Davul, zurna ve ben. Bu yaşıma geldim, davullu zurnalı bir çok düğünde bulundum ama davul ve zurna şimdiye kadar hiç kulağımın bu kadar yakınına gelmemişti :) Çağırdım, "çalın bakalım" dedim. "Bir de fotoğraf çektireyim." Bunda, elimdeki rakı kadehinin etkisi var mı derseniz, yok. O işin görüntüsü. Arkadaşlara eşlik ediyor olmak için. Zaten hepi topu içtiğim de bir yudum ancadır. Yani, amiyane tabirle, içip zurna olmadığım gibi, olmuşluğum da yoktur. Maksat muhabbet...
Her ne kadar "davulun sesi uzaktan hoş gelir" diye bilinirse de, hem zurnanın hem de davulun sesi yakından da gayet güzel :) Buyrun size küçük de bir örnek, tıklayınız.
Düğün, Erdal'ın (bilmeyenler için, kardeşim olur kendisi) kayınbiraderi Nail'in düğünü. Bu vesileyle Nail ve Zehra'ya da burdan mutluluklar dilerim. Ege'nin birçok yerinde olduğu gibi bizim yöremizde de geleneksel düğünde erkek evinde davul zurna çalınır. Cumartesi günü öğleyin başlar, Pazar günü devam eder, Pazar öğleden sonra "gelin alma" ya gidilir, düğün kız evinde de devam eder ve akşama doğru gelinin alınıp gelinmesiyle sona erer.