21 Eylül 2010 Salı

Garova'da Su Kuyusu (Derin Kuyu) Sondajı



Derin su kuyusu işi yıllarca ertelendikten ve bu zaman zarfında suyun yeri babam tarafından defalarca keşfedildikten sonra, nihayet sondaj zamanı geldi. 31.07.2010



Bir çok kez keşfi yapılmış noktaya sondaj makinası kuruluyor.



Belirlenen noktadan sondaj işlemi başlıyor.



Bir miktar (sanırım 3-5 metre kadar) delme işlemi yapıldıktan sonra, delici uç (matkap ucu) yukarıya çıkarılıyor.



Sondaj işlemi, yerin, dönen delici uçla (matkap) delinmesi ve açılan bu kuyu deliğinin içine özel bir deterjanın karıştırıldığı su verilmesi ve üzerine de hava püskürtülmesi yoluyla oluyor. Yukarıdaki de, hava kompresörü ve sondaj borularını taşıyan kamyon.



Biraz delindikten sonra matkabın ucu yukarıya çıkarıldı demiştim yukarıda. Biraz daha genişçe açılan üst kısımdaki bu deliğe 2 metre kadar boyunda demir bir boru yerleştiriliyor. Daha sonra sondaj işi yeni bir matkapla bu borunun içinden devam ediyor. Kazı borularının uç uca eklenmesinde ve daha sonra boruların yerleştirilmesinde bu demir borunun çok büyük bir işlevi oluyor.



Sondaj işleminde, açılan kuyu içerisindeki matkabın parçaladığı kaya ve toprak parçalarının üzerine, içine özel bir deterjan karıştırılan su veriliyor. Ve orada çok yoğun bir köpük oluşuyor. Küçük toprak ve kaya parçaları da bu köpüğün içine karışıyor. Ve bu köpüğün üzerine kompresörden çok güçlü bir hava verildiğinde köpük kuyu ağzına (yüzeye) kadar yükseliyor. Dolayısıyla da içindeki toprak ve kaya parçaları dışarı atılmış (taşımış)oluyor. Aynen yukardaki gibi.



Üzerindeki köpük söndükten sonra ortaya çıkan killi toprak. Kazının ilk safhalarında daha çok killi toprak çıkıyor. Taşlı tabakaya gelmek ise suya yaklaşıldığının işareti oluyor. İlk günün sonunda düşündüğümüz derinliğe kadar inildiği halde henüz suya rastlanılmamıştı. Tabi bu da herkeste bir endişeye neden olmuştu. Hatta biz, acaba güzel bir sürpriz olur da, daha az bir derinlikte suya rastlar mıyız diyorduk. Güzel sürprizden vazgeçtik. Ya su çıkmazsa... Herkes o geceyi biraz endişeli geçirdi.



Ertesi gün sabah sondaj tekrar başladıktan biraz sonra su bulundu. Ve tabi endişe de yerini gülen yüzlere bıraktı. İşin tekniği gereği kazıya biraz daha devam edildi. Çünkü kazı derinliğinin son noktasına kadar boru yerleştilemiyor daha sonra. Bunun da hesap edilerek sondaj derinliği belirleniyor.



Yukarıda sondaj kuyusundan yükselen köpüklü su görülüyor. Bu köpüklü suyun fazlalığı kuyunun tabanında bulunan sudan kaynaklanıyor.



Son bölümde çıkmış olan taşlı kazı materyali. Ben de buradan kibrit kutusuna yakın büyüklükte bir kaya parçası almıştım hatıra olarak. Ne de olsa 124 metre yerin altından kopup gelmiş bir kaya parçası. Her zaman bulunmaz :)



Açılan kuyudan delici matkabı taşıyan borular ve delici uç çıkarıldıktan sonra, bir an evvel kuyuya borunun yerleştirilmesi gerekiyor. Çünkü kuyunun çeperlerinden kopacak taş ve/veya kaya parçaları alt kısma düşerek, tıkanıklığa sebep olabilir.



Borular uç uca eklenerek açılan kuyuya yerleştiriliyor. Sanırım bu boruların her birinin boyu 4 metreydi. En alta çeperi deliksiz olan boru yerleştiriliyor. Daha sonraki 4 metrelik boru delikli boruydu. Ondan sonraki deliksizdi. Bir delikli, bir deliksiz şekilde belli bir yere kadar yerleştirildikten sonra daha yukardakilerin hepsi deliksiz borulardan yerleştiriliyor ve ve en son kuyunun ağzı kapatılarak bırakılıyor.
Şimdilik bu kadar. Çünkü buraya kadar yapılan işlemler arama ruhsatıyla yapılan işlemlerdi. Şimdi tekrar izin alınacak ve kuyunun başına elektirik çekilecek, sonra kuyuya dalgıç pompa (derin kuyu pompası) indirilecek.
.
.

3 yorum:

  1. Suyunuz hayırlı olsun Mehmet Bey,epey de derinmiş bulunduğu yer,gelecek yıl Mustafa'nın kucağında 2,5 kg lık salkımlar görebilecğiz anlamına geliyor herhalde suyun bulunması değil mi :-) Yaşar

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Yaşar bey. Evet, su biraz derinde ama önemli olan bulunmasıydı. 2,5 kg lık salkım meselesine gelince, bağın sulanıp sulanmayacağı henüz belli değil.
    Selamlar.

    YanıtlaSil
  3. Anladım hocam ,bağlarda sulamanın artması üzümde şeker oranının düşmesi anlamına geliyor olabilir,ama su zaten hayat demek ,hayırlısı

    YanıtlaSil