9 Haziran 2020 Salı

"Üç Cümle Yazın Bugün" Dedi

Evet, işlerim çok fazla... Evet, vakit bulamıyorum ama yine de sevgili blogumu bu kadar ihmal etmemem gerekiyor(du)...


Bugün telefonum çaldı ve gayet kibar bir hanımefendiyle bağlarımızla ve işle ilgili epeyce konuştuk. Sonra, "Garova Bağları Günlüğü" Bloguma bakmış  ve "Sizin blog çok güzel... okuyacak çok şey var, ancak, onu da aldım listeye." şeklinde bir WhatsApp mesajı geldi. Uzun zamandır bişey yazmadığımı, bugün - yarın derken hep kaldığını yazdığımda, bu defa da, " Bence yazmak için çok iyi bir gün bugün. Üç cümle yazın bugün. Sonra isterseniz unutun! (o sizi bırakmayacak ki sonra)" mesajı geldi. Sonrasında, eski yazıları da okumuş olacak ki, bir başka "Blogunuz çok güzelmiş" mesajı daha...

Ara ara bunun gibi konuşmalar, mesajlar oluyordu, hatta, bu yazıyı yazmak için açtığımda, altı ay önceki yazıdan sonra, yorum olarak "Dönüşünüze çok ama çok sevindim. Sizden öğrenecek çoook şeylerimiz var, unutmayın bizi." yazmış Ecehan. Kusura bakma, çok geç gördüğüm için...

Bütün bunların üstüne, her ne kadar üç cümleyi geçmiş de olsam, Garova Bağları Günlüğü'me bişeyler yazmaz mıyım hiç!.. Hadi bakalım, Garova'da akşam güneşinde çekilmiş bu fotoğraf eşliğindeki, adı üç cümle olan, kendi üç cümleyi aşan bu yazı, Blogum için yeni bir başlangıç olsun...

8 Aralık 2019 Pazar

“Bağın İçine Girip Budayasım Gelipduru!"


3-4 Aralık 2019 tarihlerindeki "1.Bodrum Tarımsal Kalkınma Çalıştayı" nın ardından Milas Bakış gazetesinde A.Kemal Kaşkar tarafından bir değerlendirme yazısı kaleme alınmış. Yazının tamamı “Bağın İçine Girip Budayasım Gelipduru!" başlıklı ve, ben ve Garova'yla ilgili bölümü de aşağıdaki şekilde;

Saat 10’a doğru Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın salona girmesinin hemen ardından başladı çalıştay.

Sunuş-açılış konuşmalarının ardından yapılan panelden notlarla sürdürmek istiyorum. Onların başında da Mehmet Vuran geliyor. Vuran, ailecek gerçekleştirdikleri ‘Garova Bağları’ deneyimini yine içtenlikli ifadelerle paylaştı katılımcılarla …
Karaova Bağbozumu Şenlikleri’nden tanıyorum, tanışıyoruz kendisiyle … Pınarlıbelen’in ‘Karanlık mevkii’nden … ‘Karanlık’ derken, ‘ışıksız-güneşsiz-akşam/gece vakti’ anlamında değil … “Yöremizde çok yaygın şekilde dağda bayırda yetişen bir tür yabani lavanta olan Karabaş otuna Karaova’da  ‘karan’ deriz biz” diyor Vuran ve doğup büyüdüğü yerin, Karan’ın çok olduğu yer anlamında ‘Karanlık’ olarak adlandırılıp anıldığını söylüyor … Söke Ziraat Teknik Lisesi’nden mezun olup Ziraat Teknisyeni olarak Tarım Bakanlığında işe başlamış. Üç yıl sonra, 20 yaşında uzun dönem olarak askere gitmiş. Dönüp tekrar işe başladıktan bir yıl sonra tayini Bodrum’a çıkmış. Aynı yıl, Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne başlamış. Hem çalışıp hem okuyarak okulu bitirmek üzereyken, geçirdiği trafik kazası yüzünden omurilik felci olmuş …
“Kalan 3 derslik bölümü ertesi yıl tekerlekli sandalye ile giderek bitirdim ve mezun oldum” diyor Vuran ve ardından malulen emekli oluyor. Kazadan ve malulen emekli olduktan bir süre sonra bağcılık ve ardından şarapçılık … “İkinci hayatımın dönüm noktalarından biri” diye değerlendiriyor onları Mehmet Vuran …
Yeğeni, “Amca ne anlatacaksın sen o toplantıda” diye sormuş o gün sabah … “Daha küçük; burada anlatacağım başarı öyküsünün büyük anlamını sonra sonra farkedecek, anlayacak” diye sürdürüyor sözlerini …
Bodrum 1. Tarımsal Kalkınma Çalıştayı’nın ilk günü yapılan panelde yaptığı konuşma, aynı zamanda Dünya Engelliler Günü olan 3 Aralık’a da denk gelince çok daha dokunaklı, etkili bir konuşma oldu. Gerçi o, nerde ve ne zaman konuşsa, kendine özgü ‘sahiciliği’ ile etkiliyor insanları … Abartısız, süssüz …
Yıllar önce Bodrum pazarına kasalarla üzüm götürdükleri ilk gün bir kilo bile satış yapamadıklarından bahsediyor. “Babam bana, ‘satıp gelirsiniz’ deyip gitmişti. Sonraki gün ben yine satamamıştım ve ben de yılgınlıkla kardeşime ‘satıp köye gelirsin’ demiştim ve kardeşim, nasıl başardıysa satabilmişti … Sonraki yıllarda, pazarda üzüm satıcılarının, ‘Siz üzümlerinizi bitirin de biz de satabilelim’ dedikleri noktaya geldi iş …” diyor yüzünde gülümseme …
Ve “insan yaptığı işi severek yapmalı” vurgusunun peşine, Ocak ayından itibaren bağı budamaya başladıkları bilgisini ekleyip geçen yıl Aralık ayının sonlarına doğru pencereden dışarı bakan babasının, “Bağın içine girip budayasım gelipduru” sözlerini paylaşıyor … “Bir tür ‘aşk’ bu” derkenki haliyle tavrıyla, onca mutsuz-umutsuz insanlarla kuşatılmış günlük yaşamımızda adeta bir ada: İçinde bir iş yapmanın, başarmanın saadetiyle ‘Mutluluğun Resmi Adası’ …

5 Aralık 2019 Perşembe

1. Bodrum Tarımsal Kalkınma Çalıştayı

3-4 Aralık 2019 tarihlerinde, Bodrum Belediyesi tarafından "1.Bodrum Tarımsal Kalkınma Çalıştayı" düzenlendi. Birinci gün öğleden önce yapılan açılış konuşması ve akabindeki konuşmalardan sonra, öğleden sonra iki çalışma grubu tarafından kapalı toplantılar gerçekleştirildi.  

İkinci gün Çalıştayın sonuç bildirgesi (Karaova'da) Mumcular'da Bodrum Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü önünde Belediye Başkanı Ahmet Aras tarafından okundu.



28 maddeden oluşan Çalıştay sonuç bildirgesi şöyle:
1. Bölgede Tarımsal Üretim Kooperatifi (Kırsal Kalkınma Kooperatifi ) kurulacak ve içinde Kadın üretiminin desteklenmesi ile ilgili yerel küçük işletmeler kooperatifin ana hedefinde bulunacaktır.
2. Ekolojik turizm, Kırsal turizm konusunda çalışmalar yapılacaktır.
3. Arıcılık ve arı yetiştirme merkezi kurulacak üreticiler apiterapi ve apiturizm konusunda desteklenecektir.
4. Tarımsal atıkların(budama artığı dal vs.)geri dönüşümü yapılarak kompost gübresi üretilecek ve çiftçilere dağıtılacaktır.
5. Tarımsal ürünlerin pazarlanmasına Belediye olarak destek verilecektir.
6. Gençleri tarıma çekmek için çalışmalar yapılacaktır.
7. Tıbbı aromatik bitkiler ve bunlardan üretilen uçucu yağ üretimi desteklenecektir.
8. Bodrumda bitki ve hayvansal ürün üretimi ile ilgi bilgiler oluşturulacaktır.
9. Bodrum Hal’inde Üretici Birliklerine ürün satışı konusunda kolaylıklar sağlanacaktır.
10. Tarım üretim konusundaki örnek işletmeler desteklenecektir.
11. Üniversite öğrencilerini desteği ile sosyal medya üzerinden Bodrum Markalı Ürünlerin pazarlanması için çalışmalar yapılacaktır.
12. Bölgelere göre üretim planlamaları yapılacaktır.
13. Belediyenin yetkisinde bitkisel ve hayvansal üretim merkezlerine ve ürünlere eko üretim güvencesi ile Yeşil bayrak sertifikası verilerek kalite güvenlik sistemi kurulacaktır.
14. Bodrum markalı butik ürünler üreten işletmeler desteklenecektir.
15. Gıda A.Ş.’ nin tüzüğü kooperatiflerle ortak çalışmalara yapılacak şekle dönüştürülecektir.
16. Yağmur suyu hasadı için göletler oluşturulacaktır.
17. Bağcılık ve şarap üretimi desteklenecektir.
18. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin bölgedeki etkileri tespit edilecektir.
19. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin (örneğin ,süt, et ,zeytin ,mandalina) işlenmesi ve paketlenmesi ile ilgili tesislerin kurulacaktır.
20. Tarım ve turizm envanterinin yenilenmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılacaktır.
21. Envanterden sonra üretim ve ürünle ilgili öncelikler ve hedef kitleler belirlenecektir.
22. Kooperatif üyesi üreticilere pazarlarda öncelik sağlanacak ve pazarlama ile ilgi alternatif sunulacaktır.
23. Kooperatif bünyesinde ortak makine parkı kurulacaktır.
24. Bodrum bölgesi Endemik Bitkileri ile ilgili çalışmalar yapılacaktır.
25. Bölgemize adapte olabilecek katma değeri yüksek ürün üretimi konusunda yeni çalışmalar planlanacaktır.
26. Bütün tarımsal üretimler ve ürünle ilgili Üreticiye Sertifikalı Eğitimler düzenlenecektir.
27. Arazi büyüklüğü 5 dönümün üzerinde olan mandalina bahçeleri, zeytinlikler ve üzüm bağları gibi alanlara sadece kırsal turizme yönelik 750 m2 yi geçmeyecek konaklama tesisi yapılabilmesi için gerekli imar planlama çalışması yapılacaktır.
28. Belediyenin önderliğinde yerelden yetkin ve bilimsel kişilerden oluşan danışma ve çalışma grubu oluşturulacak ve stratejik plan ortaya konulacaktır.

21 Ocak 2019 Pazartesi

Garova Bağları

Eveeeet, çoook uzun bir aradan (ayrılıktan) sonra, küçük bağımızın ve düzenlenmekte olan yeni yerimizin ve mahzenimizin kısa bir videosuyla tekrar sevgili bloguma dönmüş bulunuyorum. Umarım buradaki yazılarımın / paylaşımlarımın devamı gelir...  


Bir zamanlar bloglar oldukça fazla takip ediliyorlardı. Daha sonra araya Facebook girer gibi oldu, derken en öne İnstagram geçti. İnstagram hem çok pratik hem de, fotoğraf paylaşıp fotoğrafın altında fotoğrafla ilgili bilgilerin ya da bir konu hakkındaki fikirlerin paylaşılabildiği güzel bir ortam. Ancak, görüyorum ki bir çok kimse o yazıları okuma zahmetine katlanmıyor, jet hızıyla fotoğrafa bakıp, belki bir beğenme tıklaması atıp ekranı kaydırmaya devam ediyor. Bunla kıyaslandığında Bloga girip okumak biraz daha zahmet gerektiriyor. Sanırım bu durum da blogları (artık) daha özel bir mecra haline getiriyor. Gerek blog içerisinde gerekse internet ortamında arama yaptığınızda eski yazılara (bilgilere) ulaşabilme imkanınızın olduğu, yazıların daha düzenli bir şekilde arşivlendiği bir yer blog. Suya yazılmış yazı gibi değil.... Onun içindir ki, buraya (da) yazmaya devam etmem gerektiğini düşünüyorum...