26 Şubat 2010 Cuma

Aşı Kalemi ve Ökçeli Çelik


Yarma aşıda aşı kalemin yontulmuş hali ve anaca yerleştirilmesi uygulaması

Bağcılıkta aşılar; Hastalıklara ve zararlılara dayanıklılık, tuza-neme-kurağa dayanıklılık, kirece dayanıklılık, ıslah çalışmaları ve çoğaltma gibi amaçlarla sıkça kullanılan, iki farklı materyalin kambiyum dokularının çakıştırılarak kaynaştırılmasına dayalı vegatatif bir çoğaltma yöntemidir ve asma kolay aşı tutan bitkilerden biridir.

Bağcılıkta yerinde aşılamada uygulanan en yaygın aşı çeşitleri şunlardır;

- Kalem aşıları (En fazla uygulanan aşılardır)
- Göz aşıları
- Yeşil aşılar



Sağlıklı, kaliteli ürün veren ve verimli asmalardan alınan kalemler olgunlaşmış ve 1 yaşında olmalıdır. Aşı kalemleri yaprak dökümünden itibaren, gözler uyanıncaya kadarki dönemde alınabilir ve aşı zamanına kadar, nemli talaş veya kum içinde katlanarak, don olayının olmadığı serin bir yerde saklanabilir. Daha geniş bilgi için bakınız yarma aşı



Çoğaltma yöntemlerinden birisi de çelikle çoğaltma yöntemidir. Sağlıklı olan bir yaşlı sürgünlerden kış döneminde, 30-35 cm uzunluğundaki dal, yukarıdaki şekilde kesilerek alınır. Alt kısımdaki daha kalın odunsu kısmın şeklinden dolayı buna ökçeli çelik denir.


Aşı kalemi ve ökçeli çelik beraber.


.
Dün öğleden sonra, Bodrum'dan fotoğrafçı ve gazeteci Yiğit Uygur ve eşi Cemile hanım, karikatürist Bahadır Baruter ve eşi gazeteci yazar Mine Söğüt gelmişlerdi. Dün yazmaya fırsatım olmamıştı.

Yiğit abi ve eşiyle daha önceden tanışıyoruz. Geçen yazın sonunda gelmişlerdi. Bodrum Bülten dergisi için bir de söyleşi yapmıştık. Mine hanım ve Bahadır beyle yeni tanıştık.
.
.

24 Şubat 2010 Çarşamba

Şaşkın Asma Filizi



Mevsimi şaşırmış bir asma filizi. Kısaca "şaşkın filiz" dedim ona. Bütün bağda bunun gibi başka bir tane daha yok. Kendisi de biraz erken açmaya meyilliymiş demek ki, mevsim de bunu anlamış olmalı ki, kandırıvermiş onu :) Ana gövdeden çıkmış ve budanmadan bırakılmış bir daldı bu. Zaten kesilecekti. Eğer kesilmeseydi de çok büyük ihtimalle ömrü olmazdı zaten. Çünkü önümüzdeki günlerde muhtemelen soğuk havalar olacaktır.



Bugün Rıdvan abi ve mimar arkadaşı Emin (Palalı) uğradılar. Epeyce sohbet ettik ve çok güldük...
.
.

23 Şubat 2010 Salı

Bağda Çalışma / Bakım ve Tamirat İşleri



Bağda kış döneminin klasik işlerinden biri, kırılan bazı direklerin değiştirilmesi. Şiddetli lodoslar dolayısıyla her yıl değiştirilmesi gereken bir kaç direk çıkıyor.



Yeni direği dikip, başındaki demiri değiştirmek gerekiyor.



Bir diğer iş de, bağın yeşil olduğu dönemde üzerine binen dal ve üzüm yüklerinden dolayı gevşeyen tellerin gerilmesi işi.
.
.

21 Şubat 2010 Pazar

Budamadan Sonra Asma Dalı Yığınları



Budanan asmalardan kesilen dallar toplandığında, bağın değişik yerlerinde böyle yığınlar oluşturuyorlar.
.
.

16 Şubat 2010 Salı

Budamanın Sonuna Doğru



Kimi zaman soğuk, kimi zaman yağmur nedeniyle ara verilen budamanın yavaş yavaş sonuna geliyoruz...



Bugün hava da güzeldi. Bir sürü telefon görüşmesi, internetten bişeylerin araştırması, televizyonda WTA Tour (tenis) maçları derken, dışarı çıkmakta biraz geç kaldım ama yine de günün son güneş kırıntılarını yakaladım. Erhan (Yürüt) abi ve Füsun hanım geldiklerinde bağın içindeydim. Fotoğrafları da Erhan abi çekti...



Baba bağcı, bağın öbür köşelerinde bir yerlerde halâ budamaya devam ediyor...
.
.

11 Şubat 2010 Perşembe

Hava Durumları



Bugün sabah beni uyandırdıklarında dışarısı karanlıktı, daha doğrusu her zamanki gibi aydınlık değildi. Ben de buna dayanarak, "ne var, niye beni erken uyandırdınız" dedim, bir yandan da saate baktım. O da ne, saat 10:00 a gelmek üzere. Ama bu vaktin aydınlığından eser yok dışarıda. Dün akşam başlamış olan şiddetli (hızı 80-90 km civarı) lodos da kalmış. Derken yağmur başladı. Ama öyle böyle yağmur değil. Dolu ve rüzgarla karışık çok şiddetli bir yağmur. Saat 10:00 gibi başladı, 10:20'ye kadar devam etti. Daha uzun süre yağsaydı ne olurdu bilemiyorum... Yağmur esnasında da birşey dikkatimi çekti. Daha önceleri gök gürlemelerinde önce şimşek çakar ardından da gök gürlemesi gelir ve bu belli aralıklarla devam ederdi. Bugün ise yağmur esnasında, arada bir yükselse de düşük bir volümde devamlı, kesintisiz bir gök gürültüsü sesi vardı. Bu durum bana Hollywood menşeili felaket filmlerini hatırlattı...

Geçenlerde bir arkadaşım, "bu aralar çok yağmur yağdı, sizde bir problem yoktur insallah?" demişti, ben de ona; "Epey yağmur yağıyor ama bizim buralarda bir problem yok. Öyle kolay kolay da olmaz zaten. Ama yine de ne olacağı belli olmaz tabi. Büyük konuşmamak lazım..." demiştim.

Aynen öyle, bugünkü havayı da gördüm ya, olmaz olmaz dememek lazım...
.
.

9 Şubat 2010 Salı

Bağlarda Ölü Kol Hastalığı (Phomopsis viticola)

Bu aralar bağların budamasını yapıyoruz. Babam bağları budarken kestiği bazı dalları getirdi bana. "Bu bir problem, nedir ve ne yapacağız" dedi. Ben, "bu ölü kol hastalığı, ama yine de Tamer'e de sorayım, bir de onlar Enstitü'de baksınlar" dedim. Dalların fotoğraflarını çektim ve gönderdim. Öyle çok yoğun değil ama önlem alınmazsa, böyle böyle yıldan yıla yayılan bir hastalık.



Budamada kesilmiş sağlıklı bir dal. Herhangi bir hastalık yok.



Beyaz lekeler şeklinde hastalık arazı olan dal parçası. Kışın bu rengi alıyor. Öyle çok aşırı değil ama var. Bu, gönderdiğim fotoğraf.

Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsünden, arkadaşım Tamer'den gelen cevap:

Maalesef ölü kol. Umarım bağın genelinde yoktur. Ölü kol ile mutlaka mücadele etmelisiniz. Yoksa sürekli yayılır. Verim düşüşüne yol açar. Daneler de kaliteyi bozar. Dikkat edilmezse hastalık taşınarak yıldan yıla yayılır. En son tüm omcayı kapladığında köklemek gerekir. Mantari bir hastalıktır. Bulaşmış dalları kestiğiniz makasla sağlam olan dalları kesmeyin. Onları kestikten sonra muhakkak makasınızı suyla seyreltilmiş çamaşır suyu ile dezenfekte edin. Kimyasal Mücadelesi; budamadan sonra gözler patlamadan önce %2'lik bordo bulamacı ile ilaçlayın. Gözlerin patlaması sonrası (belki zaten yapıyorsunuzdur) bakırlı ilaçlar ile ilaçlama yapın. Bunu sürgünler 8-10 cm ve 20-25 cm olduğunda tekrarlayabilirsiniz. Sana ekte yeşil sürgünlerdeki görüntüsünü gönderiyorum (aşağıdaki 4 fotoğraf). Kışın senin gönderdiğin rengi alıyor. Bu senin gönderdiklerin belki bu kadar kötü değildi ama sonuçta bulaşmıştır. İlerlerse böyle olacaktır. İlerlemesin bence. İlerlemiş bağı kurtarmak güç olduğu için baştan tedbirini alın. Bu sene yeşil sürgünlerde kontrol edin, bakalım ne kadar var.





Cardinale üzümü yeşil sürgününde Ölü Kol hastalığı.



Hastalığın yayılmış ve ilerlemiş hali.

.
Bu fotoğraftaki sürgünün durumu ise içler acısı. Hastalığın en ilerlemiş hali de böyleymiş.

.
BAĞLARDA ÖLÜ KOL HASTALIĞI
(Phomopsis viticola)



hastalığın yapraktaki görünüşü .................sürgündeki zararı

Hastalık Belirtisi
-
Başta sürgünler olmak üzere yapraklar, yaprak sapları, salkım ve salkım sapları, taneler hastalığa yakalanabilmekle birlikte hastalık esas sürgünlerde kendini gösterir. Sürgünün dipten itibaren üçüncü veya beşinci gözüne kadar olan
kısmında, lekeler ve çatlamalar görülür.
- Önce ortaları koyu siyah lekeler meydana gelir, daha sonra bu lekeler birleşerek düzensiz halde siyah çatlak ve yaralar oluşturur. Bu yaralar çok derin olup odun dokusunu dahi çatlatabilir.
- Hastalanmış yapraklar sararır, buruşur, kenarları yırtılır ve küçük kalır.
- Hastalanmış salkım ve tane saplarında lekeler oluşabilir.
- Uzunluğuna çatlayıp yarılan sürgünler sonbaharda beyazlaşarak tipik şeklini alır. Hastalığın diğer adı da ‘Sürgün Kuruması’dır.
Mücadele yöntemleri
Kültürel önlemler
-
Asmalar budama zamanında yapılmalı ve hasta sürgünler dipten
kesilmelidir.
- Budama artıkları kesinlikle asmanın altında bırakılmamalı,
uzaklaştırıp yakılmalıdır.
- Budamada temiz aletler kullanılmalıdır.
- Hasta asmalardan aşı kalemi alınmamalıdır.
Kimyasal önlemler
- Kış ilaçlaması : Budamadan sonra, gözler uyanmadan hemen önce yapılmalıdır.
- Yaz ilaçlaması :
1. ilaçlama sürgünler 2–3 cm olduğunda,
2. ilaçlama sürgünler 8–10 cm olduğunda,
3. ilaçlama sürgünler 25–30 cm’yi bulduğu devrede yapılmalıdır.
.
.

1 Şubat 2010 Pazartesi

Datça'dan Blog Arkadaşım Muzaffer Özgen, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enst.den Tamer Uysal ve Semih, Muğla'dan Ziraat Müh.Elçin Türköz



Bir kaç gün önce telefon numaramı istemişti Muzaffer (Özgen) hocam. Demek ki bunun içinmiş. Datça'dan İzmir'e giderken uğramayı düşünüyormuş olmalı ki, yolu sormak gerekeceği için istemiş, en azından ben öyle tahmin ediyorum. Nitekim öğleden sonra "ben havaalanını geçtim, sizin oraya nasıl geleceğim" diyen bir telefon geldi. Kimden? Muzaffer hocadan. Önce ben de tanıyamadım tabi. Yaklaşık 2 yıl kadar önce asmalarla ilgili birşey sormak üzere yazdığı mail ile tanıştığımız emekli resim öğretmeni Muzaffer hocamla ve eşiyle, böylelikle yüz yüze de tanışmış olduk... Muzaffer hocam şarap etiketi için resimler yapmış ve mail ile göndermişti bana, onlardan birini kullanmıştım. Yine o resimlerden birinin de orjinalini getirmiş. Teşekkürler hocam...



Muzaffer hocamlarla aynı zamanda, Hüseyin (Cangır) ve Muğla'dan Zir.Müh.Elçin Türköz de geldi. Onlarla epeyce çok lafladık...



Ve son olarak da Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsünden arkadaşım Tamer Uysal ve Semih geldiler. Milli Koleksiyon bağı için yerel çeşitlerden aşı kalemi topluyorlar. Bu tarafa gelmişken hem bana uğradılar, hem de onların oradan gelecek olan 110 R anaçlarımı getirdiler.

Görüşmek üzere dostlar...
.
.