15 Şubat 2009 Pazar

Sümbül Çiçeği(miz)

En çok sevdiğim çiçeklerden birisi de sümbül ve şimdi sümbül zamanı. Ve bunlar da bizim bahçedeki sümbüller.



Burada Şubat ayının ortalarına doğru açmaya başlıyorlar. İklimin nasıl seyrettiği de etkili bunda. Mesela bu yıl havalar daha ılıman geçtiği için biraz daha erkenciler. Ama geçen yıllardan hatırlıyorum ki, biraz korunaksız ve açıkta olanlar don olduğunda epeyce çok zarar görüyorlar. Kumlu ve gevşek (geçirgen) toprağı tercih ederler, çok fazla sudan hoşlanmazlar. Güneş ya da yarı gölge yerleri severler.
.


Görünüşü çok güzel olan, mavi, mor, sarı, kırmızı, pembe, beyaz gibi değişik renkleri olan, kokusu çok güzel ve keskin olan, genellikle süs için yetiştirilen çok gösterişli, Hyacinthus cinsine ait soğanlı ve otsu bir bitkidir sümbül. Çiçekleri tabanda toplanmış ince ve düzgün yaprak demetinin tam ortasında çıkan bir çiçek sapının ucunda açar ve dik salkım oluştururlar. Pek çok çeşidi vardır. Açık havada, yerde veya evlerde saksılarda yetiştirilebilir. Sümbüllerin anayurdunu doğuda İran ve Türkmenistan'a kadar dağılım gösteren doğu Akdeniz bölgesi oluşturmaktadır. En yaygın yetişeni mor çiçekli sümbül türüdür. Yaygın bahçe sübüllerinin çoğu, Yunanistan ve Suriye'nin yanısıra Türkiye'de kendiliğinden yetişen bu mor çiçekli sümbül türünden elde edilmiştir.


Yunan Mitolojisinde ise, Hyacinthus, Sparta Kralının genç oğlu olup yeniden doğuşu simgelemektedir. Yan tarafta, Amerikalı ressam Benjamin West'in "Hyacinthus'un Ölümü" adındaki mitolojik konulu tablosu.
Efsaneye göre; Hyacinthus bir Sparta prensidir. Çok güzel bir erkek olan Hyacinthus'a Tanrı Apollon aşık olur. Günün birinde Apollon ile Hyacinthus disk atma yarışması yaparlarken Apollon'un attığı disk bir kayadan sekerek (ya da rüzgarın etkisiyle) Hyacinthus'un başına çarpar ve Hyacinthus ölür. Apollon bu duruma çok üzülür. Arkadaşının (ya da aşık olduğu kişinin) adının bir çiçek olarak yaşamasını ister. Hyacinthus'tan toprağa düşen kan orada sümbüle dönüşür.

3 yorum:

  1. Merhabalar... :)

    Karaburun, nergis ve sümbülün en çok yetiştiği yerlerden. Ama nergisler ve sümbüller yok oluyor... Bir hastalık onları yavaş yavaş yok ediyor... Ve kimse bir şey yapamıyor.

    On bin adet sümbülle bir odada beraber bulunmuştum. Küçük ve kapısı ve penceresi kapalı bir oda. Sümbüller satış için demetleniyordu... Dışarı çıktığımda çakırkeyfi geçmiş neredeyse duta(!) yakın sarhoş olmuştum :)

    Sayenizde Karaburun'un nergiz ve sümbül tarlalarında bir gezinti yaptım. Çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Üç beş tane sümbülün bile kokusu odayı kaplamaya yetiyor. On bin adet sümbülle dolu bir odanın nasıl kokacağını düşünemiyorum, hakikaten kokudan sarhoş olunur :)

    YanıtlaSil
  3. Biliyrmusunuz bilmiyorum ama www.ağaçlar.net sitesini tavsiye ederim. Güzel dostluklar, bitkiler, daha neler neler. Bir okuldur ağaçlar net doğa ve bitkiler konusunda. Bilgi konusunda derya deniz. Mutlaka foruma uğramınızı tavsiye ederim. Üyelerin bahçeleri bölümü var ki okumaya gezmeye doyamıyor insan. Doğal yaşam ile kendi yetiştirdikleri meyve sebze bahçeleri daha neler neler.
    Sloganı da''Siz onu umursamazsanız, doğa sizi hiç umursamaz.'' ''Doğa İçin Çal'' ağaçlar net projesidir.

    Bloğunuz çok güzel, huzurlu günler dilerim.

    YanıtlaSil