Köyde yaşamanın güzel taraflarından biri de kendi ihtiyacımız olan bir çok şeyi üretebilmemiz. Bunlardan bazılarını hazır almak daha kolaydır aslında. Maliyet olarak daha ucuza gelebilir veya gelmeyebilir :) zahmete katlanmazsınız vs. ama ne yediğinizden emin olamazsınız. Daha doğrusu yediğiniz şeyin nasıl yetiştirildiğinden emin olamazsınız. Biz daha çok yaz sebzelerimizi kendimiz yetiştirirdik. Bu sene durum biraz değişecek.
Kendi ihtiyacımız için tetiştirdiğimiz yaz sebzeleri; Domates, biber, patlıcan, kabak, börülce, bamya, hıyar, maydonoz, kavun, karpuz. Yukarıda da biber, patlıcan ve domatesler var.
Yaz başı ve ortasında bir çok kabak bitkisi (kabakları) vardı ama yaz biterken sayıları azaldı, 3-5 kabak yater artık :)
Normal patlıcanların yanında bir kaç tane de bu patlıcanlardan var.
Burda da pırasaların ve maydanozların bir bölümü var.
Ispanakların erken çıkması için bir kısmı erken ekildi ve sıcak bir tohum yatağı sağlamak amacıyla da üstü örtüldü.
Bazı sebzelerin ekileceği/dikileceği yer hazırlanıyor. Hangi sebzeler? Kış sebzeleri. Bu yıl kış sebzeleri de yetiştirilecek artık. Yetiştirilmesi konusunda hepimizin hemfikir olmasına rağmen, bu konudaki en hevesli kişi baba bağcı. Yetiştirmemizdeki ana fikir yine aynı, kendimiz yetiştirelim, ne yediğimizi bilelim...
Ve iş başı. Ekim-dikimi zamanı. Ispanak, lahana, karnıbahar, soğan, bakla, brokoli, dere otu, köklü turp, hardal otu, kırmızı pancar, pırasa. Sanırım bu kadardı :) Bir ara marul da dikilecektir. Rokanın, havucun falan da adı geçiyordu ama, son durum nedir bilmiyorum. Başka bir kenarda da 3-5 kök enginar var. Enginarın yer seçiciliği yok zaten. Unutulan sebze varsa (hatır olmasın) bilahare onlar da dikilecektir :)
hazirliklar tama simdi is dogaya dusuyor:) enginari kisin soguktan koruyormusunuz? ama orasi cok soguk olmaz zaten ya
YanıtlaSilEvet ekim-dikim yapıldı, iş doğaya kaldı :) Enginar için herhangi bir bakım yapmıyoruz. bir kenara dikilmişler, zamanı geldiğinde yeşilleniyorlar, mevsimi geçince kuruyorlar, sonra yine yeşilleniyorlar. Soğuktan falan şikayetçi değiller :)
YanıtlaSilinsanın gözü gönlü açılıyor sizin blogda. toprak da mis gibi havalanmış, oh!
YanıtlaSilNalan hanım, blogumdur diye demiyorum ama, ben de seviyorum blogumu :)
YanıtlaSilHazır almanın daha ucuza geleceğine eminim ama kendi yetiştirdiğin gibisi yok. Darısı başımıza diyorum.
YanıtlaSilSevsinler senin blogunu!
YanıtlaSilMehmetciğim, hatırı kalacak, sanmısağı unutmuşsun! Ekmeği değil, o nasıl olsa ekilmiştir, ya da ekilecektir de sen burada saymayı unutmuşsun!
selam ve sevgiler
Cevat bey, evet, kendi yetiştirdikleriniz bir başka oluyor. Darısı sizin başınıza :)
YanıtlaSilBaha hocam, evet onu yazmayı unutmuşum :) Sarımsak olmazsa olur mu? Zaten herkes unutsa babam unutmaz :) Çok sıkı bir sarımsak tüketicisidir kendisi.
YanıtlaSilselam ve sevgiler
mehmet abi ektiğiniz sebzelerin tohumları yerel çeşitlerden mi yoksa ticari çeşitler mi merak ettim. daha evvel ki yazılarınızda sizin yörede bulunan çeşitli yerel meyve ağaçlarını tanıtmıştınız merak ettiğim konu o yörede bulunan çeşitler ile ilgili araştırma enstitüleri gen kaynakları muhafazası konusunda ir çalışma yürütmüşler mi..
YanıtlaSilOzan, bazı sebzelerin tohumları yerli tohum, bazılarınınki ise değil. Paketleri içerisinde satın aldığımız tohumlar.
YanıtlaSilBenim bildiğim kadarıyla yöredeki gen kaynaklarıyla ilgili bu konuda kapsamlı bir çalışma yok. Varsa da ben bilmiyorum :)
Oh oh maşallah. :) Topan badılcan (Topan patlıcan) harika görünüyor. Şöyle közleyip soğan birber ve maydonoz ilavesi ile tüketilmesi ne hoş olur. :) Bu sene bizim binanın bahçesinde mini bir bahçe de ben oluşturmayı düşünüyorum. Ancak bellenecek alan oldukça fazla. Olsun yavaş yavaş yaparım. :)
YanıtlaSilMehmet bey, demek sizin orda da "badılcan" deniliyor :)
YanıtlaSilSizin bahçe de şimdiden hayırlı olsun. Yaparsınız siz...