.
Bakıma gittiği için birkaç gündür bilgisayar yoktu, dolayısıyla internet de yoktu. Bundan dolayı, iki gün önce (yani ayın 18’inde) budamanın bittiğini de ancak bugün yazabiliyorum.
Budamaya başladığımızı daha önce yazmıştım. Babam, budamayı bir keyif unsuru haline getirdiği ve günün birkaç saatinde budama yaparak geri kalan zamanda dinlendiği için, budama işi biraz geniş bir zamana yayıldı. Aslında devamlı çalışmayla bir haftada bitirilebilecek bir iş. Araya yağmurlu günlerin girdiği oldu. Hem de öyle birkaç gün falan değil. Ocak ve Şubat ayında son yılların en fazla yağmuru yağdı. Yarısından fazlası (2/3 e yakını) yağmurlu geçti. Zaman zaman araya başka işlerin girdiği de oldu tabi. Geçen yıl 25 Ocak’ta başlamışız, Şubat’ın 12’sinde bitirmişiz. Bu yıl da aşağı yukarı ona yakın bir tarihte bitti.
Yağmur yağarken çalışıl(a)mıyor. Çok yağan yağmurdan sonra da bağın içine girilmiyor hemen. Bunun da iki sebebi var. Hem ayaklarınız toprağa batabiliyor, hem de yaşken çiğnenen toprak sıkıştığı için toprağın yapısı bozuluyor ve işlenmesi de zorlaşıyor. Yine bu sebepledir ki, yaş olan ve daha sonra işlenecek arazilerde hayvan otlatılmamaya çalışılır.
Budamada geç kalmamamıza rağmen, (belki havaların biraz ılıman gitmesinden olabilir) son zamanlarda asmalar budanırken, sofralık olan asmaların dalları kesildikten sonra, biraz su aktığını söyledi babam. Ancak, şaraplık üzümler en son budandığı halde, onların kesilen dallarından hiç su akmadığını, aksine bu dalların sert ve sırım gibi olduklarını söyledi. Bunu da, sofralık ve şaraplık üzüm asmalarının arasındaki morfolojik farkın bir gözlemi olabileceği için buraya aktarmak istedim…
.
.
Bakıma gittiği için birkaç gündür bilgisayar yoktu, dolayısıyla internet de yoktu. Bundan dolayı, iki gün önce (yani ayın 18’inde) budamanın bittiğini de ancak bugün yazabiliyorum.
Budamaya başladığımızı daha önce yazmıştım. Babam, budamayı bir keyif unsuru haline getirdiği ve günün birkaç saatinde budama yaparak geri kalan zamanda dinlendiği için, budama işi biraz geniş bir zamana yayıldı. Aslında devamlı çalışmayla bir haftada bitirilebilecek bir iş. Araya yağmurlu günlerin girdiği oldu. Hem de öyle birkaç gün falan değil. Ocak ve Şubat ayında son yılların en fazla yağmuru yağdı. Yarısından fazlası (2/3 e yakını) yağmurlu geçti. Zaman zaman araya başka işlerin girdiği de oldu tabi. Geçen yıl 25 Ocak’ta başlamışız, Şubat’ın 12’sinde bitirmişiz. Bu yıl da aşağı yukarı ona yakın bir tarihte bitti.
Yağmur yağarken çalışıl(a)mıyor. Çok yağan yağmurdan sonra da bağın içine girilmiyor hemen. Bunun da iki sebebi var. Hem ayaklarınız toprağa batabiliyor, hem de yaşken çiğnenen toprak sıkıştığı için toprağın yapısı bozuluyor ve işlenmesi de zorlaşıyor. Yine bu sebepledir ki, yaş olan ve daha sonra işlenecek arazilerde hayvan otlatılmamaya çalışılır.
Budamada geç kalmamamıza rağmen, (belki havaların biraz ılıman gitmesinden olabilir) son zamanlarda asmalar budanırken, sofralık olan asmaların dalları kesildikten sonra, biraz su aktığını söyledi babam. Ancak, şaraplık üzümler en son budandığı halde, onların kesilen dallarından hiç su akmadığını, aksine bu dalların sert ve sırım gibi olduklarını söyledi. Bunu da, sofralık ve şaraplık üzüm asmalarının arasındaki morfolojik farkın bir gözlemi olabileceği için buraya aktarmak istedim…
.
.
Mehmet bey, yoğun yağış ne yazık ki kaybolmaları ve boğulmaları da artırdı. Bu nedenle ben de çok bakma fırsatı bulamamıştım. Özellikle kendi bloguma...
YanıtlaSilArada sizinkini kontrol ediyordum ve nihayet yazınızı gördüm.
Budamanın bitmesi ile üzerinizden büyük yük kalkmış gibi. Bu sevindirici.Umarım soğuyan havaların olumsuz bir etkisi olmaz, özellikle su yürüyen asmalarda....
Evet, yoğun yağışlı günler yaşadık. Umarım kaybolanlar ve boğulanlar (daha doğrusu boğulma tehlikesi yaşayanlar) kurtarılabilmişlerdir...
YanıtlaSilBudamanın bitme zamanı gelmişti artık, bittiği iyi oldu. Havaların soğumasının ise olumsuz bir etkisi olmaz...