2 Ağustos 2009 Pazar

Nadi Güler ve Arkadaşlarının Ziyareti



Tiyatro sanatçısı Nadi Güler'in daha önceki ziyaretini ve Lelegler'le ilgili belgesel projesini yazmıştım. Nadi abi (Nadi abi, mimar arkadaşı ve onun arkadaşı) bugün de belgesel için Kale Dağındaki Theangela harabelerini gezmek ve biraz da çekim yapmak için gelecekti. Ben oraları iyi bilen bir kişiyle onlara rehberlik yapması için konuşmuştum, onla gideceklerdi. Ancak daha önce oraya çıkan bir arkadaşlarının da telkiniyle, kendi başlarına da oraları gezebileceklerini düşünmüşler ama orman ve çalıların içindeki kalıntıları bulmak zor olmuş ve ancak bazılarını görebilmişler...

Theangela'ya gittikten sonra bize geldiler. Arkadaşlarıyla da tanıştık. Mimar Ahmet bey, Ahmet beyin arkadaşı Emine hanım ve Emine hanımın kızı Defne. Ahmet beyle tanışmamız, diğer tanışmalar gibi klasik bir şekilde, "ben Ahmet, ben de Mehmet" şeklinde oldu. Yalnız daha sonra Nadi abi, Ahmet beyin taş binalar yaptığını söylemişti. Sonra ben, taş bina şaraphane ve mahzen hayalimi de söyledim tabi :) Sonra konuşmamızda bir ara kendisinin "İğdirligil" soyadı geçti. Ben de "haaa, siz Ortakent'teki Kule Ev'i restore eden kişisiniz" dedim :) Mimar Ahmet İğdirligil. Ben de taş evleri ve "Kule Ev" tipini çok beğeniyorum ya, bilmez miyim hiç. Eğer olur da kendi taş binama başlamak kısmet olursa, bina konusunda Ahmet abinin de tavsiye ve yardımlarını alacağım. Ve sanırım bundan sonra da görüşmeye devam edeceğiz Ahmet abiyle, sohbet ve samimi tavırları buna işaret ediyor çünkü. Genç hanım Defne'nin de şaraphaneleri gezmek, organik tarım hakkında geniş bilgi edinmek gibi projeleri varmış. Dolayısıyla bizim buralar, üzüm ve şarap konulu sohbet, o ve annesi Emine hanım için de ilginç bir tesadüf oldu.

Velhasılı akşam üzeri çok da geniş olmayan bir zamana sığan güzel bir ziyaret ve sohbetti. Üzüm yedik ama, şarap tadımını bir dahaki sefere bıraktık. Haa, bir de Nadir abi kendisi ve arkadaşları için üzüm aldı. Geçen Cuma günü Bodrum pazarına üzüm almaya gitmiş, bizim üzüm de erken bittiği için alamamış. Pazar günü geldiğimde alırım demiş babama. Haberini almıştım :) Eşi de bizim üzümleri çok sevmiş, "bu ne kadar güzel bir üzüm böyle" demiş. Eşine ve küçük kızına da burdan selamlar...
.
.

2 yorum:

  1. çok hoş bir buluşma resimden de bunu mutluluğu gözlerinizden okunuyor.
    üzümlerin tadını çok merak ettim şimdi. bizim bahçede asma ağacı olmasına karşın dalından üzüm yemedim ama siz böyle iştahlı anlatınca canım acayip üzüm istedi:)
    belki bir gün sizinkilerden de tatma şansımız olur?

    YanıtlaSil
  2. Evet, güzel bir sohbetti...

    Bütün meyvelerde (hatta sebzelerde de) olduğu gibi, üzümleri de dalından koparıp yemek daha güzel. Siz, bahçedeki asmaları ihmal etmeyin :)

    YanıtlaSil