Çok komik, kaşla göz arasında bir kaza(cık) ve ayaklar bu halde. Tekerlekli sandalyeden düştüm. Öne doğru çok yavaş, ağır çekimde bir düşmeydi bu. Kendimi yavaşça yan tarafa doğru koyuvermiştim. O esnada ayaklarım altımda kalmış sanırım. Zaten iyice hassaslaştıkları için olan olmuş. Ne zaman? Bir hafta önce. Sol ayağım şişmişti. Sağ ayağımda da vardı şişme ama çok değildi, daha sonra inmişti. Ben de berelenme falandır diye hastaneye gitmek istemedim. Daha doğrusu öyle olmasını geçirdim hep içimden. Ama daha sonra şişlik pek de inmeyince ve üstüne üstlük hafif bir morarma da olunca bize de hastanenin yolu göründü...
Netice; Sol ayak bileğimde kırık, sağ ayak bileğimde çatlak. Şimdilik atel alçıya alındı. Bu alçıda 12-13 gün kadar kalacak, bu arada şişliği falan inecek ve asıl alçı o zaman yapılacak(mış). O da 30 gün kadar kalacak(mış). Yani toplam 45 gün kadar bir süre. Ooof of, nasıl geçer bu alçılarla bu kadar gün bilmiyorum ki...
.
Blogumu takip edenler İşmen Bağlarını da, onlarla dostluğumu da bilirler. İşte onlardan da Haluk (İşmen) abi bir kaza yaşamış. Bir kaç günlüğüne İstanbul'a giden Haluk abi, Bodrum'daki çiftliğine dönmek üzere havaalanına gidecekken, yolda bir arabanın çarpması marifeti sonucunda Bodrum yerine hastaneye gitmek durumunda kalmış. Bu hayat ne kadar garip böyle yaaa... Herşey bir şaka gibi sanki... Hadise dün olmuş. Ama ben geçmiş olsun demek için bugünü beklemiştim. Buradan bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum...