Yaklaşık üç ay önce Yalı Beldesi Belediye salonunda, Erhan (Yürüt) abinin öncülüğünde bir şarap yapımı semineri düzenlemiştik. Bu daha çok, bir seminerden öte, şarap ve şarap yapımı hakkında sohbet gibiydi. Bu esnada, bağda kalan son neferiye üzümlerle küçük bir de uygulama yapmıştık.
Bu uygulamada saplarından ayırıp parçalayarak, Erhan abinin nezaretinde fermentasyona bırakılan üzümlerin fermentasyonları tamamlandı ve içmek için henüz erken de olsa bir şarap çıktı ortaya. Sadece 4 şişe olan bu uygulama şarabını korumaya çalışmaktansa, bir daha toplanalım ve "işte o üzümlerden yaptığımız şarap" diyelim dedik. Dedik ve toplandık...
Hem bu 4 şişelik, küçük parti uygulama şarabının tadına baktık ve üzerinde konuştuk, hem de kendimizin başka şaraplarımızı tattık, sohbet ettik...
Üzümler saplarından ayıklanırken ve elle ezilirken çekilmiş fotoğraf kullanılarak, Füsun (Yürüt) abla tarafından, o dört şişe şaraba yapılan etiket.
Toplantı, Yalıçiftlik sahilinde bulunan ve Yalı Belediyesi tarafından işletilen Yalı Balık Restaurant'ta yapılacaktı ancak önceki gece esen lodos camları kırmış, içeriler su olmuştu. Temizlenmeye ve tamir edilmeye henüz başlanabildiği için toplantı yeri de değişti. Toplantımız yine, Belediye Başkanımız İsmail Altındağ'ın ev sahipliğinde Yalı Belediyesinde gerçekleşti.
Lodos şiddetini yitirmiş de olsa, yine de oldukça büyük dalgalar vardı. Yalıçiftlik'teki denizi pek böyle görmemiştim. Hafif şiddetteki bu lodosta bile ürkütücüydü... "Acaba bu havada denizde olmak nasıldır" diye düşünmeden edemiyor insan :) Sakin havada, turkuaz rengi ve durgun haliyle ne kadar çekici ve güzel oluyorsa, böyle havada dalgaları ve kararan rengiyle bir o kadar korkutucu oluyor...