
Bağda üzümler olgunlaşmaya başladığı zaman, bir de kuş derdi çıkıyor ortaya. Bağa gelen kuşların bir şekilde kovalanması gerekiyor. Kuşları kovalamanın ya da bağı kuşlardan korumanın bazı yolları var. Bunlardan bir tanesi ve en geleneksel olanı, ses çıkartarak kuşları kaçırmak. Bunun da en bilinen yolu bağırarak ve ses çıkaracak bişeylere vurarak gürültü yapmak. Bizde bu işi Mustafa ve ablası yapıyorlar genellikle :)

Kuşlar üzümlere ciddi zarar verebilirler. yukarda görüldüğü gibi, bir bakmışsınız salkımların yarısı gitmiş. Nereye koyduğumu bulamadım ama, öyle asma fotoğrafları çekmiştim ki, iskelet gibi salkımlar kalmıştı sadece, bir tek tane kalmamıştı salkımlarda. En çok da Merlot'u seviyorlar. Bunun bir sebebi de Merlot'un erken olgunlaşması. Merlot haricindeki şaraplık üzümlere pek dokunduklarını görmedim. Ama onları yemezler demiyorum.
Sofralık üzümleri daha çok seviyorlar. Zaten bizim için de o daha önemli. Aslında konuşup anlaşabilsek onlarla, "alın, bu sıra sizin olsun hepsini yiyin, ama diğer sıralara dokunmayın" diyeceğiz. Çünkü salkımlardan birer ikişer taneyi yediklerinde ya da gagaladıklarında, salkımın bütünlüğünü ve pazar değerini düşürüyorlar.

Üzümleri korumanın yöntemlerinden birisi, sıraların üzerini ağ (file) ile kapatmak.

En bilinen yöntem ses çıkararak kuşları kaçırmak demiştik. Bu da, bu iş için en yaygın kullanılan makinalardan birisi. Piknik tüpü ve küçük bir akü ile çalışıyor. Tüpten belli zaman aralıklarıyla namlu haznesine gelen ve burada sıkışan gaz, aküden gelen elketrikle ateşleniyor ve sanki küçük bir top patlamış gibi, "boom" sesi çıkıyor. Ne kadar aralıkla patlayacağı zamanlayıcısı vasıtasıyla ayarlanıyor. Yerleşim yerine yakın yerlerde kullanıldığında neden olduğu gürültü çevreden şikayet konusu olabilir. Kullanan bir arkadaşımdan, belli bir süre sonra kuşların buna alıştığını duymuştum. Ne ölçüde doğrudur bilemiyorum. Bu alet yaban domuzlarının kaçırılmasında da kullanılabilir.
.

Bu da yine ses çıkarmaya yarayan bir alet. Aküden aldığı enerjiyle belli aralıklarla siren sesi çıkarıyor ve böylelikle gündüz kuş, gece de yaban domuzlarının korkutulmasında kullanılıyor(muş). Üzerindeki zamanlayıcı ile siren aralıklarının süresi ayarlanabiliyor.

Bu fotoğrafı da Baha hocam göndermişti. Fotoğrafın altına da,
"İlgini çekeceğini tahmin ettiğim bir başka fotoğrafı da ekte gönderiyorum. Almanya'nın sadece bir yöresinde, bağlarda kullanılan bir kuş kovar. Pervane dönünce, arkasındaki mekanizmayı çalıştırıyor, özel bir ağaçtan yapılmış olan parçalar birbirine çarparak kuşları ürküten bir ses çıkarıyor. Kaynana zırıltısı diye bir şey vardır, bilir misin, işte onun devasa boyutta olanı. Sevgi ve Selamlar Baha" diye yazmıştı. Bence bu da güzel bir kuş kovar.

Eğer yöntem denebilirse, bir başka yöntem de bu. Bu tür şeritler, teyp kasetinin içindeki bantlar, rafyalar bağın kenarlarına geriliyorlar. Bunlar güneşte parlayarak ya da rüzgarda ıslık şeklinde sesler ve uğultular çıkararak kuşların ürkmesine sebep olabiliyorlar. Sağa sola asılan CD'ler de rüzgarda sallandıkça parlak taraflarıyla güneşi yansıtırlar. Ve bu da kuşları ürkütebilir.
Az daha unutuyordum, bir de devamlı müzik yayını yapıyoruz. Bağın orta yerindeki kule(be)den, gündüz kuşları ürkütmek için, gece de yaban domuzlarını ürkütmek için müzik yayını yapılıyor.
Son olarak, kuşların hakkı yok mu hiç. Bana kalırsa var elbette. Ama baştan aşağı yenmiş salkımları görünce insanın da tepesi atıyor. Netice itibarıyla, bir kovalamacadır gidiyor... Ta ki, incirler çıkana kadar. İncirler çıktığında onları yemeye başlıyorlar. Sanırım biraz da üzüme doymuş oluyorlar :)
..