1 Eylül 2010 Çarşamba
Sonbahar Yağmurları
Yağmur yağıyordu, fotoğraf makinemi çıkardım, konu mankenime de (kendisi Mustafa olur) şemsiyeyi alıp yağmurun altına geçmesini söyledim. Güzel bir fotoğraf çekecektim. Sürpriiz, fotoğraf makinemin pili bitmiş. Yağmur da pilin şarj olmasını beklemiyor tabi, bu durumda, yağmurdan sonra çekilmiş bu fotoğrafa kaldık artık :)
Derler ki, "Ağustos'un 15'i yaz, 15'i güz." Yani, bu demek oluyor ki sonbahar mevsimi geldi. Bir başka deyişle, güz mevsimi. Bugün de ilk güz yağmuru yağdı. Geçen yıllara göre de biraz erken yağdı. Eee, her sene aynı tarihte yağacak diye de bişey yok tabi... Zaten bu yıl üzüm, armut, incir, v.s 10 gün kadar erken gelişmişti, ilk güz yağmurunun da erken yağması normal :)
Hava ciddi şekilde serinledi ve yağmur da öylesine çiseleyip geçmedi, toprakta minik dereler oluşturacak kadar yağdı. Ve her yeri toprak kokusu sardı. Bütün bitkiler, son yağmurlardan beri üzerlerinde birikmiş olan toz v.s den kurtuldular. Yağmurdan sonra açan güneşte hepsinin yaprakları parıl parıldı.
Bütün bunlar çok güzel tabi. Ama bu yağmurun bir başka güzel tarafı daha var, belki de asıl güzel tarafı demek lazım, o da üzüm hasadı bittikten sonra yağmış olması. Böylece üzümler yağmurdan hiç etkilenmediler. Şaraplık üzümler yağmura yakalansaydı eğer, hem fiziksel olarak salkımlarda çürümelere neden olabilirdi, hem de bağ sulanmış olacağı için tanelerdeki şeker oranı biraz düşecek, aroma konsantrasyonu bundan olumsuz etkilenebilecek ve şarabın biraz gevşek ve sulu bir yapıda olmasına neden olabilecekti. Aynı şey sofralık üzümler için de geçerli... Bütün bu olumsuzluklar olmadığı gibi, hasat bittikten sonra bağ sulanmış oldu, çok da güzel oldu... Bu yağmurun bir başka faydalı etkisi de zeytin ağaçlarına. Onlar için de yağmurun tam zamanıydı...
.
.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
fotoğraf makinasının azizliğine hep uğrarız. bende atmaca güvesi(arı kuşu) gördüm dün. ama makinam yanımda yoktu ağlayacaktım nerdeyse sinirimden. böyle bi anı bu sene bi daha yakalayamam. zaten zor bulunuyor bi de benim bu koca makinayı yanımda mı taşıyacağım diye gereksiz bir düşünceye kapılmam, sanki hiç bişey taşımıyorum yanımda koca bir çanta taşıyorum malüm bayanız ne arasan var bi de fotoğraf makinan olsun değil mi??
YanıtlaSilneyse sen eminim tekrar, modelinle bir yağmurlu hava yakalarsın ve bizimle o fotoyu paylaşırsın...
Karaovada yağmur yağması hele beklenmeyen zamanda yağmur yağması beni sevindiriyor. Bunu öğrenebilmek için meteorolojinin sitesinden toplam yağış miktarlarına bakıyorum. :-) Sayeninizde kokusunu hissettim.
YanıtlaSilşu gördüğüm küçücük resim bile bana cennetten bi kapı açılmış gibi görünüyor kıymetini bildiğinizden eminim ama yine de söylemeden geçemiyorum yaşadığınız ve bir zamanlar benim de yaşadığım bu topraklar bambaşka...
YanıtlaSilsevgiler...
voltaren, arı kuşları (eğer aynı kuştan bahsediyorsak tabi) güz mevsiminin geldiğinin habercisidir diye kabul ederim ben. Keşke çekebilseymişsin. Ben de kullanırdım o fotoğrafı :) Yağmurlu gün bulmak zor olmaz ama arı kuşu bulmak zor olur. Neyse, kısmet diyelim...
YanıtlaSilCevat bey, Ben de bugün internetten meteoroloji sitelerine bakmıştım. Bulutlu olacağı söyleniyordu, bir de yağış ihtimali vardı. Öyle yazıyordu. Vee, ihtimal gerçekleşti.
YanıtlaSilYağmurun kokusuna gelince, umarım en kısa zamanda o kokuyu kendi evinizin verandasında, kendi bahçenizden duyarsınız...
Back to Black, kıymetini biliyorum ve burda yaşamaktan çok mutluyum. sizin de bir zamanlar yaşadığınızı söylediğiniz böyle bir yere duyduğunuz özlem çok açık anlaşılıyor, umarım o özlem birgün biter...
YanıtlaSilGaliba en iyisi sadece dijital makinalara güvenmeyip bir de analog bulundurmalı. Ben 2003'den beri Canon AE-1 kullanıyorum. Fotoğrafları görmek için filmin bitmesini beklemek gerekse de buna değer.
YanıtlaSilFotoğraf için teşekkürler Mehmet Abi.
Hüseyin, analog makinalar da güzeldi, iyiydi. Senin Canon da iyi makine. Ama artık digitalden dönüş yok. Onun rahatlığına acayip alıştım. Yedek pili bol bulundurmayı ihmal etmemek lazım. Selamlar Hüseyin, görüşmek üzere...
YanıtlaSilmehmet abi bende eylülün 1 kale ilçesinde sonbaharın ilk yağmurunun altına bıraktım kendimi sonbaharın il gününde yağmur yağması bana huzur verdi sanki bizi bereketli bir yıl bekliyormuş gibi bir hisse kapıldım.. son baharı çok seviyorum özellikle de kasım ayını çünkü hayatımın aşkını (Baharı ) kasımın 26 sında buldum :)umarım güzel bir sonbahar olur
YanıtlaSilOzan, evet, Eylül'ün ilk gününde bu yağmur güzeldi. Ben altında ıslanamadım ama, olsun :)
YanıtlaSilArı kuşunu arıcılara sormak gerekir, yani bana! Yaklaşık onbeş gündür, günde yarım saat kadar çeteler halinde buradalar, ama fotoğraflarını çekmek hemen hemen olanaksız çünkü kesinlikle hiç konmuyor ve havada, dalıp çıkarak avlanıyorlar, yani kırdan, ağır yüklü olarak dönen, ya da dereden su taşıyan arılarımı avlıyorlar, araştırdım, kesin bir önlem yok, ama zaten avladıkları arı miktarı da kovan başına otuz kırk bin arı yanında bir şey değil, gene de onları sert hareketlerle arıyı yakaladıkları anda görmek, kuşun Merlot'u didiklemesini görmek gibi bir şey, hadi kuşları gene Mustafa'ya kovalattırırsın, ama arı kuşlarına kesinlikle hiç bir şey fayda etmiyor.
YanıtlaSilGene de fotoğraflarını çekmeye gayret edeceğim, başarabilirsem gönderirim.
İzlediğim kadarıyla bu mevsim senin orada her şey gönlünce gelişti, senin adına sevindim.
Selam ve sevgiler
Mehmet bey gözlemlerimize göre (Malum balık falan avlıyoruz ya) mevsim üç hafta kadar geriden geliyor. İzmir için ağustosun ilk haftasında ya da ikinci haftasının başında yağması gereken yağmur eylülün başında yağdı. Ama dediğiniz gibi çok da güzel oldu. Toprak kokusunun yanına ben bir de kuru ot kokusunu ekliyorum. :)exides
YanıtlaSilBaha hocam merhaba,
YanıtlaSilBaha hocam, desenize sizin de arılardan yana bir kuş sorununuz var :) Neyse ki, kayda değer bir zararları olmuyor(muş). Bizde, üzümleri yiyorlar, yiyebildikleri kadar :) Sizde de, besin zincirinin içinde arılarınız gidiyor arada :) Ben şimdiye kadar hep seslerini duydum sonbaharlarda bu kuşların. Hiç kendilerini görmedim. Benim için sonbaharın habercisidirler.
Tabii, sadece isim benzerliği yoksa ve aynı kuştan bahsediyorsak :)
Selam ve sevgiler Baha hocam.
Mehmet bey, balık avcısı olunca mevsimleri, hava durumunu iyi takip ediyorsunuzdur. Sizin gözlemleriniz önemli.
YanıtlaSilKuru ot kokusu, tamam, ben de koydum onu toprak kokusunun yanına :)
Selamlar, sevgiler...
Mehmetciğim, arı kuşunun yirmiden fazla türü varmış, göğsünün renginden kuyruğunun biçimine kadar bir sürü özelliğe göre isim alıyorlar, buradakiler "Kırlangıç kuyruklu arı kuşu"(Merops hirundinaeus)imiş, gerçekten de ben şimdiye kadar bu benzerlikten kaynaklanan bir yanılmayla arı kuşu ile kırlangıç'ın aynı kuş olduğunu sanırdım.
YanıtlaSilBu arada, dün 300 kilo Merlot mayaladım, Merlot zincirini 2008'den 2010'a bağladım, bir keyifleniyorum ki sorma gitsin...
sağlığına...
Baha hocam, arı kuşu bilgisi için teşekkürler. Arı kuşu da bir tane değil ki, değil mi?
YanıtlaSilEpeyce merlot mayalamışsınız. Minik işçiler (mayalar) iş başındalar desenize şimdi :) İnşallah herşey yolunda gider ve güzel güzel şaraplar, o güzel mahzeninizi süsler...
Büyük keyif bu iş, büyüük...
Sağlığınıza Baha hocam,
Selamlar...
Bizler, her zaman Temmuz da Bodrumun sıcağını biliyoruz.
YanıtlaSilİLkbaharını ve sonbaharını yaşamak muhteşem olur sanırım:)
Lavantalimon, Bodrum'un her mevsimi çok güzel :)
YanıtlaSilAkdeniz kışın yaşanmalı,yazın iki ay-temmuz,ağustos- kuzeye tatile gitmeli derim :)
YanıtlaSilAsortik, Akdeniz'de yaşayan biri olarak öyle diyorsan, vardır bir bildiğin :)
YanıtlaSilSelamlar...
üzüm bağı, toprak kokusu, yağmur.
YanıtlaSilne üçleme ama :)
cennettesiniz ve farkındasınız!
Nalan hanım,
YanıtlaSilAynen dediğiniz gibi :)