21 Ağustos 2008 Perşembe

Uzuuun Bir gün

Sabah yine erken kalktım. Rıdvan ve Haluk abi geldiler ve Selva hanımın bağına gittik. Hem Cumartesi günkü bağbozumu toplantısı için konuşacaktık, hem de Rıdvan abiler biraz şaraplık üzüm alacaklardı. Oraya varınca önce biraz sohbet ettik. Daha sonra da Erhan abi geldi. Ardından da üzüm toplama işine başladı Rıdvan abiler. Ben seyir terasından onları izledim. Haluk abi daha üçüncü salkımı keserken elini arı soktu. Ben de sıcakla başetmekle meşguldüm. Onla çekilmiş bir fotoğrafım yok ama devamlı elimde bir buz torbası, buz torbası da başımda olarak durdum. Hava çok sıcaktı. Ve ben günün o saatlerinde dışarda olmaya alışık değilim. Neyse, sağolsun buz torbaları.


.




Üzümler toplandıktan sonra Selva hanımın sap ayırma ve çatlatma makinasıyla çatlatılacaklardı, iki dakikalık iş altı üstü. Ama makinayı çalıştırmak epeyce zaman aldı :)



Ve nihayet makina çalıştı. Üzümler işlenecek.



Makina çalıştırılacak ve ilk üzüm salkımı makinaya atılacaktı ki, ilk salkımda uğur böceği çıktı. (Fotoğraf karanlık çıktığı için her ne kadar fotoğrafta görünmese de, Selva hanımın elindeki küçük salkımda o uğur böceği:) Bağbozumunuz hayırlı uğurlu olsun Selva hanım.



Rıdvan abi üzümleri makinaya atıyor.



Haluk abi yine kasa taşıyor. İyi alıştı valla bu işe :)



Erhan abi ölçüm yapıyor.

Öğleden sonra (hatta ikindi vakti de diyebiliriz) oradan döndük. Çok da yorulmuştum. Rıdvan abi ve Haluk abi beni eve bırakıp Bodrum'a geçtiler. Erhan abi de bizimle gelmişti. Ben çok yorulduğum için biraz uzanayım dedim. Ve bu arada Erhan abiyle sohbet ettik. "Erhan abi sen de karşıdaki divana uzan" diye çok ısrar ettiysem de razı edemedim :)
Akşam üstü Erdal Bodrum'dan döndü. Şiraz üzümlerimizden biraz üzüm işledik şarap için. "Erhan abi sen bırak" dedim ama, yine de yardım etti. Çok teşekkürler Erhan abi. (Bu bölümün fotoğrafları Erhan abinin fotoğraf makinasında kaldı)



Bunlar da, birazını bugün işlediğimiz bizim Şiraz üzümlerimiz.

Güneş batarken Erhan abiyi uğurladık. O arada Bodrum'dan Mazı'ya dönerken Devlet hanımlar uğradılar. Erhan abinin ardından onları da uğurladıktan sonra, işlenen üzümleri kükürtledim, sonra yemek yedim ve yatağıma uzandım.

Haa, az daha unutuyordum, akşam üzeri sevgili arkadaşım Mustafa Yaşar aradı. Güzel haberler aldım ondan. Kutlarım sevgili dostum.

Ondan biraz sonra da Çetin abi aradı. Sevgili Çetin abim. Gidemedim yanına. En kısa zamanda onu ziyaret etmek istiyorum...

Vee uzun günün sonu. Bir güne bu kadar hareket yeter. THE END. Nokta. SON
.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder