObMotaYzGqtLraY3W_gVmz2tvTW8JCKY5NjUuVlWnOnquOvhy5zVqds3I0Zzw6N3XzTUdzsS2yhJGkL-YmZ_58IN4fZ0B0uEkYTRJH3XnBqjKrCfFB3wmc/s1600/bodrum+karaova.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj86j3tees4Kb6zbLIA9u_v9ObMotaYzGqtLraY3W_gVmz2tvTW8JCKY5NjUuVlWnOnquOvhy5zVqds3I0Zzw6N3XzTUdzsS2yhJGkL-YmZ_58IN4fZ0B0uEkYTRJH3XnBqjKrCfFB3wmc/s1600/bodrum+karaova.JPG" height="100" width="133" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=8" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Bu dağa en son 2013 Nisan ayında çıkmıştım</span></a>. En son yürüyerek ise sanırım 1997'lerde falandır. Hemen köyün üst taraflarına şöyle bir dolaşıp geleyim diye çıkmış, üstelik de hiç kimseye haber vermeden ve yolu uzattıkça uzatmış en sonunda da kendimi Kale Dağının tepesinde bulmuştum. İnerken de herkesin kullandığı patika ve yollardan değil, en dik yerden inmeye kalkmış ve çok zorlanmıştım. Eğer oralarda düşüp ayağımı falan kırsaydım, başıma bir kaza gelseydi, kimsenin beni aramayı akıl edemeyeceği yerlerdi. Bunlardan konuştuk, günlük olağan sohbetimizi yaptık Cevat abiyle. Bağlarımızı uzaktan seyrederek birer kadeh de şarap içtik...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Etraf, doğa o kadar güzel ki... Neler yok neler... Mersinler, Ada çayları, kekikler, pürenler, çöğür armutları (ahlat), sandal ağaçları, defne... Ve tabi, bizim burada "çilek" dediğimiz, ama başka yerlerde "koca yemiş" denilen, kırmızı dağ çilekleri. O kadar güzel görünüyorlar ki. Dağ çileğini pek sevmem aslında, fazla çekirdekli geliyor bana. Bir iki tane yerim, o kadar. Onların orada olmaları çok güzel... Ve, bizim için belki çok fazla değerli değiller ama, dağdaki hayvanların beslenmeleri için çok önemliler... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="368" src="//www.youtube.com/embed/sr9ZXf6xKNk" width="490"></iframe></div>
<br />
Oralarda yürüyerek dolaşmak tabiki çok güzel olurdu, ama benim için bu söz konusu olamayacağından, gidebildiğimiz yerlere kadar arabayla gittik. Sonra, etrafı seyrederek, Yalıçiftlik'e, deniz kenarına doğru yavaş yavaş aşağı inerken,"buraları yürüyerek gezmeli, sandallara, mersinlere, kekiklere, dağ çileklerine dokunarak yol almalı..." demiştik. <br />
<br />
Bu arada, biz Kale Dağının adına kısaca "Kale" deriz. Konuşma dilinde, biraz daha bize uyar ve "Gale" olur... Dün öğle saatlerinde <a href="http://etrim.blogspot.com.tr/" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Cevat abi</span></a> aradı, "beni görebiliyor musun yukarıda" dedi. Hemen anladım, Gale'de idi. Cevat abi, yürüyüş geçmişi olan bir kişi. Sırt çantasını hazırlamış ve köpeği Cango'ya da "hadi" demiş. Zaten Cango'nun canına minnet... Buralarda çok güzel yürüyüş güzergahları var. Dün, 12 km ve yaklaşık 500 m tırmanış içeren yürüyüşe çıkmışlar. Aradığında, "fotoğraf çekmeyi ihmal etme" demiştim, o daha iyisini yapmış, yukarıdaki güzel videoyu hazırlamış. Çok severek ve daha önceden bildiğim o yollarda sanki ben de yürüyormuşum gibi hissederek izledim...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbXrfT8nljwpEHifgEyhjay7M1KcrdGY4D43FfXOZNNd08TTZRuzTxGeCeQbgIR_6wmiggi-Efp-C0JuH8Zf-ZD7FaMV1TS1z_JjhX7PHV3gL0qXvCMjDIQeAW5bGwAbHcrOkbFbsX-qw/s1600/theangela_cevat_mehmet.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbXrfT8nljwpEHifgEyhjay7M1KcrdGY4D43FfXOZNNd08TTZRuzTxGeCeQbgIR_6wmiggi-Efp-C0JuH8Zf-ZD7FaMV1TS1z_JjhX7PHV3gL0qXvCMjDIQeAW5bGwAbHcrOkbFbsX-qw/s1600/theangela_cevat_mehmet.jpg" height="270" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bu da, yazdan kalma bir günde, yaklaşık bir buçuk ay önceki, Kale Dağı gezimizin selfiesi :) </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-16099694270485945542014-11-19T23:32:00.000+02:002014-11-22T04:44:12.841+02:00Bodrum-Kızılağaç'ta, Füsun ve Erhan Yürüt'ü Ziyaret<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: left;">
<b><span style="color: #444444; font-family: Georgia, Times New Roman, serif;">B</span></b>logumda "Erhan Yürüt" yazıp bir arama yaptığımda, <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2008/08/arap-yapma-hazrlklar-ziyaret-ve.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">çıkan kayıtların en eskisi 2008 yılının Ağustos ayına ait</span></a> ; "... <i>Erhan (Yürüt) abi ve eşi Füsun abla geldiler. Sabah çıkmışlardı yola Ankara'dan, haliyle biraz yorulmuşlar tabi. En son görüştüğümüzden bu yana 3 ay geçti nerdeyse. Dolayısıyla konuşulacak şeyler de birikmiş </i>..." yazmışım. Biz Erhan abiyle yaz mevsiminde, bir bağbozumunun hemen ertesinde tanışmıştık. 2008 Ağustos ayındaki yazıda, "<i>en son görüşmemizden sonra 3 ay geçti nerdeyse</i>" dediğime ve bu blogun başlangıcı da 2008 Temmuz'u olduğuna göre, demek ki bir önceki yılın bağbozumu sonrasında, 2007'nin Eylül başı gibi bir tarihte tanışmışız.</div>
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGv0y9u-iZPnogPLWpyIl1TL2qfk8JIQECLvUtP4QGCsZKZXabav5pe_LwEyNzFtlSQwt6FDi4IvolWRSfYPdy0CwUBJGhqX8vpcUdUk4CXDAvgchKeBPYhovvhRX01RsvUNHkUMsGCz0/s1600/%C5%9Farap%C3%A7%C4%B1l%C4%B1k_bodrum.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGv0y9u-iZPnogPLWpyIl1TL2qfk8JIQECLvUtP4QGCsZKZXabav5pe_LwEyNzFtlSQwt6FDi4IvolWRSfYPdy0CwUBJGhqX8vpcUdUk4CXDAvgchKeBPYhovvhRX01RsvUNHkUMsGCz0/s1600/%C5%9Farap%C3%A7%C4%B1l%C4%B1k_bodrum.jpg" height="343" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bunları neden uzun uzun anlattım; Tanıştığımız günlerde, emekli olduktan sonra yerleşecekleri yere karar verme aşamasındaydılar. Düşündükleri birkaç seçenek vardı. Ve bu seçeneklerin hepsinin merkezinde de ortak ilgi alanlarımız olan "<b>bağ ve şarap</b>" bulunmaktaydı. Yerleşebileceklerini düşündükleri yerlerden bazıları yanlış hatırlamıyorsam, Denizli tarafları, Bozcaada gibi yerlerdi. Sonra burada, Bodrum'da karar kıldılar. Ondan sonraki birkaç yıl devamlı gelip gittiler ve arada, Pınarlıbelen ve civarı başta olmak üzere Karaova'da yer baktık onlara. Bu arada da ileride bağ ve şarap üzerine yapılabilecekler üzerine konuşuyorduk. Neler neler konuştuk, ne projeler ürettik... Hedeflerinde, ya da buna hayallerinde demek daha doğru olur, evde şarap yapma hobilerini, yasal prosedürleri tamamlanmış küçük bir şarap üretim işletmesine dönüştürmek vardı. Böylelikle hem hayallerini gerçekleştirmiş olacaklar, hem de bununla yöre tarımına ve Bodrum turizmine katkıda bulunmuş olacaklardı...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Gel zaman, git zaman, ilerleyen yıllarda Bodrum - Kızılağaç mahallesine evlerini yaptılar ve oraya yerleştiler. Yine buraya küçük şaraphanelerini de kurdular. Yasal süreçler tamamlandı ve <a href="http://bodrumsarapcilik.com/" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Bodrum Şarapçılık</span></a> olarak, Vinbodrum adı altında şaraplarını yapmaya başladılar ve ilk rekolte şaraplarını da iki kırmızı, bir roze olmak üzere çıkardılar. Bunu gerçekleştirebildikleri için onları tebrik ediyor ve her şeyin yolunda gitmesini, yollarının açık olmasını diliyorum...</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Bugün onları ziyaret ettim. Telefonla görüşüyoruz ama, yüz yüze görüşmeyeli epeyce olmuştu. Neler olup bitiyor, nasıl gidiyor, bunları konuştuk, tanklardaki şaraplarda durum nedir, onlara baktık... Güzel zaman geçirdik... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-37163288056197052262014-11-13T21:53:00.000+02:002014-11-18T01:52:03.030+02:00Garova'da Zeytin Hasat ZamanıBugünlerde zeytin ülke gündeminde oldukça fazla yer alıyor. Alıyor almasına da, hiç de hoş haberlerle değil maalesef. Keşke üreticilerin memnuniyetiyle, üretimimizin, ihracatımızın artmasıyla, ülkemizde kişi başına tüketiminin artması vs. gibi güzel haberler olsaydı bunlar... <br />
<br />
Zeytinyağlı Yiyemem türküsü vardır, bilirsiniz... Zeytinyağlı yiyemem (aman) / Basma (da) fistan giyemem / Senin gibi cahile / Ben efendim diyemem (aman) / Kaldım duman içi dağlarda / Sevgili yarim nerelerde / <b>Kara üzüm asması</b> / Yeşil olur yazması / Ben yarimden ayrılmam / Kara yazı yazması / Kaldım duman içi dağlarda / Sevgili yarim nerelerde / <b>Asmadan üzüm aldım</b> / Sapını uzun aldım / Verin benim yarimi / Annemden izin aldım / Kaldım duman içi dağlarda / Sevgili yarim nerelerde.<br />
<br />
Türkü güzel. Ama "zeytinyağlı yiyemem" kısmı, o olmaz işte. Zeytin bizim için çok önemlidir. Olmazsa olmazdır, ve tabi zeytinyağlılar da... Bir de, başka ne diyor türküde, "kara üzüm asması." İşte bu kadar...<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="276" src="//www.youtube.com/embed/dShykkKF4Xw" width="490"></iframe><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiJsoFj2Vv1AoH23Ds11RcIsRgkGSnQV6d_oYkQ-8FFl56q7okxYUY2-6-zHSy9a-jFAybPgvnatrglEXehPyPP0EWax5rkpWlKVgxgBRJXRpMKRY_9t7yTkejn1SdG1CDTpGVRfEOvaE/s1600/zeytin.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="269" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiJsoFj2Vv1AoH23Ds11RcIsRgkGSnQV6d_oYkQ-8FFl56q7okxYUY2-6-zHSy9a-jFAybPgvnatrglEXehPyPP0EWax5rkpWlKVgxgBRJXRpMKRY_9t7yTkejn1SdG1CDTpGVRfEOvaE/s400/zeytin.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Antik çağlardan bu yana üzüm ve zeytin çok önemli olmuşlardır. Ne güzel ve ne mutlu ki bize, Garova'da yan yanalar, iç içeler... Zeytin, efsanevi bir ağaçtır. Ölmez ağaçtır... Antik çağ yazarlarından Romalı yazar <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Columella" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Columella</span></a> onun için <b>prima omnium arborum</b> (ağaçlar arasında birinci) demiştir...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Homeros" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Homeros</span></a>, <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Odisseas" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Odysseus</span></a>’ta zeytin ağacını “kutsal” olarak nitelendirirken, Antik dönemde <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Olimpiya,_Yunanistan" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Olimpia</span></a>’da düzenlenen <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Antik_Olimpiyat_Oyunlar%C4%B1" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Antik Olimpiyat Oyunları</span></a>nda galip gelenlere yabani zeytin ağacından yapılan taçlar takılmıştır. </div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjzM-gQS-EBtETPXCfEXFQTFcwWesDPP8LruwKsXbUeAadnKUNpmcwV2LfS-Yc-2JvoCyFe9WStSWtKkPgdgujyyLM_MYQVdQklguNdl3TztjTfuBOBzeI_UXlOK12gXoUBH1p73xmsJM/s1600/memecik+zeytin.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="584" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjzM-gQS-EBtETPXCfEXFQTFcwWesDPP8LruwKsXbUeAadnKUNpmcwV2LfS-Yc-2JvoCyFe9WStSWtKkPgdgujyyLM_MYQVdQklguNdl3TztjTfuBOBzeI_UXlOK12gXoUBH1p73xmsJM/s400/memecik+zeytin.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Memecik zeytini, Muğla, Aydın, İzmir, Manisa, Denizli'de oldukça yaygın olarak yetiştirilir. Ege Bölgesi ağaç varlığının %50’sinden fazlasını, toplam ağaç varlığımızın %45,5’ini Memecik zeytini oluşturur. Yöremizde de en fazla yetiştirilen zeytin çeşididir. Yağlık ve yeşil sofralık olarak değerlendirilir. İspanyol usulü yeşil zeytine işlenir. Yöremizde çizik zeytin yapmakta çok kullanılır. İyi bakım şartlarında kuvvetli gelişir. Meyveleri iridir. Genelde şiddetli periyodisite gösterir. Verimli, kısmen kendine verimlidir. Soğuğa ve kurağa karşı aşırı duyarlı değildir. Aşı ve çelikle çoğaltılır.</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1O2gtr28Qr99yFZnxhslyj2KIFjYo3x65o0NAocbgWBXAinExVplLpZD1ZAKrM59p8NcOGIj2OV-Z2G8Uv_k54zfGoVewyNmj-3dt3B4ktrg6Yk4iSKa61sNQBgxfU7QEEcoskOjkyJI/s1600/ba%C4%9F+ve+zeytin.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="364" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1O2gtr28Qr99yFZnxhslyj2KIFjYo3x65o0NAocbgWBXAinExVplLpZD1ZAKrM59p8NcOGIj2OV-Z2G8Uv_k54zfGoVewyNmj-3dt3B4ktrg6Yk4iSKa61sNQBgxfU7QEEcoskOjkyJI/s400/ba%C4%9F+ve+zeytin.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Victor Hehn, “Zeytin, Üzüm ve İncir – Kültür Tarihi Eskizleri” kitabının Zeytinle ilgili bölümünde, antik çağ yazarlarından <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Gaius_Plinius_Secundus" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Plinius</span></a>’un şöyle dediğini yazar; “Özellikle de hasat, her açıdan çok özen gerektiren bir iştir: Daha yeni olgunlaşan meyveler, elle teker teker toplanmalı ve zaman kaybetmeksizin preslenmelidir; hızlılık ve temizlik bu işin temel koşullarıdır. Narin yapılı meyveler ya sopalarla silkeleniyor ya da –daha da kötüsü- aşırı olgunlaşıp artık çürümeye yüz tuttuklarında kendiliğinden yere dökülmeleri bekleniyor (daha o dönemde Plinius bu iki durumdan da şikayetçidir); o zaman zeytinler yerlerde birikiyor, işlenecekleri bir yağhane daha boşalmadan ekşimeye başlıyor.”</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Aynen Plinius'un dediği gibi, eskiden zeytinler pek zamanında ve düzgün toplanmaz, toplansa da <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=46" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">yağhaneler</span></a>de hemen sıra gelmez, bunun için de zeytinler ya evde, ya da yağhanelerin yalaklarında bekler, bu esnada da zeytinde çürümeler başlar, bu zeytinlerden çıkan yağlar da düşük kalitede olurdu. Ama artık zeytinler daha düzgün toplanıyorlar, kendiliğinden düşenler dalından toplananlara karıştırılmıyorlar ve fazla beklemeden düzgün bir şekilde sıkılıyorlar. Sonuç olarak da yağlar artık çok daha iyi kalitede oluyor... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhINuhXhyphenhyphendhqFnfNb7RXRCm_G_oi9eOmf4Xxtru-po1vwMaHCtrv9U6qUiYIZAiAknly5k2XhoyO5KStmODCTbGwo_sZgX-6yut6rz-lHALB4VSSeM5X_Bzas6GXa0Pl08qcM2MPEoTUUo/s1600/zeytinler.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="543" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhINuhXhyphenhyphendhqFnfNb7RXRCm_G_oi9eOmf4Xxtru-po1vwMaHCtrv9U6qUiYIZAiAknly5k2XhoyO5KStmODCTbGwo_sZgX-6yut6rz-lHALB4VSSeM5X_Bzas6GXa0Pl08qcM2MPEoTUUo/s400/zeytinler.jpg" width="485" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0VNm3qtFhe73qDR5eP_iRKERjW6jt3zBW9LXseirTq5ilcRElpzzrYgH7Nc5HPrnikdKma4U9VHLzaWOT7UaNVrF8I32ZphXNtDU-ZA9D3f1niH193cYVZmle6rMgN2oj1qEwTBfx3mg/s1600/zeytin+ve+sepet.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="550" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0VNm3qtFhe73qDR5eP_iRKERjW6jt3zBW9LXseirTq5ilcRElpzzrYgH7Nc5HPrnikdKma4U9VHLzaWOT7UaNVrF8I32ZphXNtDU-ZA9D3f1niH193cYVZmle6rMgN2oj1qEwTBfx3mg/s400/zeytin+ve+sepet.jpg" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Birbirine yakın olan zeytin çeşitlerini ayırt etmek hiç de kolay değil. Bu zeytinin çeşidinin Manzanillo olduğunu düşünüyorum. Bizim zeytin ağaçlarımızın içinde sadece iki ağaç var. Sanırım yıllar evvel, değişik bir çeşit olması açısından aşılanmış. Daha sonra sayısı da artırılmamış. Ülkemizde çok yaygın değildir. Sofralık olarak değerlendirilir. İspanyol usulü yeşil sofralığa uygundur. Orta kuvvette gelişir. Meyveleri orta iriliktedir. İyi bakım koşullarında düzenli ürün verir. Verimi iyidir. Kendi kendine yeterli tozlanır. Soğuğa duyarlıdır. Çelikle çoğaltılır.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Buralarda herkes zeytin toplama işinde bu sepetleri kullanır(dı). Şimdi yine öyle ama, arada sanırım bir kaç plastik kovaya da rastlayabiliyoruz artık. Çünkü sepetler yavaş yavaş eskiyor ve bitiyor. Yenilerini örmekle uğraşan olmadığı gibi, örmeyi bilenler de gittikçe azalıyor... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-86251188973512323912014-10-18T00:25:00.004+03:002014-10-18T03:06:32.702+03:00Garova'da Yılın Son İncirleriGarova'da ilk incirler Temmuz'un 20'leri civarında olgunlaşırlar. Temmuz'un 25'lerinde olgunlaşan incir miktarı arttığında toplanıp satılmaya başlanırlar. Ve bu, yaklaşık 1 ay kadar yoğun bir şekilde devam eder. Daha sonra toplanan incir miktarı azalmaya başlar ve Eylül ayının 10'larında incir işi biter. Ama bahçede incir öyle hemen bitmez... <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3xrmnod6JPGBmj_N1ngKxP0Rr5BcIK1fSYUJGccyxy8PVFUPnAhTPggzQJiYCW31L5PX6FGDXcVDDvUHLeEQ8_6wVUxEgp7Qug1EEooShhQGq06N0NF6lhDU98x0dfcFJwoJhpYdkmo0/s1600/incir_bursa+siyahi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3xrmnod6JPGBmj_N1ngKxP0Rr5BcIK1fSYUJGccyxy8PVFUPnAhTPggzQJiYCW31L5PX6FGDXcVDDvUHLeEQ8_6wVUxEgp7Qug1EEooShhQGq06N0NF6lhDU98x0dfcFJwoJhpYdkmo0/s1600/incir_bursa+siyahi.jpg" height="647" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bahçedeki incirlerin çoğu Sarı Lop inciri. Bir kaç ağaç Sarı Zeybek var. 3 tane Beyaz Güz ve 6 tane de Bursa Siyahı inciri ağacı var. Beyaz Güz ve Bursa Siyahı incirleri geç zamanlara, yani şimdilere kadar kalan incir çeşitleri. Diğerleri çoktan bittiler. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEignKcnr-mdwkJUe_P3AWILO2aKTzzF3O3C2ErPlAlu9fyxmUaLAFXed2y4oIPU8ZA5HgSaJ68zo7mJwFqu_svCHXVhL4BdSQHm8n03ynxO9T5R-GAgYQqhzX4QM4Ide7mLGQFvY_L1EUs/s1600/incir.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEignKcnr-mdwkJUe_P3AWILO2aKTzzF3O3C2ErPlAlu9fyxmUaLAFXed2y4oIPU8ZA5HgSaJ68zo7mJwFqu_svCHXVhL4BdSQHm8n03ynxO9T5R-GAgYQqhzX4QM4Ide7mLGQFvY_L1EUs/s1600/incir.jpg" height="647" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bursa Siyahı çeşidi en yaygın olarak Bursa yöresinde ve taze tüketim amacıyla yetiştirilmektedir. Meyve olgunlaşması Ege Bölgesinde Ağustos ayı başından Ekim ayı ortalarına kadar iken, Bursa yöresinde Eylül başından Kasım ayı ortalarına kadar devam etmektedir. Bursa Siyahı meyveleri iridir ve şekli yuvarlaktır. Kabuk rengi koyu mor ya da morumsu siyahtır. Daha sıcak ve güneşli iklimden dolayı kabuk rengi Ege Bölgesinde daha koyu ve canlı oluşmaktadır. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSbo6vqOkje2HcEv_XVjwK3Nby-HtR-jEGrRGU2I_ogF4-l5j_ip8RfTXyr8S6N4IJRKuhA248lvfkcEyDRMPYoJ126YorCpke2ugVAYlIvHBfMH4l7TOkjODHudwWs00AAwM5x4LiQq8/s1600/fig+bursa+siyahi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSbo6vqOkje2HcEv_XVjwK3Nby-HtR-jEGrRGU2I_ogF4-l5j_ip8RfTXyr8S6N4IJRKuhA248lvfkcEyDRMPYoJ126YorCpke2ugVAYlIvHBfMH4l7TOkjODHudwWs00AAwM5x4LiQq8/s1600/fig+bursa+siyahi.jpg" height="475" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Bursa Siyahı inciri ihracatıyla ilgili 10.10.2014 tarihli <a href="http://olay.com.tr/" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Bursa Olay Gazetesi</span></a>nden bir haber;</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), incir ihracatının lokomotifi olan Bursa siyah incirinin dışsatışını artırarak, tüm dünyaya yayma çalışmalarının ve yürüttüğü projelerin meyvelerini alıyor.</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Bursa siyah inciri ihracatı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan UYMSİB Başkanı Dr. Salih Çalı, Türkiye’nin ve UYMSİB’in incir ihracatında tarihi rekora imza attığını vurguladı. Türkiye’nin 2013 yılında 34 milyon 460 bin dolar incir ihracatı gerçekleştirdiğini hatırlatan Salih Çalı, “Tüm ülke genelinde 2014 yılının başından bugüne kadar olan dönemde 41 milyon 913 bin dolar Bursa siyah inciri ihracatı ile Türkiye incir ihracatında tüm zamanların rekorunu kırmış oldu. UYMSİB olarak da aynı başarılı tabloyu izledik. 2013 yılında 16 milyon 486 bin dolar olan incir ihracatını birlik olarak; 2014 yılının ilk 10 ayında yüzde 16’lık bir artışla 19 milyon 102 bin dolara çıkardık. Bu rakamlar hem Türkiye hem de birliğimiz için incirde kırılan rekordur”dedi. Haberin devamı için <a href="http://olay.com.tr/haber/ekonomi-80587/bursa-siyahi-tum-zamanlarin-rekorunu-kirdi-203819.html#.VEGeMyKsWXE" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">tıklayınız</span></a>.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4pXfByaAIN1Bnv3MmxWgIPIritTisfBU2sP4yirQLqHFnTjFrLZXSA2Z8BdkdG1JTk5ezyomMtRnXkJjgh2kIWYCe1jALGJlhGiC62Yfx4vUacu5wyOAnzMlh87hB9VX4y0UptlWTVsI/s1600/incir_garova.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4pXfByaAIN1Bnv3MmxWgIPIritTisfBU2sP4yirQLqHFnTjFrLZXSA2Z8BdkdG1JTk5ezyomMtRnXkJjgh2kIWYCe1jALGJlhGiC62Yfx4vUacu5wyOAnzMlh87hB9VX4y0UptlWTVsI/s1600/incir_garova.jpg" height="616" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
İÖ 6. yüzyılın ikinci yarısında Ephesos'ta yaşamış olan şair Hipponaks, inciri asmanın kardeşi olarak değerlendirmiştir. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Antik dönemde, Lydia'da üzüm ve incir yaşamın temel nimetlerinden sayılırmış. Herodotos'dan öğrenildiğine göre, <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Lidya" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Lydia</span></a> Kralı <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Krez%C3%BCs" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Kroisos</span></a>'u Pers ülkesine yapacağı seferden vazgeçirmek isteyenler, Kral'a, Perslerin şarap yerine su içtiğini, yiyecek incirleri (bile) olmadığını söylemişler. Ben demiyorum, tarihin babası <a href="http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=57" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Bodrumlu Herodotos</span></a> baba diyor. Neyse ki, bizim incirimiz de, üzümümüz de var...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_CvnGf-osiY1OdFXsnHcCwpAmHLhsH7a1wE6YmHYecX9t_WcWG0rxpCLXrUMDgQp7JUHsw6mCjWKk7YCdaj3lt40C0JU7FS0PTdI4zfvc8AqDQGtoQA64K5s8KCnNEjkWNT4XX2C1ox8/s1600/bursa+siyahi+incir.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_CvnGf-osiY1OdFXsnHcCwpAmHLhsH7a1wE6YmHYecX9t_WcWG0rxpCLXrUMDgQp7JUHsw6mCjWKk7YCdaj3lt40C0JU7FS0PTdI4zfvc8AqDQGtoQA64K5s8KCnNEjkWNT4XX2C1ox8/s1600/bursa+siyahi+incir.jpg" height="496" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqXqubAcBbhfickwvuC0xjkroTJDfUS75KTpgtpJJd8l8hjiLg9EqW97CtEWjZ21_H-ncIv6wmgwelTe6npAnIme42Fiyft-3Ng-67OV8aAtOdzanBSCLIRLHCiYgefSuFHXmvTBc3P4s/s1600/incirler.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqXqubAcBbhfickwvuC0xjkroTJDfUS75KTpgtpJJd8l8hjiLg9EqW97CtEWjZ21_H-ncIv6wmgwelTe6npAnIme42Fiyft-3Ng-67OV8aAtOdzanBSCLIRLHCiYgefSuFHXmvTBc3P4s/s1600/incirler.jpg" height="371" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
İncir bol olduğu zaman çok fazla yenilmiyor. En azından benim için böyle. Ne zaman ki azalıyor ve bitmeye yaklaşıyorlar, işte o zaman çok değerli olmaya başlıyorlar. Ben de o zaman daha fazla incir yemeye başlıyorum. <b>Azaldıkça değerleri artıyor. En değerlileri de bunlardı, çünkü son incirlerdi...</b> </div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-54609280231044853462014-10-13T15:06:00.001+03:002014-10-13T15:22:12.742+03:00Bağ, Son Üzümler Ve Eşek ArılarıYaz geçer, sonbahar gelir, üzüm hasadı biter. Ama bağda üzüm bitmez. Uçlarda, aralarda, kıyılarda köşelerde saklı kalmış üzümler vardır. <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2012/10/bagn-bekcileri-son-uzumler-nefer.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">Neferiye ya da nefer, neferge, nifirne, bekçi</span></a> gibi isimlerle de anılan salkımlar vardır. Bir de, beğenilmeyen kötü salkımlardan, seyrek salkımlardan kalanlar olur. Ve bunlar da, arılar için çok cezbedeci olurlar.<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="365" src="//www.youtube.com/embed/P0WjgpBWdJ4" width="485"></iframe> <br />
<br />
Bağda en fazla bulunan arılar da Eşek Arıları. Daha önce de söylediğim gibi, hasat dönemi sonrasında bağa geldikleri için ürüne kayda değer bir zararları olmuyor. Eşek Arısı, <b><i>Vespidae</i></b> familyasına ait bir yaban arısı cinsi. <b>Vespa</b> da denilirmiş kendisine. Bu konuda daha önce yazmış olduğum teferruatlı bir yazıyı ve fotoğrafları görmek için <a href="http://garova.blogspot.com.tr/2011/10/bagdaki-esek-arlar.html" target="_blank"><span style="color: #cc0000;">tıklayabilirsiniz</span></a>.<br />
<br />Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-88833602198284146872014-09-08T22:57:00.001+03:002014-09-11T01:42:21.444+03:00Ada'dan Uzak Adakarası ÜzümleriBu yazının başlığı ne olsun diye düşünürken, bu başlık aklıma geldi. "Ada'dan Uzak Adakarası Üzümleri" Burada Ada'dan uzak mıyız, evet, uzağız. En yakınımızdaki ada aşağı yukarı 15-20 km mesafededir. Ama o adalarda da üzüm yetişmiyor, daha doğrusu, yetiştirilmiyor. Benim, Ada'dan uzak derken bahsettiğim ada ise Avşa adası. Epeyce uzaklarda bir ada.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgQyX5YU_kkrV8XrHLoui41raTxy-ROm-yhX3jEszXOhv0Z3PjFD-9hLEvogLhfstFID-G7lePPA2Ftxh3AzB3eRSKiE3DS6vKr28C-BgkFIvp5ElkbBqUvswdRymzOuqbaojn0JK1xV0/s1600/adakarasi.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgQyX5YU_kkrV8XrHLoui41raTxy-ROm-yhX3jEszXOhv0Z3PjFD-9hLEvogLhfstFID-G7lePPA2Ftxh3AzB3eRSKiE3DS6vKr28C-BgkFIvp5ElkbBqUvswdRymzOuqbaojn0JK1xV0/s1600/adakarasi.JPG" height="575" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b>Adakarası :</b> Avşa Adası, Erdek ve Balıkesir yöresinde yetiştirilen bir üzümdür. Özellikle de Avşa adasıyla özdeşleşmiştir. Adını da (muhtemelen) buradan almıştır. Salkımları kanatlı, konik yapıdadır ve salkımdaki tanelerin dizilişi sıktır. Salkım iriliği ortadır. Olgunlaşma zamanı Eylül sonudur. Güzel kırmızı rengi olan, yumuşak ve hoş içimli bir şarap verir. Şarabında % 12 - 13 alkol olur. <i>(Standart Üzüm Çeşitleri Kataloğu - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı)</i></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtCTVa4-2mFMzWzcgB4O5twI3klESCGTdcmkQQjEH90T1UXrNEzPLYuGyFerTq08IaHjcffDTlLxcxzkLCGc_xdzkvj3b0yfVuJWcOOT2h-5KHCfFgZ8Cwh7m2caQrzyazaawqwFTtL5I/s1600/adakarasi_+turkish+wine+grape.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtCTVa4-2mFMzWzcgB4O5twI3klESCGTdcmkQQjEH90T1UXrNEzPLYuGyFerTq08IaHjcffDTlLxcxzkLCGc_xdzkvj3b0yfVuJWcOOT2h-5KHCfFgZ8Cwh7m2caQrzyazaawqwFTtL5I/s1600/adakarasi_+turkish+wine+grape.JPG" height="323" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg83Rsnr9a04_DTtVq3Lij6rhCVNUrWFTGLjhvTEli9L74mNZ7Olg-4gBrGt_EpB3UgLormbqL-rdbq-Jyn7CEmZyk1GqmahDaDK8KjOHUgIWshzDma-bQ5gpdlymKTNeIM_djkuXTPyWM/s1600/adakaras%C4%B1+%C5%9Farapl%C4%B1k+uzum.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg83Rsnr9a04_DTtVq3Lij6rhCVNUrWFTGLjhvTEli9L74mNZ7Olg-4gBrGt_EpB3UgLormbqL-rdbq-Jyn7CEmZyk1GqmahDaDK8KjOHUgIWshzDma-bQ5gpdlymKTNeIM_djkuXTPyWM/s1600/adakaras%C4%B1+%C5%9Farapl%C4%B1k+uzum.JPG" height="688" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
"Ada'dan Uzak" derken, evet, epeyce uzaktlar ama asla boynu bükük değiller. Ben kendilerine gerekli ihtimamı gösteriyorum... Oldukça da az miktardalar. Zaten Avşa adası ve çevresin haricinde, buraya kadar olan yerlerde başka bir bağda daha olduklarını pek sanmıyorum.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnKCZATQ7wibgNO8eRqMAdG14LAWTW7y6Kiva4yW5NUcm5SEZyV6SU7IrAody1YP4_3frJZgdHqPmsmPKZ39Of8NE4Z6G0wSQhvn36YKHf718zsF1LT3NNJfKwxmZn8GQ57IzqAhi7_kI/s1600/adakaras%C4%B1.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnKCZATQ7wibgNO8eRqMAdG14LAWTW7y6Kiva4yW5NUcm5SEZyV6SU7IrAody1YP4_3frJZgdHqPmsmPKZ39Of8NE4Z6G0wSQhvn36YKHf718zsF1LT3NNJfKwxmZn8GQ57IzqAhi7_kI/s1600/adakaras%C4%B1.JPG" height="323" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Adakarası çok fazla bilinen bir üzüm çeşidi değil. Ama bilenler biliyor tabi. Ve, ne derler, (benim de yaptığım gibi) bilenler bilmeyenlere anlatsın... Adakarası, hem yerli bir çeşit olması, hem de burada (yani bu iklimde, malum sıcak) koştura koştura olgunlaşmayıp, biraz yavaştan alması, olgunlaşma zamanının Eylül'ün ilk haftasına kalabiliyor olması açısından benim için ilginç ve üzerinde durulması gereken bir çeşit. </div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGe3XviN5el7ZyvBkZ78UQFy9nekTOsYFTBHYNbgMBZbhpEhAqhQvEcUtv8WxOCqvlgWAIO_-gMFhNv7Wif7kcIa19Am5dKM6lhqxq2YDYyglYDuGPQVba5X8-qgQGsk9HWG7BEZ_mnIY/s1600/adakaras%C4%B1+uzumu.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGe3XviN5el7ZyvBkZ78UQFy9nekTOsYFTBHYNbgMBZbhpEhAqhQvEcUtv8WxOCqvlgWAIO_-gMFhNv7Wif7kcIa19Am5dKM6lhqxq2YDYyglYDuGPQVba5X8-qgQGsk9HWG7BEZ_mnIY/s1600/adakaras%C4%B1+uzumu.JPG" height="323" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
İşte bunlar da Garova'nın Adakarası üzümleri... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2493844843885235935.post-33671395151992666882014-08-02T23:42:00.001+03:002014-08-04T22:47:35.379+03:00Shiraz (Syrah) 'lar OlgunlaşıyorlarBağdaki çok az miktardaki Shiraz ya da diğer ismiyle Syrah üzümlerim(iz) olgunlaşıyorlar. Bu isimlerden hangisinin "diğer" olduğu da duruma göre değişiyor. Eski Dünya şarap ülkelerinde "Syrah" olarak isimlendirilirken, Yeni Dünya şarap ülkelerinde "Shiraz" olarak isimlendirilmekte. Peki, biz bunun neresindeyiz derseniz, işte orası biraz karışık...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdCgcrQDKT80MC2h2VDBRbGBoSY2NtlOfb5KK_rFIzv2fpR9zOtJLWcp9BvqhOodNx6ofD-D0VeN1PQjglTGgSFyMcukJvL8ow31XlwsMCTej3LeDOYpgLdS1VM7GVEK9DFAyHdzdZ2DY/s1600/shiraz_garova.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdCgcrQDKT80MC2h2VDBRbGBoSY2NtlOfb5KK_rFIzv2fpR9zOtJLWcp9BvqhOodNx6ofD-D0VeN1PQjglTGgSFyMcukJvL8ow31XlwsMCTej3LeDOYpgLdS1VM7GVEK9DFAyHdzdZ2DY/s1600/shiraz_garova.JPG" height="674" width="485" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Şiraz'ın ülkemizdeki geçmişi oldukça kısa. Şunun şurasında, Ülkemiz toprakları ve Şiraz asmaları daha 90'ların sonunda tanışmış bulunmaktalar. Düşünebiliyor musunuz, 1997 yılında basımı yapılmış olan Tarım Bakanlığı'nın "Üzüm Çeşit Kataloğu" içerisinde Şiraz üzümü yok(muş). Bu açıdan bakıldığında "yeni" miyiz, evet öyleyiz. Bir de işin diğer açısı var, o da üzümün anavatanıyız. Bu durumda da "eski" oluyoruz. Artık varın siz karar verin... </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCc149ry_hs2JClI5lgLxMvw-4nxEGTJPD8UZ0a8IePNmNKcbV-F_FSExpSa0hazF0G03NBxohMsOcuYBDOFKG-O5qbUZHFqzUxCUwZreJrtLirvLITI1U2Y2Jx68Y0dfQnqqdNNWjrqo/s1600/syrah_garova.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirBdxfuQVJ-5OxpNpY8iZvvnoihyphenhyphen9FBC2cH42cIogYNeyWrLaFEPfFMqiJfx6wW8sBEhxKjfM9JYLwLSFDkhW7k2XlA7fS3kxQZw29OeNAbNTieKDwANcN-L3US5GZYw257oqIFfUNo7w/s1600/syrah+garova.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirBdxfuQVJ-5OxpNpY8iZvvnoihyphenhyphen9FBC2cH42cIogYNeyWrLaFEPfFMqiJfx6wW8sBEhxKjfM9JYLwLSFDkhW7k2XlA7fS3kxQZw29OeNAbNTieKDwANcN-L3US5GZYw257oqIFfUNo7w/s1600/syrah+garova.JPG" height="323" width="485" /></a><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCc149ry_hs2JClI5lgLxMvw-4nxEGTJPD8UZ0a8IePNmNKcbV-F_FSExpSa0hazF0G03NBxohMsOcuYBDOFKG-O5qbUZHFqzUxCUwZreJrtLirvLITI1U2Y2Jx68Y0dfQnqqdNNWjrqo/s1600/syrah_garova.JPG" height="726" width="485" /></div>
<br />
<div class="" style="clear: both; text-align: left;">
90'ların sonundaki bu tanışma baya bi sıkı olmuş. Şiraz bu toprakları, bu topraklar da Şiraz'ı sevmiş. Sevmişler sevmesine de, muradlarına erebilmişler mi derseniz, nerdeee... Bu arada, bizim tanışmamız da 2006'da oldu. Ve, biz de birbirimizi çok seviyoruz... :)</div>
Mehmet Vuranhttp://www.blogger.com/profile/05083527803190482359noreply@blogger.com5