27 Haziran 2011 Pazartesi

Beton Bağ Direği

Bağcılıkta telli terbiye sisteminde destek sisteminin ana unsurlarından biri direklerdir. Direk olarak beton, ahşap ya da demir direkler kullanılır. Biz beton direkleri tercih ediyoruz. Bağ tesis aşamasında direklerin bir kısmını dışarıdan almış, bir kısmını da kendimiz yapmıştık. Şimdi kırılan ya da hasar gören direklerin yerine direk ihtiyaç oldukça direkleri kendimiz yapıyoruz.

Biz Beton Direkleri Nasıl Yapıyoruz?


Direkler 2 metre boyunda. İhtiyaç durumuna göre uzunluk artırılabilir. Direklerin içine demir koyuyoruz. Aynen kolon inşa eder gibi. 2 metreden biraz kısa 6 veya 7 numara kalınlığında dört adet demir kesiliyor ve bu demirler yukarıda görüldüğü gibi telle etriyeleniyor. Yukarıdaki fotoğraf büyütülürse tel etriyelerle 7-8 yerden çevrelendiği görülecektir. Direklerin uzunluğu 2 metre, gövdesi 10 cm x 10 cm ebadında. Bu durumda kare şeklinde etriyelenmiş demirlerin bir kenar uzunluğu 10 cm den daha kısa olmalıdır ki demirler betonun içinde kalsın. Bunun için de 7 cm x 7 cm civarında bir ebat uygundur. Daha sonra düz bir yere tahta kalıplar yukarıdaki gibi yerleştiriliyor. Yere naylon sererek üzerine tahtaları 10'ar cm aralıklarla dizmek yeterli. En kenardaki tahtanın sağlam durması sağlanarak, yine yukarıda görüldüğü gibi, 3-4 yerden bütün kalıp tahtaları tahta çıtalarla birbirine çivilenerek sabitleniyor, ki daha sonra beton dökülünce yerlerinden oynamasınlar.


Biraz çakıllı olmasında mahsur olmayan bir kumla beton hazırlanıyor. Ölçü ne dedim Erdal'a, "iki el arabası kuma bir torba çimento" dedi. Bu ölçüden 8 tane direk çıkıyormuş. Kalıpların içine betonu dökünce etriyeli demirlerin kalıbın zemininde değil ortada kalması için, hafifçe yukarı kaldırarak bunu sağlamak gerek. Kalıplara dökülen betonu sıkıştırmak ve üzerini mala ile de düzeltmek gerek. Direğin dikildiği yerde sağlam durması için belli bir bölümünün toprağa gömüleceğini düşünürsek (biz 40-50 cm derinliğinde bir çukura dikiyoruz) toprak seviyesinden hangi yükseklikten ilk sıra tel çekilecekse (bizde bu yükseklik 80 cm dir) orada bir delik bırakmak lazım direklerde. Bunun için de beton dökülürken o noktalara ince bir boru koymak yeterlidir. İlk sıra telin geçeceği bu deliğin daha yukarısına, üst sıra tellerin tutturulacağı V ya da T sistemi demirlerin takılmasını sağlayacak civatalar için de delikler bırakılmalıdır.


4-5 gün sonra yeni direklerin dökülmesinde kalıpları tekrar kullanabilmek için direkler kalıplarından çıkarılır ve kurumaları için yukarıdaki gibi dizilirler.


22 Haziran 2011 Çarşamba

Füsun-Erhan Yürüt ve Ankara'dan Gelen Misafirlerimle Gordias Şarapları Tadımı



Erhan abiler daha önceden bana Ankara'daki iki bayan arkadaşları Canan ve Saadet hanımlardan ve onlarla beraber şarap yaptıklarından bahsetmişlerdi. Daha sonraları da Canan hanımların bir şaraphane kuruyor olduklarını haber alıyordum ki, artık bu çabaları neticelenmiş. Irmalı Vineyards'ın kuruluşu tamamlanmış. Irmalı Vineyards'ın web sitesi nin çok yakın bir zamanda daha geniş bir içerikle yayında olacağını söylediler. O zaman bu siteyi ayrıca yazacağım. Canan hanım da beni ve Garova'yı ve tabi Garova Günlüğünü internetten tanımış. Eee, devir internet devri. Baksanıza, ortadoğudaki devrimler bile internet üzerinden organize olmadılar mı :)



Bir kaç gün önce Erhan abi aramış ve Canan hanımların Bodrum'a geleceklerini ve onlara da uğrayacaklarını ve tatmaları için kendi şaraplarından getireceklerini söylemişti. Erhan abi, daha piyasaya yeni çıkacak olan bu iki şarabı, Gordias Kalecik Karası Kırmızı ve Gordias Kalecik Karası Rozeyi, Mehmet'e gidelim orada hep beraber tadarız demiş. Füsun hanım karşılaştırma açısından bir tane de Likya Şarapçılığın İsinda Kalecik Karası Roze'sini getirmiş. Onların yanına naçizane benim roze denememi de ekledik. Kırmızının yanına da iki tane bizim ev şarabı kırmızılarımızdan koyduk.



Şarapları açıyorduk ki, Edip bey geldi. Bu hoş tesadüfle Edip bey de tadıma ve sohbete iştirak etmiş oldu. Şaraplara gelince; ben, hem Gordias Rozeyi hem de Kalecik Karası kırmızıyı beğendim. Ama hangisi denilirse, Roze daha başarılıydı. Roze severlere duyurulur. Füsun hanımla da bu konuda mutabık kaldık.



Konu bağcılık ve şarap olunca muhabbet bitmiyor tabi. Ama diğer yandan da zaman sonsuz değil. Tadım ve sohbetimizin sonunda ben Canan hanımlara bir daha başarılar diledikten sonra onları uğurlarken "tekrar görüşmek üzere" dedik...

Erhan abiler gelmeden biraz önce de Liseden arkadaşım, sevgili hemşom Ali (Ölmez) aramış ve yoldayız birazdan sana uğrayacağız demişti. Çok fazla, geniş geniş sohbet edememiş olsak da Ali'leri görmek güzeldi. Sevgili arkadaşım her izne geldiğinde bana da uğramayı ihmal etmiyor. Teşekkürler hemşerim....

18 Haziran 2011 Cumartesi

Okul (Lise) Arkadaşlarımın Ziyareti



Bundan 6 yıl önceydi, Liseden 9 arkadaşım (Yurdal, Bahadır, Erkan, Türker, Lütfü, Devrim, Ali Ölmez, Gültekin ve Özkan) ve bazılarının eşleri ve çocukları hep beraber aniden ziyaretime gelmişlerdi. 2 yıl önce de mezun olduğumuz Lisede 20. yıl buluşması düzenlemiş ve epeyce arkadaş o zaman da görüşmüştük. Sanırım 4-5 ay kadar önce de Devrim (Alkaya) "bahar aylarında seni ziyarete geleceğiz" demişti. Bahardan biraz yaza sarkan, Devrim, Erkan, Lütfü, eşleri ve çocukların ziyareti bugündü. Sohbet ve arkadaşları tekrar görmenin mutluluğu... Güzeldi...

14 Haziran 2011 Salı

Salkımlar Gelişiyor, Üzüm Taneleri Büyüyor



Bağın kış bakımıydı, budamaydı derken, asmalar filizlendiler, salkımlar belirdi, çiçek açtılar, taneler oluştular...



Cardinale üzümü salkımları bu durumdalar. Şimdilik herşey yolunda gidiyor, inşallah böyle devam eder...



Zinfandel üzümü salkımları.